Memurdan esnafa, çiftçiden işverenlere kadar her kesim için sunduğu katkılar dolayısıyla vefatının 7. yılında da hala yad edilen Erbakan, milli, yerli üretimi, sanayileşmeyi desteklemesi, ekonomi ve diplomasi politikalarına getirdiği yeniliklerle anılıyor.
D-8, HALEN VARLIĞINI KORUYOR
Türkiye, Bangladeş, Endonezya, Malezya, İran, Mısır, Nijerya ve Pakistan'dan oluşan Gelişen Sekiz Ülke (D-8) Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün fikir babası olan merhum Erbakan, D-8 ile nüfuslarının çoğunu Müslümanların oluşturduğu ülkelerin bir araya gelerek, ortak pazar, proje ve dış politika oluşturulmasını amaçlamıştı. 1997 yılında kurulan D-8, halen varlığını koruyor.
"BUGÜN HALA, ONUN FİKİRLERİNDEN VE SÖYLEMLERİNDEN ÖĞRENECEĞİMİZ ÇOK ŞEY VAR"
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Öztürk Oran, merhum Necmettin Erbakan'ın "davamızın esası şefkat, gayesi ise bütün insanlığın saadetidir." şeklinde özetlediği adil ekonomik düzen politikasıyla, sadece bu ülkeye değil tüm dünyaya kıymetli bir fikri miras bıraktığını belirterek, onun hayatı boyunca "hem kalbi, hem aklı, hem de karnı doyuran" bir iktisadi düzen uğruna çalıştığını kaydetti.
Türkiye'ye ve ekonomiye kattıklarının vazgeçilmez olduğunu ifade eden Oran, şunları söyledi:
"Başarılı bir bilim adamı, vizyoner bir girişimciydi. Türkiye'nin ağır sanayileşme hamlesine büyük emek verdi. Mesela bu ülkenin ilk dizel motor fabrikasının temelini kendisi attı. Aynı zamanda yenilikçiydi. İlk defa kendisinin ortaya koyduğu 'havuz sistemi' bugün dahi başvurulan, kamu maliyesi adına müthiş bir finansal inovasyon bana kalırsa. İnce bir ferasete sahipti. Ülkenin maddi anlamda en sıkıntılı olduğu dönemlerde dahi IMF politikalarına itibar etmedi. IMF'nin faize dayalı reçetelerinin fayda getirmeyeceğini, çıkışın üretimde, büyümede olduğunu her fırsatta dile getirdi. Tabii Erbakan Hoca, ekonomik gelişme yanında, diplomaside de Türkiye'nin üzerindeki atalet kabuğunu kırmayı başardı. Şahsiyetli dış politika anlayışı kendisinin en önemli hasletlerindendi. Mesela… Bir D-8 gerçeği var. Ben bu birlikteliği de rahmetli hocanın en önemli miraslarından biri olarak görüyorum. Orada Türkiye ile birlikte Bangladeş, Endonezya, Malezya, İran, Mısır, Nijerya ve Pakistan hakikaten önemli bir kucaklaşma yaşadı. Bu adım sadece karşılıklı iş birliğinin değil, küresel ölçekte yeni bir düzen inşasının da ilk tuğlasıydı."
Oran, yine Kudüs konusunda da merhum Erbakan'ın oldukça öngörülü demeçlerinin olduğunu anlatarak, "Örneğin ABD'nin İsrail'e desteğine ilişkin yıllar önce söylediği 'Amerika, İsrail'i çok seviyorsa, İsrail'e Amerika'da bir ülke versin' sözü bu meseleye ilişkin en özlü cevaplardan biridir bana kalırsa. İnanıyorum ki bugün hala, onun fikirlerinden ve söylemlerinden öğreneceğimiz çok şey var." dedi.
"ADİL DÜZEN' DİYEREK TÜM DÜNYA İÇİN BİZE DEĞERLİ HAZİNELER BIRAKMIŞTIR"
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Abdurrahman Kaan da Türkiye'nin yakın siyasi hayatına damga vuran şahsiyetlerden biri olan Erbakan'ın yakın dönemdeki siyasi aktörlerden en önemli farkının, milli bir iktisat anlayışı ve iktisadi söylemleri olduğunu kaydetti.
Erbakan'ın bu anlayışının, ihtiyaç olan milli bir görüşe kavuşulmasını sağladığını ifade eden Kaan, sözlerine şöyle devam etti:
"Ayrıca Erbakan Hoca'nın fikirleri, Türkiye ile sınırlı kalmamış, 'adil düzen' diyerek tüm dünya için bize değerli hazineler bırakmıştır. Esasında İslam Birliği oluşturma fikrinden doğan D-8 de değerleri bakımından tüm dünyanın ihtiyaç duyduğu bir düzeni temsil etmektedir. Çatışmadan ziyade diyaloğu önceleyen, adalet ve eşitlik temelli bir düzenin sömürü düzenine karşı galip gelmesi için çalışmıştır. Erbakan Hoca bunu yaparken umudunu hiçbir zaman yitirmemiş ve bizler için örnek olacak, 'Bir çiçekle bahar olmaz ama her bahar bir çiçekle başlar' diyerek bugünün siyasetine etki etmiştir. Dünyada artık huzur, barış ve saadetin tesisi için, bir an evvel yanlışlardan vazgeçilmesi ve doğrulara dönülmesi gerektiği söyleyen hocamız, bize D-8 gibi bir hazine bırakarak baharın başlangıcı adına bir çiçek vermiştir."
Kaan, ayrıca D-8'in, siyasi olduğu kadar ekonomik bağlamda da çok önemli fırsatlar içeren bir platform olduğuna dikkati çekerek, D-8 üyesi ülkelerin toplam dış ticaretinin sadece yüzde 7'sini birbirleriyle yaptığını vurguladı.
Bu oranların, İslam ülkelerinin sahip olduğu ticari potansiyeli yansıtmaktan çok uzak olduğunu ifade eden Kaan, MÜSİAD olarak, yalnızca D-8 ülkelerinin değil, bütün Müslüman ülkelerin ticari anlamda iş birliklerinin artırılması gerektiğini söyledi.
"ERBAKAN EKONOMİNİN ÖNCÜ DEVRİMCİLERİNDEN"
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Hasan Ali Cesur ise 1950'li, 1960'lı yıllarda ekonomi alanında ortaya koyduğu vizyonunun bugün hala konuşuluyor olmasının Erbakan'ın ekonominin öncü devrimcilerinden olduğunu gösterdiğini kaydetti.
Cesur, Erbakan'ın ortaya koyduğu projelerin değerinin bugün daha iyi anlaşıldığını ifade ederek, "Dizel motorlarda püskürtülen yakıtın nasıl tutuştuğunu' matematiksel olarak izah eden, ilk yerli otomobili imal eden, 1977 yılında ağır sanayi hamlesini başlatarak yerli ve milli sanayiyi ön plana çıkartan Erbakan Hocamız olmuştur. Nereden bakarsanız bakın ağır sanayiden tutun da zaruri ihtiyaç maddelerini üreten fabrika ve tesislere kadar hepsini düşünmüş, her birini projelendirmiştir. Sayın Erbakan zamanında bütçeyi mi denkleştirmedi, rant ekonomisinin mi önüne geçmedi, faiz-borç sarmalına karşı reel yaklaşım mı sağlamadı, KİT'lerde hortumlanarak boşalan havuzu mu doldurmadı? Bunlar saymakla bitmez." değerlendirmesinde bulundu.
D-8 Ekonomik İşbirliği Örgütü'nü başlatmakla büyük ekonomik güç, farklı kaynaklar, geniş coğrafya ve yoğun nüfusu temsil eden 8 stratejik İslam ülkesinin ticaret ilişkilerini çeşitlendirerek yeni fırsatlar oluşturmanın amaçlandığını aktaran Cesur, "Bu 8 ülke Müslüman nüfusa sahip olunca ve büyük bir ekonomik güç oluşturunca... ayrıca aralarında yapılacak ticarette yeni bir para birimi oluşturmak istenince.. malum yapılar tarafından Erbakan Hocamız bir kere daha hedef tahtasına konulmuştur. Erbakan Hocamızın bizlere bıraktığı bu oluşumun tekrardan tam anlamıyla canlandırılacak olması İslam coğrafyası adına büyük bir kazanç olur kanaatindeyim. Bu vesile ile bu memleketin içinden çıkardığı en büyük değerlerden eski Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı rahmet, saygı ve minnetle anıyorum." diye konuştu.
"İSRAFI ÖNLEYEREK ÖNEMLİ TASARRUF SAĞLADI"
Eski MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat ise Erbakan'ın ekonomide her zaman milli, yerli ekonominin öncüsü olduğunu, sanayiye çok önem verdiğini belirterek, yerli ve milli üretimin artması için ekonomi politikalarının temel taşını oluşturduğunu kaydetti.
Erbakan'ın planlı şekilde sanayileşme çalışmaları gerçekleştirdiğini, birçok kamu iktisadi teşebbüsünün temelini atıp, hizmete açtığını ifade eden Bolat, Erbakan'ın ekonomi politikalarına sağladığı katkıya ilişkin şunları söyledi:
"Enkaz olarak devraldığı ekonominin bütçe açıklarının kapatılması için denk bütçe modelini uyguladı. Kamu sektöründeki israfı önleyerek önemli tasarruf sağladı. Yüksek faizi düşürebilme noktasında da havuz sistemini getirmişti. Kamu kuruluşlarının gelir ve giderlerini tek bir hesaptan yönetme olan bu modelle 2 milyar dolarlık tasarruf sağlanmış ve faiz oranlarında ciddi azalmalar meydana gelmişti. Mahalli idarelerde de halka hizmeti, kamu kaynaklarının kullanımında tasarrufları önceleyen, israftan kaçınan ve Türkiye'nin gelişmiş ülkeler seviyesine gelebilmesi için canla başla mücadele eden biriydi. Türkiye'nin milli ve yerli üretiminin önündeki engelleri kaldırmaya dikkat ederdi. Yer altı zenginliklerimizin çıkarılması ve işlenmesi konusunda çok önemli gayretleri olmuştu. Bu yaptığı faydalı icraatlarıyla kendisini yad ediyoruz."
Bolat, Erbakan'ın D-8'in oluşturulması fikrini sunmasına ilişkin, "Sayın Erbakan'ın vizyonu, ufku çok genişti. Özellikle G8 adıyla bilinen gelişmiş ülkelerin politikalarının dünya üzerinde kendi hakimiyetlerini devam ettirme amaçlı olduğunun farkındaydı. Gerek ideolojik gerekse zihniyet açısından şuurlu bir insandı. Müslüman ülkelerin ezildiğine ve sömürüldüğüne inanıyordu. Müslüman ülkelerin bir araya gelerek güç birliği yapmaları gerektiğine inanıyordu. Bu anlamda da farklı kıtalarda da olsa kalabalık nüfusa sahip ve sanayileşme çalışmaları yapan 8 Müslüman ülkenin bir araya gelerek gerek gümrük birliği, ortak pazar kurma gerekse de ortak projeler geliştirmeleri ve ortak dış politika uygulayarak Müslüman ülkelerin güç birliği modelini uygulamak amacıyla D-8'in fikir babalığını yaptı. Bununla Avrupa Birliği gibi bir modeli oluşturmayı hedeflemekteydi." ifadelerini kullandı.