FİRMAYA DAVA AÇTI
İzmir'de yaşayan İ.B, 2015'te işe girdiği şirket tarafından 2016'da "4857 sayılı İş Kanunu"nun ilgili maddesindeki, "İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek, yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması" bendi gerekçe gösterilerek iş sözleşmesinin haksız yere feshedildiği iddiasıyla firma hakkında dava açtı.
MAHKEME KARARI BOZDU
Davaya bakan İzmir 8. İş Mahkemesi, İ.B'nin işe iadesine, şirketin davacıyı işe başlatmaması halinde tazminat ödemesine karar verdi.
Şirketin avukatı Ali Onar, İ.B'nin şirkette çalışmak için verdiği bilgilerin gerçeğe uygun olmadığını ve şirketten bilgi sakladığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi talebinde bulunarak İzmir Bölge Adliye Mahkemesine başvurdu.
İzmir Bölge Adliyesi 3. Hukuk Dairesi, İ.B'nin işe müracaatı sırasında eksik ve yanlış bilgi verdiği gerekçesiyle alt mahkemenin verdiği kararı bozarak, şirket avukatı Onar'ın istinaf başvurusunu kabul etti.
BAŞVURU SIRASINDAKİ EKSİK VE YANLIŞ BİLGİ İŞTEN ÇIKARILMA NEDENİ
Dairenin gerekçeli kararında şu ifadelere yer verildi:
"Davacının başvuru formunda bildirmediği, önceden çalıştığı iş yerlerinin varlığı ortaya çıkmıştır. Davalı (İ.B) tarafından fesih bildiriminde 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II-a maddesi gereğince feshedildiği belirtilmişse de sözleşmenin esaslı unsurlarından olmamakla birlikte davacı tarafından başvuru sırasında eksik ve yanlış bilgi verildiği, güven ilişkisinin sarsıldığı, işverenden iş ilişkisinin sürdürülmesinin makul ölçülerde beklenemeyeceğinden geçerli fesih hükümleri kapsamında davanın reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmıştır."
"HER İKİ TARAFIN DA BU GÜVENİ ZEDELEYECEK İŞ, İŞLEM VE EYLEMLERDEN KAÇINMASI GEREKİR"
Avukat AA muhabirine yaptığı açıklamada, mahkemenin bu kararıyla iş başvurularının daha dikkatli ve gerçeğe uygun olmasının öneminin bir kez daha ortaya çıktığını söyledi.
"Eksik bilgi de versem nasıl olsa bana bir şey olmaz." mantığıyla hareket etmenin doğru olmadığını ifade eden Onar, şöyle konuştu:
"Hizmet akitleri işçi ile işveren arasında karşılıklı ve sınırsız güven ilişkisi temelinde kurulur. Bu nedenle her iki tarafın da bu güveni zedeleyecek iş, işlem ve eylemlerden kaçınması gerekir. Dolayısıyla İzmir Bölge Adliye Mahkemesinin tespit ve kararının yerinde olduğunu düşünüyorum."