9. Ağır Ceza Mahkemesinde dün görülmeye başlanan duruşmada, "silahlı terör örgütü yönetme", "silahlı terör örgütüne üye olma", "terörizmin finansmanının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet", "suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi hakkında kanuna muhalefet", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerini aklama" ve "vergi usul kanuna muhalefet" suçlarından cezalandırılması talep edilen tutuklu sanıklar Cahit ve oğlu Taner Nakıboğlu ile 13 tutuksuz sanık ve avukatları hazır bulundu.
Mahkeme Başkanı Murat Çolak'ın dün duruşma sırasında rahatsızlanması nedeniyle bugün yapılan celseye 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ercan Kumhak başkanlık etti.
Mahkemede tanık olarak dinlenen Ramazan A, Naksan Holding'e bağlı şirkette çalıştığını ifade etti.
İşçilere dağıtılan gayri resmi maaştan "yardımlaşma" adı altında para kesildiğini anlatan Aktaş, "Bu para ihtiyaç sahiplerine borç karşılığı veriliyordu. Bunun takibini personel müdürü yapıyordu. 'Şu anda o paralar nerede' diye sorduğumuzda yanıt vermiyor ve kendisinin de bilmediğini söylüyor. 2006 yılında takiben ev almamıza yardımcı olmuşlardı, bunun karşılığında personel müdürü açık senet imzalattı, onların da kendisinde olmadığını söylüyor. Kendisini mahkemeye verdiğimde, beni odaya çağırıp işten atma ve iftira atma şeklinde tehdit etti. Bu senetlerin bulunmasını ve paranın nereye gittiğinin açıklanmasını istiyoruz. Personel müdürü olan kişi, ucuz bir arabaya binerken şimdi lüks otomobile biniyor." diye konuştu.
"NE BİLİYORSAN ANLAT"
Mahkeme Başkanı Ercan Kumhak'ın "Bu davayla ilgili ne biliyorsun onu anlat" uyarısı üzerine tanık Ramazan A, sanıkların terör örgütüne üye olup olmadığını bilmediğini söyledi. Bunun üzerine Kumhak, soruşturma esnasında "paranın himmet adı altında toplandığı ve Gülen cemaatine gittiği" şeklinde ifade verdiğini hatırlattı.
Ramazan A, "Fabrikada sorunlar yaşanmaya başlandığı sırada Osman Nakıboğlu'nun (firari sanık) 'bekleyin, sabredin 7. ya da 8. ayda her şey düzelecek sıkıntılar bitecek' demesini, darbe girişiminin yaşanmasından sonra darbe girişiminden haberinin olduğu düşündük." diye konuştu.
Tanık Mehmet A. da Emre Nakıboğlu'nun (tutuksuz sanık) yanında çalıştığını anımsatarak, "Nakıboğlu'ndan 3 kez poşet içerisinde para alarak, kayınbabasına götürdüm. Paranın ne kadar olduğunu bilmiyorum." dedi.
Tanık İsrafil Ç. ise Taner Takıboğlu ile 2007 yılında yapının içerisindeyken tanıştığını belirterek, "Vakıf mütevellisinde beraber olduk. Zirve Üniversitesi (KHK ile kapatılan) yapıldı ancak iyi gelirler elde edemedik, 2012 yılında menkuller satıldı. Naksan Holding'in FETÖ'nün 'para kasası' olduğunu duymadım. Kasa, il imamıydı." dedi.
Tutuklu Taner Nakıboğlu'nun tanığa müdahale etmek istemesi üzerine Başkan Kumhak tarafından uyarıldı.
Tanıkların dinlenmesinin ardından mütalaasını veren Cumhuriyet Savcısı Cem Saklıca, henüz dinlenmeyen tanıkların bir sonraki celsede hazır edilmesi ve eksiklerin giderilmesi için tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Daha sonra söz alan tutuklu Cahit ve Taner Nakıboğlu ise tanık ifadelerinde kendilerinin örgüt üyesi olduğunu kanıtlayan bir ifadenin olmadığını iddia ederek tahliyelerini istedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Cahit ile oğlu Taner Nakıboğlu'nun mevcut delil durumunu dikkate alarak tutukluluğunun devamına karar verip eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.