Reuters'ın İstanbul ofisinde ekonomistler ile bir araya geldiği toplantıda Ertem, KGF ile ekonomiye ciddi bir para verildiğini ancak bunun enflasyon yaratma etkisinin minimal olduğunu kaydederek, "Bu ise TCMB'nin önümüzdeki dönemde enflasyon hedeflerinin yeni KGF kullandırımları ile şaşmayacağını düşündürüyor. Bu çerçevede KGF devam edecek; belki bunu kurumsallaştırarak devam ederiz" dedi ve şöyle devam etti:
"Örneğin bu bir mali hedef gibi yani GSYH'nın belli bir oranında, bankacılık sisteminin olağan kredi genişlemesine kaç puan katkı yapacağını hesaplayarak, bir model oluşturarak devam edebiliriz. Dolayısıyla her yılın başında KGF kullandırımları ne kadar artacak veya geri dönüşler ne kadar kullanılacak gibi tartışmaların da önünü kesmiş oluruz. Bu konuda ilgili birimler değerlendirme yapacak."
KGF'nin kurumsallaştırılması konusunda, "Bu konudaki uygulama muhtemelen seçimlerden sonra olur. Mali oran gibi bir oran belirlenmesi, ona benzer teorik bir şey yapılması çok yararlı olur. Burayı kurumsallaştırmalıyız çünkü çok özgün bir örnek" diye konuştu.
Kendine tanınan 250 milyar TL'lik kefalet limitinin yaklaşık 200 milyar TL'lik kısmını kullanan KGF, sağladığı 199.5 milyar TL'lik kefalet hacmi ile yaklaşık 220 milyar TL tutarında kredi hacmi yarattı.
KGF ile Hazine arasında bugün imzalanan protokolle 55 milyar TL'lik kefaletin oluşturacağı kredi kullanıma açılırken; 50 milyar TL'si yeni kefalet, 5 milyar TL'si ise geri dönüşlerden oluşacak.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek bu kefaletin 25 milyar TL'sinin imalat sanayi, 15 milyar TL'sinin de ihracatçılara kullandırılacağını, böylece yeni kefaletin üçte ikisinin üretime yatırıma tahsis edildiğini, kalanın işletme sermayesi olacağını söyledi.
KGF'de kalan tutarın geçen yıl kullandırılan 200 milyar TL'lik tutar gibi olmayacağını, daha spesifik bir kullandırım yapılacağını söyleyen Ertem, "Geri dönüşler de bu kapsamda değerlendirilecek. Geri dönüşlerin çok hızlı, NPL oranının da çok düşük olacağını düşünüyorum. Dolayısıyla bu aynı zamanda banka sistemini terbiye eden, kaynaklarını doğru yerlere plase eden bir yapı olacak" dedi.
KGF'de uygulanacak yeni sistemde yalnızca yeni yatırım değil, tevzi yatırımları da kapsayan bir kredilendirme yapılacağını kaydeden Ertem, "İlk yatırım ya da sıfırdan yatırımı kapsamayacak. Dolayısıyla küresel rekabeti ve ihracatı artıracak bir uygulama olarak da gündeme gelecek" diye konuştu.
Ertem daha önce Reuters'a yaptığı açıklamada KGF'nin bugüne kadar sağladığı 200 milyar TL dışında kalan 50 milyar TL ve geri dönüşlerle de hesaba katıldığında 2018'in ilk çeyreğinde 100 milyar TL'yi aşan bir kredi büyüklüğü oluşacağını söylemişti.
"Hedefimiz piyasayı ve ekonomiyi enflasyon yaratacak seviyede ısındırmadan, çıkan paranın yatırımlara daha fazla gitmesini sağlamak" diyen Ertem, "Son çeyrekte büyümenin üçüncü çeyrek kadar olamasa da yıl ortalamasında yüzde 7 büyümeyi yakalayacak seviyede realize olacağını ve 2018 ilk çeyrekte de devam edeceğini düşünüyoruz. KGF kullandırımlarını da bu çerçevede bu zamanlamaya bağlı olarak yapacağız" dedi.
Ertem, KGF'nin ekonomide çok ciddi bir ivmelenme sağladığını, çarpan etkisinin çok yüksek olduğunu söyleyerek, "Bankacılık sisteminde kredi mevduat oranlarını düzelten bir ivmelenme yakaladık, KGF kredilerinin şu anda hızlı bir şekilde mevduata döndüğünü görüyoruz. Bankacılık sistemi burada alacaklarını seküritize edecek ve buradan mevduat ve sendikasyon dışı kaynak sağlayacak duruma da geldi. Öte yandan reel sektörü önemli ölçüde destekledik ve yatırımların kıpırdanmakta olduğunu gördük" dedi.
KGF'DE HAZİNE DESTEĞİNE GEREK KALMAYABİLİR
KGF ile çok üst düzeyde bir rating sistemi geliştirildiğini, artık Hazine'nin desteği olmadan da KGF'nin yapılabileceğine dikkat çeken Ertem, "Hangi KOBİ'nin ne kadar kredi alabileceğini ve bunu nasıl ödeyebileceğini KGF'de geliştirdiğimiz rating sistemi ile ölçebiliyoruz" dedi ve şöyle devam etti:
"Ölçebildiğimiz için de kredilendirebiliriz. Burada ek bir Hazine teminatına da gerek yok zaten. Belki bu birkaç yıl sonra ortadan kaldırılabilir. Yani KGF gibi bir kurum kendi potansiyelini, kendi fonunu oluşturursa buraya bir kaynak ayırabilirse Hazine desteğine de burada gerek olmaz."
Ertem, "Artık Türkiye ekonomisinin ciğerlerini KGF üzerinden görebiliyoruz. Bir diğer yer de TCMB'dir ama KGF'de reel sektörü daha net görebiliyoruz" dedi.
KOBİ AŞ'nin de KGF gibi ele alınıp yukarı çekilebileceğini söyleyen Ertem, "KOBİ AŞ'den de başarılı bir hikaye çıkarabiliriz. O ele alınacak gibi düşünüyorum. Kapsayıcı büyüme çerçevesinde bu tür adımları atabiliriz. Bu anlamda 2018 çok sürprizlerle dolu bir yıl olacak. 2018'i bitirdiğimizde KGF unutulacak bile" dedi.
TEŞVİK SİSTEMİ SADELEŞMELİ
Türkiye'de şimdiye kadar reform programlarının bütünsellik içinde yürütülmediğini, her kesimin kendi reform programlarını yaptığını ve bunların çoğu kez birbiri ile çeliştiğini söyleyen Ertem, "Bugün çok karmaşık bir teşvik sistemi uyguluyoruz. Bunu sadeleştirmek en önemli reformlardan biri olacaktır" dedi.
Tarımda da çok dağınık ve üst üste olan süspansiyonlar olduğunu söyleyen Ertem, "Uygun ölçek ve donanımda tarım işletmelerine kredi verip onları daha yukarı çekmek ve dolayısıyla endüstriyel ve verimli bir tarım seviyesine ulaşma temel hedef olması lazım. Bu yönde teşviklerin tarım alanında da gündeme gelmesi gerek. KGF'de tarım için ayrı bir oran ayrılacak ve bu tür teşviklere para gidecek" dedi.