Türkiye'de enerji sektörünü karakterize eden iki unsurun bulunduğunu belirten Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, bunların talepteki hızlı artış ve ithalata olan bağımlılığın olduğunu söyledi. Milano Finanza gazetesi için makale yazan Bakan Albayrak, "Türk hükümeti, üç temel kaide üzerine kurulu Ulusal Enerji Verimliliği Stratejisi'ni geliştirdi ve uygulamaya koydu: Yerelleştirme, tedarikte güvenlik ve piyasa şartlarının öngörülebilirliği. Bu bağlamda çeşitlendirme amaçlı bölgesel altyapı projelerine azami özen gösteriyoruz. Türkiye'nin son 15 yıldaki kurulu kapasitesi 81 bin megavata ulaşarak neredeyse üç katına çıktı" dedi.
İHALELERE BÜYÜK İLGİ
2017'de, bin megavatlık fotovoltaik güneş enerjisi sistemleri, rüzgâr enerjisi sistemleri ve ilgili teçhizatın üretimi projeleri için yatırımcıların büyük ilgisini çeken ve düşük teklif fiyatları kaydedilen ihaleler düzenlendiğini hatırlatan Bakan Albayrak, "Yakın gelecekte de ülkemizin zengin kömür kaynaklarını kullanmak adına temiz kömür teknolojileri için de benzer bir model uygulamayı planlamaktayız" diye konuştu.
Enerji kaynaklarını artırmak ve farklılaştırmak için nükleer enerji alanındaki projeleri de ileri götürdüklerinin altını çizen Bakan Albayrak, "2023 itibarıyla ilk reaktörün faaliyete geçmiş olmasını hedeflemekteyiz. İlk FSRU (Yüzen Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi) projemiz faaliyete geçirildi. İkincisinin de çok yakında faaliyete geçmesi bekleniyor. TANAP ve BTC (Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı) gibi bölgesel farklılaştırma projeleri aracılığıyla AB enerji piyasalarıyla entegrasyonumuzu artırmaya çalıştık" dedi.
TANAP'IN % 80'İ TAMAM
BTC'nin, başarıyla gerçekleştirilen bir proje olduğunun altını çizen Albayrak, şöyle konuştu: "TANAP projesinin yüzde 80'i planlanandan önce tamamlandı. TANAP, TAP (Trans Adriyatik gaz boru hattı), Türk Akımı gibi projeler pek çok Avrupa ülkesindeki tedarik güvenliğini destekleyecektir. Akdeniz ve Karadeniz'de petrol ve gaz arama çalışmaları üzerinde yoğunlaşmaya başladık. Akdeniz'deki deprem araştırmalarını yürütmek üzere daha şimdiden yoğun çalışmalar yapılmaktadır. Önümüzdeki dönemde aynı çalışmayı Karadeniz için de yapmayı planlıyoruz. Söz konusu her iki denizin potansiyellerini ortaya koyacak ve aynı zamanda da Türkiye'de ve bölgemizdeki tedarik güvenliğine katkıda bulunacak araştırma ve delme faaliyetleri gerçekleştirilecektir."
BÖLGESEL BARIŞA DESTEK OLACAĞIZ