Türkiye ve dünya ekonomileri daha önce örneğine rastlanmayan "Dijital ambargo" kaosu ile karşı karşıya kaldı. Çünkü daha önce bankalar tarafından uygulanan İran ambargosuna ilk kez yazılım ve teknoloji şirketleri de sert yaptırımlarla dahil oldu. Dünya yazılım devi Alman SAP'ın geçen hafta Türkiye ve diğer ülkelerdeki müşterilerine attığı mail ile başlayan 'yeni nesil İran ambargosu'nun etkileri dalga dalga yayılmaya başladı. Türkiye'deki büyük şirketlerin yüzde 96'sı tarafından kullanılan SAP, İran ile ticaret yapan firmalardan yazılımlarını çekeceğini duyurmuştu.
SABAH'A ÖZEL AÇIKLAMA
Üretim süreçlerini tehdit eden duruma, aralarında Microsoft'un da bulunduğu yeni şirketlerin de eklenebileceği ifade edildi. SABAH'ın edindiği bilgiye göre ABD'deki borsalara kote olan tüm şirketler aynı uygulamayı 2018'de hayata geçirmek zorunda. Konuyla ilgili SABAH'a açıklama yapan SAP da bu bilgiyi teyit etti.Aldıkları kararın New York ve Frankfurt borsalarında işlem gören tüm şirketler için geçerli olduğunu, sadece Türkiye'de değil dünya genelinde uygulandığını belirten şirket yöneticileri, "Bizim için önemli olan, SAP ürün ve servislerinin tâbi olduğumuz ambargo kuralları ve mevzuatlarına uygun bir şekilde kullanılması için gerekli tüm önlemleri almaktır. Konuyla ilgili onay mektubunun verilmemesi halinde, SAP ürün ve hizmetlerine ilişkin yeni satış kontratı düzenlenmeyecektir" açıklamasını yaptı. Alman şirketlerin Türkiye'ye yönelik yaptırımları daha önce de gündeme gelmişti. Almanya'nın son dönemde hammadde ihtiyacı olan Türk firmalarından yazılı taahhüt istediği belirtiliyor. Alman firmalar, Türkiye'deki müşterilerinden alacakları hammaddeyi savunma sanayisinde kullanmama, İran'a satmama gibi taahhütler talep ediyor. Türk firmaları tarafından taahhüt verilene kadar da ticari faaliyetlerin durdurulacağı iletiliyor.
30 MİLYARLIK TİCARET HEDEFİ VAR
Yazılım
şirketlerinin İran ambargosu dünyadaki tüm ülkeler için geçerli olsa da en büyük zararı Türkiye'nin göreceği belirtiliyor. Türkiye, işlenmiş hammadde ihtiyacının büyük bölümünü İran'dan, sağlıyor. En fazla ithal ettiği işlenmiş hammaddeler, ana metal sanayi ürünleri (altın ve bakır katot vb.), demir-çelik ürünleri ile sentetik, kauçuk ve plastik. Ayrıca başta KOBİ'ler olmak üzere Türkiye'deki firmaların yüzde 63'ünün İran ile ticareti var. İran ile 1996 yılında 1 milyar dolar seviyesindeki dış ticaret hacmi, 2017'de 12 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Ancak iki ülke bu ticareti 30 milyar dolara çıkarmayı hedefliyor.
AYLARCA ÜRETİM DURABİLİR
Konuyla
ilgili üretim dünyasında da önemli bir belirsizlik yaşanıyor. SABAH'a konuşan sanayiciler, SAP'ın imalat sanayisi başta olmak üzere hemen her alanda büyük bir tekel olarak konumladığını ifade ediyor. İş dünyası temsilcileri özetle şu açıklamayı yapıyor: "Büyük bir şirketin SAP yazılımından ayrılması en az iki yıllık bir süreci kapsar. Eğer SAP 'biz direkt yazılımı kapattık' derse bu Türkiye ekonomisi için büyük sıkıntı yaratır. Zira birçok firma haftalarca hatta aylarca üretim yapamaz. Ancak bu durum hukuksal olarak SAP'ı da Türkiye'de iş yapamaz konuma getirir."
HUKUKÇULAR DA DEVREDE
Konuyla ilgili olarak hukukçular da farklı görüşleri savunuyor. SAP'ın böyle bir konuda müdahil olamayacağını ifade eden Organize Sanayi Bölgeleri Mevzuat Avukatı Yaşar Bayramoğlu, "SAP yazılımını satarken 'şu ülkeye mal satamazsın' diye bir şart koşmuyor. Şimdi bir anda çıkıp 'bunu yapamazsın' diyemez. Bunun SAP için Türkiye'de yüksek cezası olur" dedi. Ancak karşı tezi savunan avukatlar da var. Bunların tezi ise İran ambargosuna karşı tüm şirketlerin titizlikle hareket etmesi gerektiği yönünde. Bu titizlik de şirketlere yeni kararlar aldırabilir.