Bitcoin,
sanal para birimi; ancak kağıt paranın yerine geçip geçmeyeceği bir süredir tartışılıyor. Ciddiye alınması gereken bir para birimi olduğu çok açık. Ancak kağıt paranın yerine geçeceğini düşünmek biraz gerçeklerden uzak. Bitcoin, sadece 1 yıl gibi bir sürede değerini 20 kat artırdığından, daha dikkat çekici bir hale geldi. Bitcoin ile ilgili riskler sadece değerindeki oynaklık ve geleceğe yönelik belirsizlik değil. Aynı zamanda her geçen gün bu alandaki dolandırıcılıklar yeni mağdurlara neden oluyor. İşlem yapmak isteyen ya da işlem yapmaya devam eden herkes risk altında.
DOLANDIRICI DEVREDE
Dolandırıcılar birçok farklı yöntem kullanıyor. Bunlardan ilki,
sahte Bitcoin değişimleri. Genellikle sosyal medyada, "Piyasa değerinin yüzde 5 altında Bitcoin al" gibi bir şey ifade yazan bir bağlantı göreceksiniz. Bu, ziyaret etmenize ve sahte alışverişini yapmanıza izin veren bir pazarlama hilesidir. Herhangi bir değişim sitesini ziyaret ederseniz, yapmak istediğiniz ilk şey, HTTPS'nin güvenli olduğundan emin olmanız gerekir. Bu, web trafiğinin şifrelendiği ve güvenli olduğu anlamına gelir; büyük bir kırmızı bayrak olan "S" olmadan sadece HTTP ise uzak durmalısınız. Dolandırıcıların kullandığı başka bir yöntem de
sahte Bitcoin cüzdanları. Sahte Bitcoin cüzdanını tespit etmek oldukça zor. Genellikle
sahte Bitcoin cüzdanları, şifrelerinizi veya özel anahtarlarınızı ele geçirmek için kullanılan kötü amaçlı yazılım programlarıdır Başka bir yöntem de
kimlik dolandırıcılığıdır. En yaygın dolandırıcılık yöntemidir. Tipik olarak, e-posta yoluyla veya sahte bir web reklamıyla sizinle iletişime geçiliyor. Sonuç olarak, yanlış web sitesine gidersiniz ve kötü amaçlı yazılım programlarının saldırısına uğrarsınız. En iyi yöntem, bir e-postadaki herhangi bir köprüyü tıklamamanız veya ekleri açmamanızdır. Sahte web reklamlarıyla, ziyaret ettiğiniz sitede dikkatli olmalısınız
Diğer bir yöntem ponzi dolandırıcılığıdır. Ponzi dolandırıcılığında web sitelerinden 'gece yarısında iki katına çıkarmayı' vaat eden mesajlar alırsınız. Ponzi sitelerinde genellikle tavsiye programları vardır. Dolandırıcılıktaki son yöntem ise bulut madenciliğidir. Bazıları tamamen meşrudur. Ancak birçokları dolandırıcılık amaçlı kullanılıyor.
ERKİN ŞAHİNÖZ: Büyük biradere karşı
Hermetik dönemin vecizelerindendir, 'magnum miraculum est homo'. 'İnsan, büyük bir mucizedir' anlamına gelir. Gerçekten de öyle, insan asla tükenmez. Tarih boyunca büyük kırılmalar ve altüst oluşlarla hep mücadele etmek zorunda kalmıştır, yeniye uyum sağlayabilmek ve sonrasında kendi yolunu açabilmek için.
'Pagan/göçebe' toplum yapısından
'feodal/kırsal' topluma, 'feodal/kırsal' toplumdan
'sanayi/kentsel' toplum mimarisine ve 'sanayi/ kentsel' toplumdan da
'bilişim/ bilgi çağı' toplumuna hızlı bir geçiş yapmıştır. Para da insanı takip etmiştir bu yolculukta. Para
'emtia para'dan
'temsili para'ya, 'temsili para'dan
'itibari para'ya, 'itibari para'dan
'dijital para'ya dönüşmüştür. Ve son dönemde de 'dijital para'dan
'kripto para'ya doğru evrilmektedir. 4 senedir çalışıyorum blokzincir teknolojik devrimini ve kripto paraları.
'Matruşka' gibi. Burası 'son' dediğin yer, yeni başlangıç oluveriyor. Bugünlerde kripto para, blokzincir teknoloji devrimi, Bitcoin diye konuştuğumuz ne varsa, Şifrepunk (cypherpunks) diye bilinen bir avuç aktivist ile başlıyor aslında. WikiLeaks'in kurucusu Julian Assange ve ünlü kriptolog (şifre bilimci) Adam Back gibi pek çok radikal isim bu grubun öncülerinden. Sloganlarından birinin "cep telefonu aslen bir izleme cihazıdır, ara sıra görüşme yapmanıza da izin verir" olduğunu söylersem hareketin aroması daha iyi anlaşılacaktır sanırım. Yıl 1985. Şifrepunk grubunun 'kurucu babası' olarak kabul edilen David Chaum bir makale yayımlıyor. Başlık çarpıcı, 'Kimlik Bilgisi Gerektirmeyen Güvenlik:
Büyük Birader'i Hükümsüz Kılacak Ödeme Sistemleri'... Şifrepunk hareketinin Büyük Birader'e meydan okuyuşu böyle başlıyor. Şifrepunk hareketi 'Büyük Birader'i istihbarat desteği de olan uluslararası şirketler ve 'yüzü görünmeyen' yapılar olarak tanımlıyor.
İnternete boca ettiğimiz her şeyin izlendiğini, verilerin gizli depolarda saklandığını, yapay zekaya dayalı ilişki bulma algoritmalarıyla incelendiğini ve 'filtreleyenler' ile 'filtrelenenler' arasında büyük bir 'güç dengesizliği' oluştuğunu iddia ederek çıkıyorlar yola. Ve 9 Mart 1993 tarihinde "Şifrepunk Manifestosu'nu yayımlayarak 'güçsüzler için gizlilik, güçlüler için şeffaflık' şiarıyla somut eylemlere geçiyorlar