Şener, AA muhabirine Türk uluslararası nakliye sektörünü değerlendirdi.
"YÜZDE 10 ARTTI"
Türkiye'nin çevresinde, bölgesel, uluslararası krizlere ve dalgalı petrol fiyatlarına rağmen Türkiye'nin taşıma sayısı itibarıyla 2017'yi iyi geçirdiğini belirten Şener, "Petrolle geçinen ülkelerin alım güçlerinin azalmasıyla bu ülkelerle olan ihracatımız yarıya indi. Orta Asya'daki pek çok proje ertelendi. Bizim taşıma sayılarımızı negatif etkiledi. Rusya taşıma anlamında henüz normalleşmedi. Almanya ile yaşanan siyasi gerginliklerin yansımaları var. Bütün çevresel etkiler ve batı kapılarımızda da aksaklıklara rağmen yüde 10'luk artış oldu." bilgilerini verdi.
Sektörün sefer sayılarının önceki seneye göre artış gösterdiğini anlatan Şener, "Bu yılın ocak-ekim döneminde kara yolunda uluslararası sefer sayımız önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 artarak 1 milyon 30 bin 471'e yükseldi. 2017'yi, 1 milyon 250 bin taşıma sayısıyla tamamlayacağımızı düşünüyoruz. Büyük bir sıkıntı çıkmazsa kara yolu taşımacılığı yılı 1 milyon 250 bin seferle kapatacaktır." dedi.
TÜRK TAŞIMA SEKTÖRÜ BÜYÜYOR
Şener, taşıma sayılarında görülen değişim oranlarını şöyle anlattı:
"Bölgesel olarak baktığımızda ilk 10 ay toplamında yüzde 10 büyüme ile en ciddi artışının olduğu bölge Orta Doğu olmaya devam etti. Orta Doğu ülkelerinde Körfez ülkelerinde ciddi düşüşler yaşansa da Irak, İran ve Ürdün'e yapılan taşımaların artmasıyla Orta Doğu en önemli bölge olmaya devam etmekte. Ayrıca Katar'a geçen yıl 49 taşıma yapmışken bu yıl 504 taşıma gerçekleştirildi. Avrupa'ya yaptığımız ihracat taşımalarında ise geçen son 2 ayda yüzde 4-5 olan artış eğilimi Ocak-ekim toplamında da yüzde 4 artış ile devam etmiştir.
Doğu Avrupa'ya olan taşımalarımız daha istikrarlı görünmektedir ve Slovenya'da yüzde 104, Kosova'da yüzde 20, Macaristan'da yüzde 22, Sırbistan'da yüzde 16 artışlar yaşanmıştır. Güney Avrupa ülkelerinde de artış eğilimleri görülüyor, özellikle İspanya'ya yüzde 23 ve Portekiz'e yüzde 32 oranındaki artışlar dikkati çekmekte."
"2023 HEDEFLERİNE ULAŞMAK TAŞIMAYI HIZLANDIRMAKLA MÜMKÜN"
Şener, özellikle Çin tarafından başlatılan "One Belt One Road" (Tek Kuşak Tek Yol) projesi sayesinde Türkiye için inanılmaz fırsatlar ortaya çıkacağını ifade ederek, şunları söyledi:
"Türkiye Batı ile ticaretinde her geçen gün ilave ve yeni lojistik zorluklarla karşı karşıya kalırken, Çin inisiyatifiyle doğudaki trafiğin her geçen gün hızlandığını görüyoruz.. Türkiye geçtiğimiz ay Çin ile kara ulaştırma için önemli bir anlaşma yaptı. 2018 yılı için 30 bin geçiş belgesi sağlanan taşımacılık anlaşma imzalandı.
Türkiye'nin 2023'te 500 milyar dolar ihracat hedefi vardı bu hedef kısmen saptı ama şu anda kaç olacağı konusunu tartışamıyoruz, değerlendiremiyoruz çünkü bölgesel belirsizlikler çok fazla. Ancak son dönemde taşımacılığın hizmet ihracatı sayılması sonrasında özellikle yıllık 25 milyar dolar gelir getiren turizm sektörünün Rusya krizi sonrasında 19,5 milyar dolara düşmesi taşımacılığın 15 milyar dolar katkısı daha bir gözle görünür hale getirdi. 2023 hedeflerine ulaşmak taşımayı hızlandırmakla, süreçleri iyileştirmekle mümkün. Bölgesel krizlerin de bir şekilde çözülmesiyle 2023'te 500 milyar olmasa da dünyanın ilgiyle izleyeceğiz takdir edeceği ihracat artışının olmasını bekliyoruz."
"SEKTÖRÜMÜZ SEFER SAYILARINI 15 TEMMUZ'DAN BU YANA YÜZDE 10 ARTIRDI"
Uluslararası taşıma sektörüne Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişiminin öncesi ve sonrası açısından bakıldığında çok büyük fark olmadığını anlatan Şener, "15 Temmuz olduğu hafta yaşanan bir iki çıkış zorluklarından sonra hızlı bir şekilde sektörümüz şartlara adapte oldu. 'Türkiye'de demokrasi kazandı' yazılı afişlerimizi yapıştırdığımız tırlarımızla göğsümüzü gere gere Türkiye ekonomisini taşımaya devam ettik. Uluslararası kara yolu taşımacılığı 15 Temmuz sonrasında yaklaşık yüzde 10 civarında pazar payını büyüttü. Yani sektörümüz sefer sayılarını 15 Temmuz'dan bu yana yüzde 10 artırdı. Kuzey Irak civarına ve Orta Asya'ya taşıma sayılarımız biraz düşmüş olabilir bu daha çok petrol fiyatlarının düşmesi ve petrolle geçinen ülkelerin alım güçlerinin düşmesi ile alakalı." değerlendirmesini yaptı.
"37 SAATTE TÜRKİYE'DEN ÇIKMIYORUZ"
Şener, uluslararası kara yolu taşımacılığı sektörünün en büyük probleminin iç gümrüklere uğrama zorunluluğuyla, dış gümrüklerdeki uzun süreli beklemeleri olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
"Önemli zorluklar yaşanıyor. Yani son dönemde otomotiv yan sanayisi,tekstil gibi pek çok kuruluş bu zorlukları aşabilmek için ve mal teslim ettiği Avrupalılara daha yakın olabilmek için Balkanlara, Sırbistan'a yatırım yaptığını görüyoruz. Hatta Almanya merkezli olarak Avrupa ülkelerinin, AB ülkelerinin Türkiye'deki yan sanayi küçük firmaları Balkanlar'a yatırım yapmaya teşvik ettiğini, oraya yatırım yapanlara ekstra teşvikler verdiğini görüyoruz. Hatta sınırdan çıkışımızın kısmen süreçlerimizdeki aksamalar, kısmen de Bulgaristan sınırındaki ekstra özelikle denetimden kaynaklı olduğunu görüyoruz.
Gerçekten gümrük bizim açımızdan şu anda bir sorun, biz ihracatını 3 kat arttırma iddiasında olan bir ülke olarak mevcut ihracat potansiyelimizle kapılardan çıkamıyoruz. İstanbul'da Erenköy gümrüğüne gelen bir aracın Kapıkule'yi geçmesi gerçek rakamlarla 37 saati buluyor. Bizim iddiamız 36 saate Münih'e gitmekti ama maalesef 37 saatte Türkiye'den çıkmıyoruz."
Yakıt fiyatlarındaki dalgalanmanın sektörü olumsuz etkilediğini belirten Fatih Şener, taşımacılık sektörünün en büyük giderinin yakıt olduğunu hatırlattı. Şener, şirketlerin yaptığı uzun vadeli kontratlarda fiyatları değiştirme şansı bulunmadığından yakıt zamlarının da nakliyecinin cebinden çıktığını kaydetti.