Binali Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle;
Türkiye'nin ekonomisi ve gelecek vizyonu ile ilgili kapsamlı bir değerlendirme yaptılar. Bu değerlendirmeleri not ettik. Bir kısmı bizim de iştirak ettiğimiz konular, bir kısmı da herhalde bu toplantı sonrası yapacağımız geniş kapsamlı açıklığa kavuşacak, birbirimizi daha iyi anlamamıza vesile olacak konulardır.
Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiren birkaç süreci, bir arada yaşadığımız süreçten geçiyoruz. Başınıza gelenler yüzde 10'dur. Nasıl tepki vereceğiniz nasıl davranacağınız da yüzde 90'dır.
Türkiye'nin son 15 yılına baktığımız zaman başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.
Hizmet açığını kalkınma için kamunun yapması gereken işleri yaparken, diğer yandan Türkiye'nin ekonomisini geliştirmek için gayret gösteriyoruz. 2007-2017 kıyaslamasını yaptığımızda 3 katına çıkmıştır.
Küresel kriz, 2008 krizi 1929 buhranına bir ölçüde benzetiliyor. Bu doğrudur. Üzerinden yaklaşık 10 sene geçmesine rağmen, küresel krizin henüz bittiğini söyleyemeyiz. Zamanlıca alınan tedbirler sayesinde en asgari düzeyde etkilenen ülke olduk. Küresel krizde büyümesini artırmaya devam etmiş, istihdama, üretime katkı sağlayan bir ülke olarak ayakta kalmasını bilmiştir.
2013'e geldiğinde Türkiye neredeyse faiz oranlarını yüzde 5'in altına indirmiş, İMF ile olan borcunu bitirmiştir. En büyük havalimanını ihale etmiş tam o sırada Gezi olayları ile karşı karşıya kaldı Türkiye. Daha kısa süre sonra da 15 Aralık FETÖ Örgütü'nün yargı kumpası ile yüzleşmek zorunda kaldı. Altın vuruşunu 15 Temmuz Darbe Girişimi ile gerçekleştirmiş. Türk milleti bu belayı def edebilmiştir.
HEDEFTE TÜRKİYE VARDI
Başka bir ülkede yaşansa 10 senede belini doğrultamaz. Burada adalet vurgusu yapılıyor. Adalet mülkün temelidir. Bundan şüphe yoktur.
15 Temmuz'un hedefi Türkiye idi, Türkiye'nin önünü kesmekti. Geçmiş yıllarına, geri dönmesini ve gelecek vizyonunu ortaya koyamayan bir ülke olması için adım atılan bir hamle idi.
KRİZ OLACAK DEDİLER, BÜYÜDÜK
15 Temmuz sonrası 3. çeyrekte Türkiye 4.9 küçüldü. Yılın sonuna geldiğimizde 3.2 büyüme ile AB ülkelerinin üzerine çıkan bir büyüme oranını yakaladı ve yılı böyle tamamladı. Aylar süren süre içinde tamamlamış ve yoluna devam etmiş bir ülke olan Türkiye'den bahsediyoruz. 2017'de büyük kriz olacak, iflaslar olacak, faizler kontrol edilemeyecek denildi. 2017'ye geldiğimizde Türkiye birinci çeyrekte yüzde 5.2 büyüdü, 2. çeyrekde 5.1 büyüdü, üçüncü çeyrekte büyüme 2 haneli olursa şaşmayın diyorum. Yüzde 5-6 arasında bir büyüme gerçekleşecek. Özel sektörümüze, ekonomimize güveniyoruz ve bu yüzden gerekli tedbirleri aldık, kredi garanti fonu ile 250 milyar lira bir kaynak oluşturuk ve bundan 250 bin civarında işletmemizin yararlanmasını sağladık. KOSGEB'in KOBİ'lere sağladığı imkanlar ile 500 bin işletmemiz burada nefes aldı, işlerini yoluna koydu ve ekonomimiz büyümeye devam etti. Kriz senaryolarını ters yüz edip geride bıraktık. Aynı şeyler 2018 için de söylenmeye başladı.
2018'DE YOL HARİTAMIZI HAZIRLIYORUZ
2018 kolay olmayacak ama ülkemizin bugüne kadar kazanımları sayesinde, güven sayesinde 2018'de de inşallah büyüme aynen devam edecek. İki haneli duruma gelen enflasyonun aşağı doğru seyri devam edecek. Gerekli tedbirleri alıyoruz, etkilerini gösterecek. Özellikle 2018'de yol haritamızı hazırlıyoruz. Beraber yapacağız.
EYLEM PLANINI HAYATA GEÇİRECEĞİZ
Türkiye'nin kalkınmasına kamu 1 katkı sağlıyorsa, özel sektör 8 katkı sağlıyor. Sizleri dikkate almadan, meseleye dahil etmeden yapılması söz konusu edilemez. Yol haritasını birlikte yapacağız. Bu işler nedir? Bir kere reformları yapmaya devam edeceğiz. Vergi reformunu yapacağız. Yatırım ortamının iyileştirilmesi için iddialı bir eylem planını hayata geçireceğiz.
Hedefimiz önümüzde 3 yıl içerisinde ilk 20 ülke arasına sokmak.
TÜRKİYE BÜYÜMEYE GELİŞMEYE DEVAM EDİYOR
Vatandaşın işinin devlet bürokrasi ile zorlaştırılmasını önüne geçilmesi, E-devlet uygulamalarından iş yapma imkanlarının yaptırılması. Beşeri sermayemizin kalitesini artıracağız.
Bütün şartlara rağmen Türkiye büyümeye gelişmeye devam ediyor. Bu konuda tereddüt göstermeyin, ülkemize güvenelim, bölgemizin ülkemiz açısından ne kadar önemli olduğunun farkında olup, çalışmalarımızı sürdürelim.