Türkiye, yaptırımlar nedeniyle, satın aldığı petrol ve doğalgaz karşılığında yapması gereken ödemeyi doğrudan İran'a gönderemiyor. Bunun sonucunda da İran, Türkiye'de Halkbank'ta bir hesap açıyor. Türkiye, ödemeyi buradaki hesaba yatırıyor. Daha sonra bu hesaptaki paralar, Zarrab'ın şirketlerine aktarılıyor ve bu şirketler üzerinden altın satın alınıyor. Daha sonra bu altınlar Türkiye'den Dubai'ye ihraç ediliyor ve burada yeniden nakde çevrilip, çantalarla İran'a taşınıyor.
ABD'NİN İRAN'A İHRACATI 1 MİLYAR DOLARA YAKIN
Türkiye gazetesinden Fikret Çengel'in haberine göre 2016 yılı rakamlarına göre Türkiye, İran'dan 4,7 milyar dolarlık ithalat yapıyor. Bu satın almanın çok büyük bir bölümünü doğalgaz ve petrol oluşturuyor. Türkiye'nin ihracatı yaklaşık 5 milyar dolar. İran'ın toplam ithalatı ise 43,9 milyar dolar. Bu ithalatın yüzde 41'ini tek başına Çin yaparken, ikinci sırada Güney Kore, ardından sırasıyla Türkiye, Hindistan, Almanya, İtalya, İspanya, İsviçre, Brezilya ve ABD geliyor. ABD'nin 2016 yılı verilerine göre İran'a doğrudan ihracatı 1 milyar dolara yakın. Üçüncü ülkeler üzerinden yaptığı ihracatın tutarı ise bilinmiyor. Şimdi dava konusuna dönerek sureci yeniden hatırlayalım.
DOĞALGAZ VE PETROL PARASI
ABD 2010'da İran'a ticaret ambargosu uygulamaya başladı. Daha sonra da finansal işlemler ve transferlerle ilgili blokajlar geldi. Mart 2012'den itibaren uluslararası döviz sistemi olan swift üzerinden İran'a para transferi imkansızlaştı. Ne yapılacaktı? Türkiye enerji ihtiyaçlarını son yıllarda çeşitlendirmesine rağmen halâ İran'dan önemli miktarda petrol ve doğalgaz alıyordu. Para transferi yasağıyla enerji ithalatının parasının ödenmesi zorlaştı.
TÜRKİYE İRAN'A HALKBANK'TA DÖVİZ VE TL HESABI AÇTI
Türkiye, İran'dan aldığı enerjinin karşılığını Halkbank'a yatırdı. İran da Türkiye'ye sattığı enerjinin bedelini bu bankada mevduat olarak tutmuş oluyordu. İran elde ettiği Türk Lirası'nı uluslararası bankacılık sistemine sokamadığı için Türkiye'den külçe altın satın alıyor ve bunu taşıyordu. Bizim açımızdan dolaylı ithalat ödemesiydi. İşlemin tarafı Türk şirketti (Zarrab'ın şirketi). Halkbank'ın alışverişteki rolü ise aslında sadece aracılıktı. Bu durum BM kuralları çerçevesindeydi. Yani ABD'nin İran'a uyguladığı ambargoyu delme gibi bir durum hukuki olarak söz konusu değildi.
ABD DE İHRACAT YAPIYOR, TÜRKİYE YAPINCA AMBARGO!
İran'a Türkiye'nin dışında aralarında Almanya'dan ABD'ye, Çin'den İsviçre'ye birçok ülkenin 40 milyar dolarlık satış gerçekleştirdiğini de unutmayalım. Bu ticaret ilişkisi de Türkiye'nin Halkbank ve Dubai ilişkisi benzeri sistemlerle yürütülüyor. Yani İran'a 1 milyar dolarlık mal satan Amerika parasını doğrudan İran'a para transfer edemiyor. Dubai ve başka serbest bölgeler üzerinden ödemeyi gerçekleştiriyor. İşin doğrusu İran'a bütün para transferleri Dubai üzerinden gerçekleşiyor.
DİĞER ÜLKELER NE YAPTI?
Deutche Bank, Citibank, Merrill Lync, Standart Chartered gibi bankaların da aralarında bulunduğu birçok bankanın son 10 yılda İran ile değeri 20 milyar doları bulan doğrudan 25 bin işlem yaptığını tespit etti. Almanya ve Fransa gibi firmalar ise yasaklı ülkenin dev altyapı projelerini aldı. Tahran ve Tebriz'deki 1 milyar avrodan fazla metro projelerini Alman firmaları üstlenirken, ambargo kanuni boşluklarla delindi. Hazar Gölü'ne kadar gidecek hızlı tren projeleri gibi büyük yatırımları da yine Alman ve Fransız firmalarının aldığı biliniyor. Ne bu bankalara ne de şirketlere yaptırım uygulandı ne de ekonomik ve siyasi şantaj aracı olarak kullanıldı.