Zira bu hizmeti THY yüzde 50-50 ortaklıkla Do&Co ile kurdukları şirket üzerinden satın alıyordu. Do&Co, THY ile işbirliği sonucunda iş hacmini büyütürken 2010'da Türkiye'de 420 milyon liralık piyasa değeri üzerinden halka açılmıştı. Son gelişmelerle kayıplar yaşamasına karşın şirketin bugünkü borsa değeri 2 milyar TL seviyesinde
"CUMHURBAŞKANIMIZ VE BAŞBAKANIMIZ AYRILIK KARARIMIZI SORDU..."
İlker Aycı, Do&Co ile yola devam etmeme kararının iki önemli gerekçesi olduğunu ifade ederken "Ayrılık noktasına uzun görüşmeler sonrası gelindi. THY'nin Turkish-Do&Co ile 10 yıllık kontratı 2018 sonunda bitiyor. 3'üncü havalimanı, en muhafazakâr hesapla Turkish-Do&Co'ya yılda 45-50 milyon dolar EBİTDA (faiz, amortisman ve vergi öncesi kâr) sağlayacak. Böyle bir iş fırsatına "şerefiye" bedeli istemek hakkımız. Ayrıca 100 milyon dolarlık da bir yatırım var. Kontrata bağlı bir ortaklık bu. Yani, THY'nin 10 yıllık kontratı olmasa, Turkish- Do&Co önemli varlık gösteremiyor. Bu ortaklığın THY dışındaki işleri çok küçük. 3'üncü havalimanı için kontrat 10 yıl artı 5 yıllık opsiyonu içerecek. Do&Co'nun payına düşecek 10 yıllık EBİTDA 200-250 milyon doları buluyor. Bunu dikkate alıp Do&Co'ya "THY'ye şerefiye bedeli olarak ne ödersin?" dedik. Atilla Doğudan ile 1 yıldır yeni döneme ilişkin vizyonu müzakere ediyorduk. Do&Co'nun cirosu 750 milyon dolara ulaştı. Bu ciroda Turkish-Do&Co ortaklığının, THY ile 10 yıllık kontratın büyük payı var. 3'üncü havalimanına "eski hamam, eski tas" anlayışıyla gidemeyiz. Gelecek vizyonumuz daha farklı. Gelecek vizyonumuz Do&Co ile örtüşmedi. O nedenle Singapurlu SATS'la görüşüp ön anlaşma imzalama noktasına geldik. Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız ayrılık kararımızı sordu. Kendilerine de gerekli sunumu yaptık."
THY'NİN VİZYONU "KUZU İNCİK"LE SINIRLI DEĞİL..."
Habertürk'e konuşan İlker Aycı, vizyon örtüşmemesini dış hat uçuşlarında sıkça ikram edilen et ile örnekledi ve konuya yönelik şu ifadeleri kullandı: "Biz 4 yıldızdan 5 yıldızlı havayolu olma yolunda önemli ilerlemeler kaydettik. İnsanlar artık 10- 12 bin metrede de sağlıklı yemek istiyor. Yediklerinin kalorisini bilmek istiyor. Mönülere kalori yazılmasını ısrarla istedim. Ancak, Atilla Bey'i ikna edemedim. Dünyada let-lag'ı (uzun uçuşlarda zaman dilimine vücudun uyum sağlayamaması) azaltan uçak içi yemek ikramı denemeleri yapılıyor. Biz neden yapmayalım. Kişiselleştirilmiş ürünler geliştirilmeli. Konfeksiyon değil artık kişiye özel hizmet verilebilmeli. Örneğin bir yolcu istediği saatte yemeğini alabilmeli. Mutfağımızı çeşitlendirmeliyiz. Türk lezzetleri güzel ve fakat Asya pazarına hitap eden mönüler artmalı. THY yabancı yolcu uçurma sırasında ilk 6'da. Transitte de 21 milyonu geçtik. Bu noktadan noktaya yüzde 40 arttı.Yeni hatlar açıyoruz. Uçtuğumuz nokta sayısını artırıyoruz."
İlker Aycı, THY Do& Co ortaklığının İstanbul Ortaköy'de yapımı süren oteline yönelik ise "Oturur, konuşuruz. Otelde Do&Co'ya düşen payı THY olarak alabiliriz. Tersi de olabilir" dedi.