Türkiye ile Almanya arasında yaşanan siyasi gerilim son dönemde kendini ekonomide de hissettirmeye başladı. Alman siyasilerin de baskısıyla özellikle hammadde tedariki ve bazı ihracat ürünlerinin ticaretinde sıkıntı yaşanıyor. Gerginlikten en fazla etkilenen sektör ise karşıklı ticaretin 60 milyar euroyu bulduğu otomotiv oldu. Bazı Alman otomotiv şirketleri işi sipariş iptallerine kadar taşıdı. Hal böyle olunca sektör temsilcileri de karşı atağa geçti. 400'e yakın üyesiyle otomotiv yan sanayisindeki ihracatın yüzde 70'ini karşılayan Taşıt Araçları Yan Sanayicileri Derneği (TAYSAD) dikkat çeken bir kampanya başlattı. Üyeleri ile birlikte sahaya inen dernek aynı zamanda Alman otomobil devlerinin CEO'larına özel mektup yazarak, empati ve sağduyu çağrısı yaptı.
POZİTİF GERİ DÖNÜŞLER ALDIK
TAYSAD Başkanı Alper Kanca, iki ülke arasındaki gerginliğin ticarete de yansımaya başladığını ve bazı alanlarda karşılıklı kayıpların söz konusu olduğunu söyledi. Kanca, "İki tarafın daha fazla empati yapmasını sağlamak için bir dizi çalışma başlattık. Bu kapsamda Alman otomotiv devlerinin üst düzey yöneticilerine mektuplar gönderdik. Ayrıca kendilerini ziyaret etmek istediğimizi ilettik. Bu taleplerimize olumlu ve hızlı geri dönüşler aldık. Yakın zamanda yüz yüze görüşmelerimiz de başlıyor" dedi. Mektupta Türk otomotiv sanayisinin gücü ve potansiyelini anlattıklarını aktaran Kanca, "İki ülkenin birbiri ile nasıl entegre olduğunu yazdık. Konunun ekonomik temeli bulunmadığını ve firmalarımızın küresel çaptaki başarılarını sıraladık" diye konuştu.
ALMAN MEDYASI ABARTIYOR
Türk
otomotiv sektörünün Almanya'ya ihracatının 12 milyar euroyu bulduğunu anlatan Alper Kanca, "Almanya'nın Türkiye'ye otomotiv satışı ise 40-50 milyar euro. Yani bu gergin ortamdan asıl zararı Almanya görecek. Ayrıca tedarik sektöründe de Türkiye'deki bilgi birikimi ve üretim teknolojilerindeki tecrübeyi başka ülkelerle karşılamaları zor" dedi. İki tarafın birbirini anlamaya her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğunu belirten Kanca, "Ancak son dönemde Alman medyası konuyu gereğinden fazla gündemde tutuyor. Siyasiler de bu konudaki açıklamalarını radikalleştiriyor. Bu da iki ülke arasındaki diyalog kapılarının kapanmasına neden oluyor" diye konuştu.