Mayıs 2013'te yüzde 65-66 bandında olan yabancı takas oranı, Gezi olaylarının başlamasının ardından düşüşe geçerek yüzde 61'e kadar geriledi. Geçen süre içerisinde dalgalı bir seyir izlemesine karşın toparlanan yabancı takas oranı, yüzde 65 seviyelerinin üzerini görmesinin ardından Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimi sonrası yüzde 62,19 seviyesine indi.
Borsa İstanbul'da yabancı takas oranı, bugün itibarıyla yüzde 65,92'ye çıktı.
Uzmanlar, darbe girişiminin ardından ekonomi yönetiminin aldığı tedbirlerin Türkiye'nin CDS'lerinde gerilemeye neden olduğunu ve yabancı yatırımcıya güven verdiğini, bunun da yabancı takas oranının artmasını sağladığını belirterek, yabancı takas oranının yüzde 67'nin üzerine yerleşmesi durumunda Borsa İstanbul'da yeni rekorların görülebileceğini söyledi.
"İLK 6 AYDA CARİ AÇIĞIN NEREDEYSE YÜZDE 80'İ PORTFÖY AKIŞLARINDAN FİNANSE EDİLDİ"
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Ziraat Bankası Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, gelişen ülkelere sermaye akımlarının bu yıl iyi seyrettiğini ifade ederek, "Gelişmiş ülkelerde para politikası normalleşme sürecinin kademeli seyredeceğinin ortaya çıkması ve küresel ticaretteki toparlanma, gelişen ülkelerin büyüme oranlarını pozitif etkiledi." dedi.
Yılmaz, gelişen ülkelerde faiz oranlarının yüksek seyretmesinin uluslararası yatırımcıların gelişen ülkelere yönelik risk iştahını artırdığını belirterek, bu konjonktürde gelişen ülke para birimlerinin istikrar kazanmasıyla söz konusu ülkelerde faiz indirimlerinin başladığını anlattı.
Türkiye'de referandumun ardından ortaya çıkan sükunet ortamı ile ekonomi yönetiminin devreye aldığı mali teşvikler sonucu ilk çeyrekte yüzde 5 büyüme yakalanmasının ekonomiye duyulan güvenin artmasıyla sonuçlandığını ifade eden Yılmaz, reel kesim güven endeksinin 107,7 seviyesine ulaştığını, tüketici güven endeksinin de 70 seviyesinin üzerinde istikrar kazandığını, söz konusu gelişmelerin, bu yılın yüzde 5 üzerindeki büyümeyle tamamlanabileceğini gösterdiğini kaydetti.
Yüksek getiri fırsatının, sabit getirili devlet tahvillerine, güçlü büyüme performansının da hisse senedi gibi riskli varlıklara yönelik uluslararası yatırımcıların iştahını canlı tuttuğunu belirten Yılmaz, bu durumu teyit eden kritik göstergelerden birinin de CDS'ler olduğuna işaret etti.
Türkiye'nin CDS'lerinin 173 seviyesine kadar gerilemesinin, Türkiye'nin kredibilitesinin arttığını gösterdiğini kaydeden Yılmaz, "Artan kredibilite, canlı risk iştahı ile birleştiğinde Borsa İstanbul'da uluslararası yatırımcı oranının yükselmesini açıklayabiliyoruz." dedi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) yayımladığı ödemeler dengesi tablosunun da bu görüntüyü desteklediğini ifade eden Yılmaz, "Hisse senedine yılbaşından bugüne 2,9 milyar dolar, TL cinsi devlet tahviline 5,1 milyar dolar ve eurobondlara da 7,4 milyar dolar sermaye girişi gerçekleşti. Bu da, yılın ilk 6 ayında cari açığın neredeyse yüzde 80'nin portföy akışlarından finanse edildiği anlamına geliyor." şeklinde konuştu.
"İYİLEŞEN RİSK ALGISI SERMEYE GİRİŞLERİNİ TETİKLEYEN EN ÖNEMLİ ETKEN"
Gedik Yatırım Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan da Kasım 2016'da Borsa İstanbul'da başlayan ve bugüne kadar devam ederek BIST 100 endeksini tarihi zirvelere taşıyan yükseliş trendinde, yabancı alımların önemli ölçüde etkili olduğunu vurguladı.
Doğan, geçen yıl yüzde 61,5 civarına kadar gerileyen yabancı takas oranının, bugün itibarıyla yüzde 65,92'ye çıkarak Mayıs 2013'ten sonraki en yüksek seviyesine ulaştığını hatırlatarak, yabancı takas oranındaki artışta, BIST 100 endeksinin 2015 ve 2016'daki gelişmeler neticesinde aşırı iskontolu hale gelmesi ve bu yıl bu risklerin büyük oranda ortadan kalkmasının etkili olduğunu kaydetti.
Bu durumun Türkiye'nin risk primlerine yansımış olduğuna işaret eden Doğan, "Geçen yıl 300'ün üzerini test eden 5 yıllık Türkiye CDS primleri, son haftalarda 175 civarına geriledi. Bu da Türkiye'ye yönelik risk algısındaki iyileşmenin en net göstergesi. İyileşen risk algısı da sermeye girişlerini tetikleyen en önemli etken." diye konuştu.