Son yıllarda ilaç sanayisinde yatırımların ağırlık kazanmasının yanında bazı ülkelerle serbest ticaret anlaşması imzalanması, Türkiye'nin net ithalatçı konumunda bulunduğu eczacılık ürünlerinin ihracatına ivme kazandırdı.
AA muhabirinin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden derlediği bilgilere göre, eczacılık ürünleri ihracatı 5 yılda yüzde 25 artarak 827,1 milyon dolara yükseldi. Söz konusu dönemde ithalat ise yüzde 5,5 ile sınırlı bir artış gösterirken bu alandaki dış ticaret açığındaki artış ise 57 milyon dolarda kaldı.
GÜNEY KORE STA İLE FARK YARATTI
Ülke bazında ihracata bakıldığında özellikle Güney Kore'ye yönelik ürün satışlarında yaşanan artış, sektör ihracatına önemli katkı sağladı.
Bu ülkeye yapılan dış ticaret artışında 2013 yılında yürürlüğe giren serbest ticaret anlaşmasının da etkisiyle 2012-2016 döneminde 3,4 katına çıktı ve 164,8 milyon dolara yükseldi.
Güney Kore'yi sıralamada 59,7 milyon dolarla İsviçre, 48,6 milyon dolarla Irak takip etti.
"İHRACATIMIZDA YÜZDE 92 ARTIŞ ELDE ETTİK"
İlaç sanayinin önde gelen kuruluşları arasında yer alan Abdi İbrahim Uluslararası Pazarlar Pazarlama ve Satış Direktörü Cengiz Zaim, yerli ilaç sanayinin gelişmesinde başta ekonomik alan olmak üzere her türlü teşvikin çok önemli olduğu söyledi.
Türk ilaç sanayisinin her geçen gün ivme kazandığını dile getiren Zaim, firmalarının da ihracat rakamlarında önemli artış elde edildiğini ifade etti. Zaim, "Abdi İbrahim olarak ihracatımız 2015 yılında 78,3 milyon TL iken 2016'da 150,4 milyon TL oldu ve yüzde 92 artış elde edildi." bilgisini verdi.
Ağırlıklı olarak parkinson, astım, şizofreni, demir eksikliği ve boğaz ağrısının tedavisinde kullanılan ilaçların ihracat içinde yer aldığını anlatan Zaim, firma olarak 2017 ihracat hedefinin 256 milyon Türk lirası olduğunu söyledi.
Zaim, en çok ihracat yapılan ülkenin Cezayir olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:
"Sonra sırasıyla AB ülkeleri, Irak, Kazakistan, Gürcistan, Azerbaycan, Arnavutluk ve Bosna Hersek geliyor. Cezayir, Abdi İbrahim'in 18 yıldır ihracat operasyonunun olduğu; fabrika yatırımının da devam ettiği Kuzey Afrika'nın en önemli ilaç pazarlarından biri. AB ülkelerine olan ihracatımız da çok uluslu ilaç firmaları ile oluşturduğumuz iş birlikleri ve Ar-Ge'mizde geliştirdiğimiz katma değeri yüksek ürünlerimizle her yıl artıyor. Kazakistan da Avrasya Gümrük Birliği ülkeleri arasında önemli bir rolü olması ve fabrika yatırımımız ile 2004'ten bu yana faaliyette olduğumuz bir pazar. Komşumuz Irak; Kazakistan'ın hinterlandında olan komşu ülkeler Azerbaycan ve Gürcistan'da da yine kendi satış teşkilatlarımızla yer alıyoruz. Balkan ülkeleri olan Arnavutluk ve Bosna Hersek'te ise bu ülkelerle olan kültürel ve tarihi bağlarımız, Türk ilaçlarına olan ilgi ve yüksek kalite algısı nedeniyle kendi satış ve pazarlama teşkilatlarımızla çalışarak, her yıl ihracatımızı artırıyoruz."
"TÜRK İLAÇ FİRMALARININ KLİNİK ÇALIŞMALARI DAHA DA DESTEKLENMELİ"
Yerli ilaç üretimi ve ihracatının ülke kalkınmasındaki önemine işaret eden Zaim, ihracat yapılan ülkelerin, ilaç fiyatlarını belirlerken orijin ülkedeki fiyatları referans aldığını dile getirdi. Zaim, şöyle devam etti:
"Türk ilaç firmaları, bu durumdan etkilenmemek için yurt dışında üretim yapmakta ya da pazar kazanacak ve markalaşacak faaliyetleri diğer rakip ülkelerin ilaç firmalarına nazaran gerçekleştirememektedirler. Ülkemizdeki ilaç fiyatlarının makul seviyelere gelmesi, en azından referans ilaç sisteminde güncel döviz kurunun kullanılması, ihracatı da bu anlamda destekleyecektir.
Diğer taraftan özellikle Ar-Ge anlamında katma değeri yüksek ilaç geliştirilmesi konusunda Türk ilaç firmalarının klinik çalışmaları daha da desteklenmeli ve ihracat potansiyeli yüksek ürünlerin Türkiye'deki ruhsatlandırma süreçleri kolaylaştırılmalı."
"150 MİLYON AVRO DEĞERİNDE İHRACAT GERÇEKLEŞMESİNİ BEKLİYORUZ"
Yerli ilaç sanayisinde özellikle yeni molekül geliştirme çalışmaları ile öne çıkan firmalardan TR-PHARM Başkanı Tuygan Göker de Sağlık Bakanlığının ilaç üretimi ve Ar-Ge'de yerli yatırımcılara destek verileceğini açıklaması üzerine, İstanbul ve Dubai merkezli kurulan merkezlerinde, Türkiye'de ilk kez canlı hücre düzeyinde etken madde üretimine başlandığını söyledi.
Bu alanda biyoteknolojik ürün geliştirilebilmesi için Türkiye'de haziran ayında tesisin açılışının yapıldığını anımsatan Göker, "Orjinal ürünlerin de üretileceği tesiste, ilk aşamada Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine 150 milyon avro değerinde ihracat gerçekleşmesini bekliyoruz." dedi.
Göker, Türkiye'de şu an için yerli ilaç sanayisinde etken maddelerin genellikle yurt dışından ithal edildiğini ancak bu alanda yatırımcılara verilen teşviklerle ihracatta önemli ivme kazanılacağını ifade ederek, "Türkiye, zaman içerisinde araştırmalara imza atan ve yeni moleküller üzerinde çalışan bir ülke konumuna gelecektir." değerlendirmesinde bulundu.