AA muhabirine Moody's'in Türkiye'nin notunu düşürmesi kararı ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının tavırlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ertem, Moody's yetkilisinin geçen hafta içinde uluslararası bir ajansa yaptığı değerlendirmeden 2 gün sonra Türkiye'nin notunu düşürmesinin yatırımcıları güç durumda bıraktığını söyledi.
Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Moody's kararı yatırımcıları ters köşeye yatırdı. Moody's, olumlu açıklamalar yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD seyahati sonrası siyasi bir karar aldı. Bundan 3 yıl önce de Cumhurbaşkanımızın ABD seyahati sonrası not artırımı olmuştu. O dönemde Türkiye-ABD ilişkileri kapsamında iyileşme söz konusu idi. Şimdi Türkiye-ABD ilişkilerinde bir olumsuzluk yok. Ama ABD'nin Türkiye'nin bazı isteklerini anlamama gibi durumu var. Bunlar stratejik ortaklık kapsamında değerlendirilemeyecek duruş ve tavırlar. Türkiye'nin bütün bunları anlatma isteği var. Bunlardan ilki 15 Temmuz darbe girişiminin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tarafından yapıldığı, FETÖ'nün terör örgütü olarak kabul edilmesi ve elebaşısının Türkiye'ye iade edilmesi. İkinci konu ise ülkemizin Suriye sınırının güvenli hale getirilmesi. ABD'nin YPG ve PYD terör örgütlerine desteğini kesmesidir.
ABD'nin kendi içerisinde duruş farklılıkları var. Örneğin, Pentagon başka bir şey, ABD Dışişleri Bakanlığı başka bir şey söylüyor. ABD içerisinde tutarsızlık gözlemliyoruz. Buna bağlı olarak Türkiye'ye yönelik anlamsız, stratejik ortaklığa uymayan operasyonlar gözlemliyoruz. Moody's'in tavrı, bütün bu yanlış ve eksik bakışın bir bakıma ekonomik olarak ifade edilmesidir. Bu anlamda Moody's'in kararı subjektiftir. Moody's'in not indirme kararı, iktisadi saiklerle alınmış bir karar değildir. Bu karar politiktir ve Türkiye'ye yönelik saldırıların bir devamıdır."
Ertem, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimi ve artırımı konusunda adil davranmadığını, yüksek borçluluğu olan ülkelerin notunu artırırken, makroekonomik verileri iyi durumda olan bazı ülkelerin ise notunu düşürdüğünü söyledi.
"KÜRESEL İŞ ÇEVRELERİ TÜRKİYE EKONOMİSİNE TAM DESTEK VERDİ"
Cemil Ertem, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mart ayındaki Washington ziyaretinde, yabancı yatırımcılar ve iş dünyası temsilcileri ile toplantı yaptıklarını ve toplantıya katılımın yüksek olduğunu belirterek, geçen hafta New York'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın küresel iş çevreleri ile yaptığı toplantıya da katılımcılar itibarıyla ilginin yüksek olduğunu, katılımcıların Türkiye ve ülke ekonomisine tam destek verdiğini ifade etti.
Global şirketlerin üst düzey yöneticilerinin (CEO) Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasını neredeyse ayakta alkışladığını, CEO'ların Türkiye'ye yatırım ve desteklerinin artarak süreceğini aktardıklarını bildiren Ertem, toplantıda Citibank CEO'sunun Türkiye'nin performansına olan güvenini tekrar ettiğini, kendi yatırımcılarının da Türkiye'ye güveninin yakın, orta ve uzun vadede artarak devam edeceğini ifade ettiğini söyledi.
Toplantıda yer alan ABD'li teknoloji devleri, savunma sanayi şirketleri ve global diğer şirketlerin yöneticilerinin de Erdoğan'a Türkiye'ye yatırım yapmaya devam edeceğini ilettiğini belirten Ertem, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da yabancı yatırımcılara reformların süreceğini, inovasyon ve reel ekonomiye destek olacaklarını söylediğini anlattı.
Ertem, "Küresel iş çevreleri ile bir mutabakat sağlanmışken, Moody's'ten not indiriminin gelmesi son derece anlamlıdır. Şöyle ki, Türkiye, 2023 hedeflerine ulaşma konusunda kararlıdır ve bunu gerçekleştirecek güçtedir." dedi.
"EKONOMİ 3'TEN BÜYÜKTÜR"
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Ertem, bazı çevrelerin faizlerin hızla yükseleceğini, dolar/TL'nin 3'ün üzerinde kalacağını ve "mini kriz" çıkacağını beklediğini belirterek, "Dolar/TL şu anda 2,99'un altında seyrediyor. Türkiye, uluslararası yatırımcıların gideceği ender ülkelerden birisidir. Bütün kurumlarımız subjektif kararlar karşısında hazırdır. Önümüzdeki günlerde bu tür kararlardan Türkiye ekonomisinin ve yatırımların etkilenmediğini göreceksiniz." şeklinde konuştu.
Uluslararası emeklilik fonlarının bir ülkede yatırım yapmak için en az iki uluslararası kredi derecelendirme kuruluşundan yatırım yapılabilir nota sahip olma şartı aradığını hatırlatan Ertem, "Bu durumda 2 ila 4 milyar dolar düzeyinde bir çıkış olabilir. Türkiye ekonomisinin büyüklüğü bu tür çıkışları karşılayabilecek durumdadır. Bunlar bizi çok fazla etkilemez. Bilakis subjektif değerlendirme yapanları daha fazla etkileyecektir." dedi.
"Ekonomi 3'ten büyüktür" diyen Ertem, 3 derecelendirme kuruluşu Moody's, Fitch ve Standard & Poor's'un özellikle gelişmekte olan ülke ekonomilerini verdikleri notlarla etkilemeye çalıştığını söyledi.
"MOODY'S'İN YAPTIĞI PİYASA DÜŞMANLIĞIDIR"
Cemil Ertem, şunları kaydetti:
"Bu kuruluşlar ülke notunu düşürdüklerinde sermaye çıkışı olacağını ve ülke para biriminin değer kaybedeceğini biliyorlar. Böylece ülkenin borç sarmalına gireceğini ve daha fazla dış borç gereksinimi olacağını düşünüyorlar. Türkiye ekonomisi için bunlar geride kaldı. Türkiye ekonomisi böyle yönlendirmelerle idare edilecek dönemleri çoktan geçmiştir. Bu devir kapanmıştır. Dünya ekonomisi de, Türkiye ekonomisi de 3'ten büyüktür.
Sadece not indirimi değil, not artırımına da dikkati çekmek istiyorum. 'Notunuzu yükseltiyorum, şu reformları yapın, faizi artırın' gibi şeyler söylenirdi. Bunlar artık geçti. Biz bildiğimiz yolda gideceğiz. Vatandaşlarımız ve ekonomimizin çıkarları doğrultusunda hareket edeceğiz. Moody's'in yaptığı piyasa düşmanlığıdır. Bunlar piyasalara tek yönlü müdahale ediyor. Piyasa düşmanlığı karşısında olacağız. Bu ekonomiyi tek elden yönetme ve otokratik bir anlayıştır. Demokraside yeri yoktur."