Emine Erdoğan konuşmasında, "İş dünyamızın liderlerinin, toplumsal cinsiyet eşitliğini ilerletecek şirket politikaları geliştirmesi, geleceğimiz için bir umuttur. 'Kadının güçlenmesi prensipleri'nde yer alan yedi ilkeye imza koyan liderleri tüm kalbimle tebrik ediyorum. Şirketlerin yönetim kurullarında, kadınlara daha çok yer verilmesi, tüm kadın ve erkeklere işte adil davranılması gibi ilkeler, daha iyi bir dünyanın müjdecisidir."dedi. Kadının güçlendirilmesi adına Türkiye'de son 10 yılda, 'yetmez ama...' diyeceğimiz pekçok önemli gelişmenin olduğunu vurgulayan Emine Erdoğan, 2004 ve 2010 yıllarında Anayasa'nın 10. maddesi'nde yapılan değişiklikle, kadın-erkek eşitliğini gözeten birçok düzenleme yapıldığını belirtti. Erdoğan konuşmasına şöyle devam etti:
"2009 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında 'Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu'nun kurulması, bu konudaki siyasi kararlılığın göstergesidir. Bu tür düzenlemeler, kadınların güçlenmesi noktasında önemli sonuçlar vermiştir. İş dünyasında kadın varlığına bakacak olursak, kadın istihdam oranının son 10 yılda % 20.8'den, % 27.5'e yükseldiğini görürüz. Kadınların işgücüne katılma oranı ise, 8.3 puanlık bir artış göstermiştir. Aynı şekilde kadın girişimcilere pozitif ayrımcılık yapılarak, kobi kredileri için % 75 olan kefalet oranı, kadınlar için % 85 olarak planlanmıştır. Tüm bunlar, kadınlarımızın iş piyasasında etkinliğini artıracak düzenlemelerdir. Hükümetin son yıllarda yaptığı düzenlemeler bu anlamda önemlidir. Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürenin, memuriyet kıdeminde değerlendirilmesi, bunlardan birisidir. Doğuma bağlı yarı zamanlı çalışma imkanı ve babalık izin süresinin artırılması da, kadınlarımızın hayatını kolaylaştıracak düzenlemelerdir. Elbette tüm bu uygulamalar, erkeklerin vereceği destek ve yüksek bir farkındalık ile gerçek amacına ulaşabilir. Bu noktada, iş dünyasının liderlerini, kadın gücünü artırma konusunda daha proaktif yaklaşımlara davet ediyorum. Tarihin kazanımlarını koruyup artırmak, sorunları bertaraf etmek için şimdi milletçe bir mücadele içindeyiz. Nitekim, bu mücadele meyvelerini veriyor. Kadın lehine önemli ilerlemeler kaydettik. İnşallah, milletçe elele vererek bunları artıracağız."
T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Razamanoğlu ise tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü kutlarken, "Her türlü ayrımcılığın sona erdiği, kadınların ekonomik ve kültürel hayatta hak ettiği yeri aldığı bir dünya temenni ediyorum" dedi. Kadınlara eşit fırsat yaratmayan toplumların gelişemeyeceğini vurgulayan T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Sema Razamanoğlu "Borsa İstanbul'un açılış gongunu bu sefer kadınlar için, eşitlik ve adalet için çaldık. Umarım bu sesi tüm dünya duyar. Bu ses kadın girişimcilerimizin, kadın çalışanlarımızın sesi olsun. Kadına şiddete karşı çıkışın sesi olsun. Şehitlerimizin annelerimizin sesi olsun. Borsa İstanbul aracılığı ile başta Birleşmiş Milletler'in bu sese kulak vermesini istiyorum. Kadın çalışmalarını yakından bildiğim Sayın Hanımefendi ve Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı sunuyorum. Borsa İstanbul yöneticilerine kadının sesi oldukları için ayrıca teşekkür ediyorum" şeklinde konuştu.
"Eşitlik için Borsa Gongunun Çalınması" törenine ev sahipliği yapan Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Talat Ulussever ise "Bir değer olarak kadınlarımızın iş dünyasına katılımının, Borsa İstanbul adına önem verdiğimiz konulardan birisi olduğunu belirtmek isterim. İş dünyasında çeşitli birlikteliklere kapı açan Borsamız, bugün de iş hayatında cinsiyetlerin eşdeğerliğini vurgulamak adına bir nevi "kadın - erkek birlikteliği" ve hatta ortaklığı için bu önemli etkinliğe ev sahipliği yapmaktadır. Bu ortaklık adına memnuniyetle ifade etmeliyim ki, ülkemizde son yıllarda önemli gelişmelerin yaşandığına hepimiz şahit olmaktayız. Örneğin; Türkiye'de kadının iş gücüne katılım oranı 2004'te yüzde 23 iken, bugün bu oran 3'te 1 seviyesine yükselmiştir." dedi.
UN Women Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü ve Türkiye Temsilcisi Ingibjörg Gísladóttir ise Borsa İstanbul'a böyle bir etkinliğe ikinci kez ev sahipliği yaptığı için teşekkür ederken, "Bu yıl Birleşmiş Milletler tarafından seçilen tema, kadınlara karşı ayrımcılığın önlenmesi, kadınlar ve kızların gelişiminin önünde bulunan engellerin kaldırılmasına yönelik bir tema. Türkiye'de ulusal mevzuatta çok önemli adımlar atılmasına rağmen, hala pek çok sorun var. Pek çok kadın, bağımsız ekonomik gelire sahip olması gerekirken bunu yapamıyor, çünkü ailenin bütün fertlerine bakmak zorunda kalıyor. İTÜ Kadın Araştırmaları Merkezi'nin özellikle okul öncesi eğitim ile ilgili başlattığı bir proje var. Bu alanda eğitimin gelişmesi, 700 bin kadının iş hayatına katılmasını sağlayacaktır. Cinsiyet eşitliği herkesi ilgilendiren bir konu. Bugün bu salondaki herkes bu dönüşümü sağlayabilecek kişiler. Herkesin bu konuda adım atması gerekiyor" şeklinde konuştu.
IFC Türkiye Direktörü Aisha Williams ise şunları söyledi: "Aslında kadınlar pek çok toplumda az kullanılan bir kaynak durumundadır. Çoğu zaman kadınların gerekli finansmana erişimleri çok zor olmaktadır. Ancak büyük şirketlerin başında olan kadınlar tarafından kurumsal yönetişimde çok mükemmel sonuçlar elde edilmektedir. Bugün gelişebilmemiz için bütün dünyada kadın ve erkeklerin eşit olması lazım. Eşit katılımları olması gerekiyor. Kadınlara yatırım yapmak herkes için çok verimli bir yatırım olacaktır."