Elitaş, Fikir Sofrası toplantısına katılarak iş adamları, idareciler ve gazetecilerle bir araya geldi. Elitaş, burada yaptığı konuşmada ihracat, enflasyon, büyüme ve siyasi istikrara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Geçen yılın revize edilmiş Orta Vadeli Planı'nda 143 milyar dolar ihracat öngördüklerini aktaran Elitaş, verinin beklentilerle uyumlu bir şekilde 143,9 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hatırlattı. Elitaş şöyle devam etti:
"Rusya ile yaşadığımız durum ve Habur Sınır kapısı'ndaki problemler olmamış olsaydı, bir 500-600 milyon dolarlık daha, 144,5 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmamız mümkündü ama olmadı.
Hem mevsimsel meselelerden dolayı hem de Rusya ile yaşadığımız problemler ve Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki güvenlik güçlerimizin terör örgütüne karşı yaptıkları operasyon sonucunda o bölgedeki Irak ve doğuya giden ihracatta yavaşlamanın etkisi olduğunu ifade etmek mümkün."
Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 4 seviyesinde büyümesini beklediklerini anlatan Elitaş, enflasyonda piyasa beklentilerinin yüzde 8'e yakın artış yönünde olduğunu anımsattı.
Önceki yıl enflasyonunun yüzde 8,81 gerçekleşmesinde mevsimsel etkilerin payına işaret eden Elitaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2016 yılında asgari ücretin artmasıyla ortaya çıkabilecek enflasyon algısı, bununla ilgili alınacak tedbirlerle enflasyonu yüzde 7 seviyelerinde tutmak için gayret göstermemizle, şu anda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) açıkladığı enflasyon hedefleriyle yüzde 5 civarında olsak da, tahmin ediyorum asgari ücretle ilgili değerlendirmelere baktığımızda 7 gibi gerçekleşmesini başarı hanesine yazarız diye düşünüyorum."
Türkiye'nin bugüne kadar en büyük ihracat performansını 2014'te 157,6 milyar dolarlık rekorla sergilediğini hatırlatan Elitaş, 2015'te 144 milyar dolar seviyesinde ihracat rakamına ulaşıldığını aktardı.
Türkiye'nin avro/dolar paritesinden kaynaklı kayıplarını yineleyen Elitaş, Türkiye'nin önümüzdeki dönemde bölgesindeki sorunlara rağmen ihracatı artırmaya gayret edeceğini söyledi.
Dünyadaki emtia fiyatlarında yaşanan genel düşüşün kur etkilerine ve dolayısıyla ihracat rakamlarına etkisine dikkati çeken Elitaş, Türkiye'nin Avrupa ve dünya ekonomilerinin geneline göre pozitif ayrıştığına işaret etti.
Türkiye'nin alıcısı konumundaki ülkelerdeki fakirleşme nedeniyle yeni ihracat pazarlarının keşfedilmesi gerektiğini anlatan Elitaş, "Türkiye 2002 yılında nasıl ki kabuğunu kırarak 30 milyar sendromunu aştıysa, 2014'teki performansı, 2015 yılında elimizde olmayan sebeplerle yaşanan düşüşe rağmen iyi bir başarı elde ettiyse, artık bundan sonraki süreçte yeni pazarlar, yeni sahalar bulmak, yeni sektörlerle Türkiye'nin ihracat yapısını farklı noktalara doğru götürmek mecburiyetindeyiz" diye konuştu.
Bu yıl ekonomi yönetiminin Orta Vadeli Plan'a göre 150 milyar dolar ihracat hedeflediğini anımsatan Elitaş, "Şartlar bu şekilde devam ederse 2015 ihracat hedefi rakamlarını yakalayabilmemiz zor gibi görünüyor. Çare ne? Çare yeni pazarlar bulabilmek. İhracat mal yapısının daha teknolojik ürünlere teşvik rakamlarını yönlendirerek bu yapıyı değiştirerek katma değeri yüksek olan ürünlerin ihracat kapasitesini daha da iyi bir noktaya getirmekle mümkün olabilir" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin siyasi istikrarı sürdürerek 13 yıl önce yazmaya başladığı hikayeyi devam ettireceğini belirten Elitaş, "Artık siyasi dalgalanmalarla birlikte kırılganlığın da minimum seviyede bulunduğu bir noktaya gelmesi bizi memnun ediyor" ifadelerini kullandı.
"TÜRKİYE'NİN İHRACAT YAPISINI 3 SENELİK BİR SÜRE İÇERİSİNDE DEĞİŞTİRMELİYİZ"
Türkiye ekonomisinin 2002 ihracat rakamlarında yüksek teknolojili ürünlerin payının 2 milyar doları bulduğunu aktaran Elitaş, bu rakamın 2015 yılı 11. ayı itibarıyla 4 milyar doları biraz aştığını kaydetti. Elitaş şunları söyledi:
"Türkiye'deki yatırım teşviklerinin bugünden yarına olmayacağını hepimiz biliyoruz. Sonuçları 1-2 senede alamayacağımızı biliyoruz ama yatırım teşvikleriyle ilgili yapacağımız yeni hedeflemelerle Türkiye yakın gelecekte 3 senelik, 5 senelik sürede yüksek teknoloji ürünlerine ortak- yüksek teknoloji ürünlerine doğru ihracat yapısını, üretim yapısını değiştirmek, bununla ilgili çalışmalarını yapmak mecburiyetinde."
Özel sektör şirketlerinin dönüşümleri için devlet desteğinin niteliğindeki dönüşüme işaret eden Elitaş, "Dünyada artık rekabet gücü azalmış sektörleri teşvik ederek onların korunmasını sağlayıp, yaşam mücadelesine destek olup can suyu vermek yerine, onların dönüşümlerini sağlayacak şekilde teşvik tedbirlerini ve bilgi transferleriyle birlikte dünyadaki dönüşümü anlatarak onların farklı bir noktaya doğru gitmelerini sağlamak gayretlerimiz içinde olmalı" ifadelerini kullandı.
"KAYSERİ TABİRİYLE 2016 YAKINMA DEĞİL YEKİNME ZAMANI"
Kendisinin 8 yıl boyunca Ak Parti Grup Başkanvekili görevini yürüttüğünü anımsatan Elitaş, Ekonomi Bakanı olduğu süre içerisinde yüzde 95 ekonomi alanında konuşacağını söyledi.
Gelişen bir Türkiye için herkesin kendi sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmesi gerektiğini yineleyen Elitaş, "Kimse kimsenin işine ihtiyaç duymadığı takdirde karışmazsa işi yürür. Ben işletmemde şunu görürdüm; imalat müdürü pazarlamaya karışıyorsa, personel müdürünün işine karışıyorsa imalat müdürü işini beceremiyor demektir. Kendi işini iyi yapan adam başkasının işine karışmaz. O yüzden Kayseri tabiriyle 2016 yakınma değil yekinme (ayağa kalkma) zamanı" dedi.
Türk ihracatçılarının Rusya pazarına giremeyen sebze meyve için çok kısa bir süre içinde alternatif pazarlar bulduğunu anımsatan Elitaş, tüketicide indirimli sebze-meyve fiyatı beklentisi oluştuğunu anımsattı.