Ekonomist Marc Faber, "Ben 10 yıl sonrası için hisse senedi alacak olsam ABD'den değil Türkiye'den hisse senedi almayı tercih ederim" dedi.
Borsa İstanbul, Takasbank, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği, Bloomberg HT, Endeavour startejik ortaklığı ile VIP MICE tarafından düzenlenen, alanında uzman isimlere ev sahipliği yapan Sermaye Piyasaları Kongresi, dünyaca tanınan finans uzmanları Marc Faber ve Mark Yeandle'ın katıldığı basın toplantısı ile kapılarını açtı.
FİNANSAL KRİZLERİ ÖNCEDEN TAHMİN EDİYOR
Finansal krizleri önceden tahmin etmesiyle tanınan, "Doktor Kıyamet" olarak da bilinen ekonomist Faber, kongrede yaptığı konuşmada, İstanbul'un bankacılık sistemi ve takas sisteminin etkinliğini artırması gerektiğini, eğer bu başarılabilirse Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika için bir merkez olma yolunda ilerleyebileceğini söyledi.
Londra, Dubai, Hong Kong gibi merkezlere bakarak İstanbul'un bölgesel bir finans merkezi olma yolunda potansiyel konumunu değerlendiren Faber, "İstanbul Orta Doğu ve Orta Asya bölgesi için değerlendirildiğinde böyle bir potansiyel taşıyor. Ancak Londra, NewYork, Şanghay, Hong Kong gibi merkezlere baktığımızda İstanbul'un kısa vadede bu merkezlerle karşılaştırılamayacağını görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Faber, İstanbul'un yabancı yatırımcıyı tatmin edecek bir altyapıya ulaşması gerektiğinin altını çizerek, "Örneğin trafik İstanbul'da çok ciddi bir sorun. Bir yerden bir yere gitmek çok uzun zaman alıyor.
Hükümetin ve özel sektörün birinci önceliği ve sorumluluğu İstanbul'un fiziksel ve altyapısal sorunlarını çözmek olmalı. Ben 10 yıl sonrası için hisse senedi alacak olsam ABD'den değil Türkiye'den hisse senedi almayı tercih ederim" şeklinde konuştu.
İstanbul'un bankacılık sistemi ve takas sisteminin etkinliğini artırması gerektiğini, eğer bu başarılabilirse Orta Asya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika için bir merkez olma yolunda ilerleyebileceğini de söyledi.
FİNANS BAŞKENTLERİ ARASINDA İSTANBUL'DA KENDİNE YER EDİNİYOR
Sermaye Piyasaları Kongresi Yürütme Kurulu Başkanı Ceylan Pirinçcioğlu da İstanbul'un, küresel sermayenin yönlendirilmesinde önemli rol üstlendiğini anlattı.
Bir finans merkezi olma yolunda 47. basamağa gerileyen İstanbul'u hızla ilk 10'a sokmak için özel çalışmalar yapılması gerektiğine dikkati çeken Pirinçcioğlu, şunları kaydetti:
"Sadece bina alt yapısı yeterli değil daha fazlası lazım. İstanbul'da bu konuda önemli adımlar atılıyor ancak yeterli değil. Bu sorumlulukla dünyanın marka kentlerinden biri konumuna gelmiş olan İstanbul'da Sermaye Piyasaları Kongresi'ni organize etmeye karar verdik. Harbiye'deki, Kongre Vadisi uluslararası kongre düzenlemek için gerekli tüm nitelikleri taşıyor. Bu anlamda Frankfurt, Cannes, Milano, Münih gibi Avrupa'da öne çıkan fuar merkezleri, New York, Tokyo, Londra gibi finans başkentleri arasında İstanbul da kendine yer ediniyor."
KONGRE TURİZMİ TATİL TURİZMİNE GÖRE 3 KAT DAHA KAZANÇLI
Pirinçcioğlu, kongre turizminin sektöre dinamizm kazandıracağını, uluslararası bir kongrede kişi başına kayıt ücretinin 500 avro, diğer harcamaların da 900 avro olduğu düşünüldüğünde kongreye katılan her kişinin ortalama 1.600 avro harcadığını dile getirdi. Oysa tatil amaçlı seyahatlerde kişi başı ortalama 650 avro harcandığına işaret eden Pirinçcioğlu, "Böyle basit bir kıyaslama yapıldığında kongre turizminin tatil turizmine göre 3 kat daha kazançlı bir turizm çeşidi olduğu ortaya çıkmaktadır" dedi.
KONGRE 17 EKİM'E KADAR SÜRECEK
Sermaye Piyasaları Kongresi'ne ayrıca Abu Dhabi Securities Direktörü Hormoz Amir Faryar, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSBP) Başkan Yardımcısı Berra Doğaner, Invest AZ Yönetim Kurulu Başkanı Elşen Guliyev, Deutsche Menkul Değerler Genel Müdürü Albert Krespin ve Destek Menkul Değerler Genel Müdürü Tuna Yılmaz da katıldı.
Türkiye sermaye piyasaları, sabit getirili menkul kıymet modelleri, hisse senedi piyasaları ve forex piyasası konularında panellerin düzenleneceği kongre, 17 Ekim'e kadar sürecek.
Kongre'de, yarınki açılış konuşmalarının ardından aralarında Mark Yeandle'ın da bulunduğu uzmanlar finans başkenti olma yolunda olan İstanbul'u konuşacak.
Forex piyasasının cazibesi, ekonomi gündemi, hisse senetleri piyasasının geleceği, portföy yönetimi, sabit getirili menkul kıymet ve faizsiz kazanç modelleri kongre kapsamındaki panellerde ele alınacak.
Patronlar Okulu Kurucusu Sibel Kaya, moderatörlüğünde Sermaye Piyasalarındaki Başarı Hikayeleri Paneli düzenlenecek. Yemek Sepeti'nin kurucusu Nevzat Aydın da bu oturumda konuşmacı olacak.
DEĞERLİ METALLERE YATIRIM ÖNERİSİ
Uluslararası finans piyasalarında "Dr. Kıyamet" olarak tanınan yatırım uzmanı Marc Faber, "Yatırımcılara gayrimenkul, hisse senedi ve bono almalarını, nakit bulundurmalarını ve değerli metallere yatırım yapmalarını öneriyorum"dedi.
Faber, Sermaye Piyasaları Kongresinin açılışında düzenlenen basın toplantısının ardından AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Eski batıyla yeni dünyanın arasında bulunan Türkiye'nin ciddi bir jeopolitik avantajı bulunduğuna işaret eden Faber, modern iletişim sistemleri düşünüldüğünde jeopolitik konumun eskisi kadar önemli olmadığını dile getirdi.
Liman şehirlerinin eskiden daha önemli olduğunu anımsatan Faber, "Bugün taşımacılık uçakla yapıldığı için liman şehirleri önemsizleşti. Türkiye'nin kendine sorması gereken soru 'bir batı şehri mi yoksa Asya merkezli bir ülke mi' olacağı" diye konuştu.
Faber, batıya bakıldığında ABD'yi destekleyen bir sistemin görüldüğüne değinerek, "Avrupa bugün ABD tarafından yönetiliyor. Bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel'in hiçbir kararı ABD'den bağımsız değil. Her zaman ABD politikasının bu kararlar üzerinde etkisi var. Türkiye bunun mu bir parçası olacak yoksa Asya bloğunun bir parçası mı olacak? Asya bloğu yeni güçlenen bir blog. Türkiye'nin bunun kararını vermesi gerek" ifadelerini kullandı.
İSTANBUL'DA 3. HAVALİMANI'NIN YAPILIYOR OLMASI ÇOK BÜYÜK BİR BAŞARI
Marc Faber, gelişmekte olan bütün pazarların geçen 15 yıl içerisinde çok daha zenginleştiğine ve iyileştiğine işaret ederek, Türkiye'nin bu süreç boyunca aşırı tüketim nedeniyle söz konusu iyileşmeden yeteri kadar istifade edemediğini öne sürdü.
"Türkiye'de dış ticaret açığı, cari açık ve enflasyonun yüksek olması aşırı tüketimden kaynaklanıyor" diyen Faber, 2010 yılından beri TL'nin, dolar karşısında yüzde 50 değer kaybettiğini dile getirdi.
"Bundan 20 yıl önce Türkiye'yi ziyaret ettiğinizde gördüğünüz şeylerle şu anı kıyasladığınızda ülkenin çok daha iyi duruma geldiğini görürsünüz. Mesela Türk Hava Yolları (THY) daha vasat bir hava yoluyken, şimdi şaşırtıcı şekilde çok daha iyi bir havayolu. Hatta Avrupa'nın ve dünyanın en iyi havayolu haline geldi. İstanbul'da 3. Havalimanı'nın yapılıyor olması çok büyük bir başarı. Kapasiteyi artıracak. İstanbul hava trafiği açısından çok önemli bir merkez haline gelecek. Bu noktada Afrika, Orta Doğu, Asya ve ABD arasında çok önemli bir merkez olacak. Bu yüzden çok büyük bir başarı."
TÜRKİYE'DE EKONOMİ ÇOK DAHA İYİ DURUMDA OLACAK
Faber, İngiltere'nin geçmişte kötü bir yönetime sahip olmasına rağmen ekonomisinin çok iyi ilerlediğini anlattı. Türkiye'de çok fazla bürokrasi ve düzenleme olduğunu belirten Faber, "Tüm bunlar basitleştirilse ve iş adamları bu engellerden kurtulup kendi işini yapabilirse ekonomi çok daha iyi durumda olur. Bu dünya genelinde var olan bir durum aslında. Vergi sistemindeki kolaylaştırmalar ve adaletin sağlanmasıyla ekonomi daha minimal bir müdahaleyle büyüyebilir diye düşünüyorum" diye konuştu.
"ABD Merkez Bankası (Fed) bile geleceği bilmek konusunda başarılı değil ve geleceği öngörmek gün geçtikçe zorlaşıyor. Hükümetlerin mali tedbirler ve politikalar konusundaki müdahaleleri ve tedbirleri artıyor. Petrolün varil başına 40-60 dolar arasında dalgalanmaya devam edeceğini düşünüyorum.
Yatırımcılara gayrimenkul, hisse senedi ve bono almalarını, nakit bulundurmalarını ve değerli metallere yatırım yapmalarını öneriyorum. Bunların süper bir performansı olmasa bile hayatta kalırsınız, güvenli bir dağılım olur. Ben olsam yatırımlarımı tek bir ülkede tutmam. Eğer Türk yatırımcısıysam Türkiye'ye, Kanada'ya, Asya'ya her yere yatırım yaparım ama ABD'ye yapmam."