Dünyada büyük projelerde öne çıkan yatırım ve kalkınma bankaları, Türkiye'de son yıllarda sayıları hızla artan altyapı ve kalkınma projelerine karşın iş çevrelerinin ve kamunun beklediği sıçramayı gerçekleştiremedi. Türkiye'de yatırım ve kalkınma bankası olarak faaliyet gösteren ya da lisans sahibi toplam 13 banka bulunuyor. Bu sayının 1995'te, yani 20 yıl önce de aynı seviyede olması, sektörün arzulanan büyümeyi gösteremediğinin işareti. Özel sektörün 9, kamu kesiminin 4 banka ile faaliyet gösterdiği bu alanda toplam ödenmiş sermaye 5.7 milyar dolar seviyesinde. Özel sektörün ödenmiş sermaye içindeki payı ise yüzde 20'nin altında. 1.1 milyar dolarlık ödenmiş sermayeye sahip özel yerli ve yabancı yatırım bankalarının özkaynakları ise haziran ayı verilerine göre sadece 1.5 milyar dolar.
BDDK DÜĞMEYE BASIYOR
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben özel sektörün yatırım ve kalkınma bankası alanına ilgi göstermesini beklediklerini belirterek, bu alanda büyük bir potansiyel olduğunu, Türkiye'de kârlılığın yüksek ve krediler tarafında büyümenin devam ettiğini kaydetti. Büyüyen kredi talebinin ve uzun vadeli, kalkınmaya yönelik yatırımların kısa vadeli mevduat yapısı ile karşılanmasının zor olduğunu aktaran Akben, yatırım bankalarının büyümesinin ve uzun vadeli yatımların bu alanda fonlanmasının gerekliliğinin altını çizdi. Akben, bu konuda BDDK olarak sermayedarlara izinler ve lisans konusunda yardımcı olmaya hazır olduklarını ifade ederek "Öyle ki 300 milyon dolarlık asgari ödenmiş sermaye şartını bile gerekirse gevşetebiliriz. Yatırım bankacılığında biraz daha aşağı çekebiliriz, bu tamamen BDDK'nın inisiyatifinde" dedi. Akben, bankacılık alanında yerli sermayenin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi.
İSO: DEVLET GÜCÜ OLMALI
İstanbul Sanayi Odası Başkanı Erdal Bahçıvan kalkınma bankalarının durumunun son zamanlarda en önem verdikleri konulardan biri olduğunu ifade ederek, ülke bütçesinin artık bu yolla sanayiyi desteklemek için kullanılması gerektiğini kaydetti. Kalkınmaya yönelik uzun vadeli vizyona sahip bankanın devlet gücü olmadan istenilen düzeye gelebilmesi ve ayakta kalabilmesinin mümkün görünmediğini dile getiren Bahçıvan, dünya örneklerine bakıldığında da devlet gücü olmadan bu işin istenilen düzeyde büyümesi imkanı bulunmadığının görüldüğünü söyledi.
İTO: DEVLET ÖNCÜLÜK ETMELİ
İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar da, tasarruf açığı ve kısa vadeli mevduat yapısı ile uzun vadeli ve düşük maliyetli fon bulunamadığını ifade ederek, bu konuda devletin öncülük edeceği bir çözümün şart olduğunu kaydetti. Kamu kesiminin mali açıdan da çok güçlü olduğunu, devletin yeni model bir yatırım ve kalkınma bankası kurulmasına rahatlıkla öncülük edebileceğini kaydeden İbrahim Çağlar, "Biz de bu noktadaki taleplerimizi ilgililere bir rapor halinde ilettik" dedi.