Tarih 21 Şubat 2011... 25 dakika süren Milli Güvenlik Kurulu'nda devletin zirvesinde yaşanan gerilim ile Türkiye tarihinin en büyük krizinin fitili ateşlendi. Nakit sıkışıklığı nedeniyle para piyasalarının açılışı saat 11'e ertelenirken, kimsenin gözlerine inanamadığı faiz rakamlarını yaşadı Türkiye: YÜZDE 7.500... Gecelik faizler interbank piyasasında yüzde 6 bin 200, repo piyasasında ise yüzde 7 bin 500 ile rekor kırdı. 'Bir ay' vadeli bononun faizi YÜZDE 155'e çıkarken, Hazine bir ay sonra gerçekleştirdiği üç ay vadeli ihalede YÜZDE 190 faizle borçlanabildi. Türkiye'de 20'nin üstünde bankanın batması ile 65 milyar dolarlık fatura çıkaran bu kriz, ekonominin de tarihinin en büyük küçülmelerinden birini yaşamasına neden oldu.
13 YILDA 3.5 KAT BÜYÜME
İşte bu ortamda 2002 Kasım ayında seçimler yapıldı. Sandıktan başarıyla çıkan ve tek başına iktidar olan AK Parti, ekonomik olarak dibe vurmuş bir ülkeyi devraldı. Bugün meydanlarda asgari ücret ve emekliler üzerinden popülist vaatlerle Türkiye'yi batağa sürüklemek isteyenler, 2001 krizinde iktidarda bulunuyordu. Memur maaşları neredeyse ödenemez noktada iken Türkiye yine IMF'nin kucağına oturtulmuştu. Kamu maliyesi ise tam anlamıyla iflas noktasındaydı. Siyasi istikrarı sağlayan AK Parti, ekonomi yönetiminde de ders niteliğindeki uygulamalarla, mali disiplini getirdi. Türkiye ekonomisini adeta yeniden yapılandıran hükümet, bugün dünyaya örnek olan bankacılık sisteminin de temellerini güçlendiren yapısal reformlara imza attı. AK Parti iktidarı döneminde ekonominin büyüklüğü 3.5 kat artarak 231 milyardan 800 milyar dolara kişi başı gelir ise 3 bin 492 dolardan 10 bin 404 dolara çıktı.
TÜRKİYE DÜNYADAN ALACAKLI
AK Parti'nin en büyük başarılarından biri bütçe açığını sıfıra yaklaştırması ve kamunun borç yükünü azaltması oldu. Bütçe açığının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 11.2'den 1.3'e inerken, kamu borç stokunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı ise yüzde 74'ten 33.5'e geriledi. Türkiye kamu borç stoku ve bütçe açığının GSYH'ye oranında Maastricht kriterlerini sağlarken AB'de 25 ülkeden daha iyi bir konuma geldi. Kamunun net dış borç stoğunun GSYH'ya oranı yüzde 25.2'den -4.7'ye indi. Türkiye, dünyadan net 35.2 milyar dolar alacaklı durumda bulunuyor.
ENFLASYON TEK HANE
Hükümetin bu 13 yıllık dönemde önemli başarısı da 2002 sonunda yüzde 30'a dayanan enflasyonu, yüzde 8.2'ye indirmesi oldu. Bütçe gelirlerinin giderleri karşılama oranı yüzde 65.5'ten 95'e çıktı.
IMF'YE BORÇ SIFIRLANDI
Enflasyon
ve faiz tek haneye düşerken, Türkiye'nin kredi notu da yatırım yapılabilir seviyeye çıktı. Türkiye 19 yıl sonra ilk kez IMF'ye borcunu sıfırlarken, fona 5 milyar dolar borç verecek hale geldi. Türkiye'nin döviz rezervi de 28 milyar dolardan 130 milyar dolara dayandı. Paradan altı sıfır atılarak itibarı artan TL, bugün yabancı bankaların bile ilgi odağı haline geldi.
TÜRKİYE YABANCININ İLGİ ODAĞI OLDU
Ekonomide
ve siyasette istikrarın sağlanması Türkiye'yi yabancı yatırımcıların çekim merkezi haline getirdi. 13 yılda doğrudan yabancı sermaye girişi 152 milyar dolar oldu. 1986-2002 döneminde toplam 8 milyar dolar özelleştirme geliri elde edilirken, 2003-2014 döneminde bu tutar 57 milyar dolara ulaştı. Cumhuriyet tarihi boyunca elde edilen özelleştirme gelirinin yüzde 90'ı AK Parti döneminde sağlandı.
3.2 TRİLYON LİRALIK YATIRIM GERÇEKLEŞTİ
Türkiye,
Lehman'ın batması ile birlikte başlayan ve dünyaya 29 Buhranı'nı yaşatan 2008 krizinden, hükümetin kararlı politikaları ile en az etkilenen ülke oldu. Vergi gelirlerini 60 milyar liradan 352 milyar liraya çıkaran AK Parti hükümetleri döneminde kamu ve özel sektör Türkiye'de toplam 3.2 trilyon liralık sabit yatırım gerçekleştirdi. Bu süreçte kamu 700 milyar liralık yatırım yaptı.