Türk ekonomi tarihinin en önemli yatırımı Petkim sayesinde Türkiye'ye gelmeye devam ediyor. Petkim'in 2008'de tamamlanan ihale sürecinde yüzde 51'lik hisse için 2 milyar 40 milyon dolarlık teklifte bulunarak kazanan ve öncülüğünü SOCAR'ın yaptığı Turcas-Injaz Ortak Girişim Grubu Türk ekonomi tarihinin en önemli yatırım sürecinin de başlangıcı oldu.
1965'te Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) öncülüğünde kurulan, ardından İzmit-Yarımca Kompleksi'nde 1970 yılında, önce 5 fabrikayı işletmeye açan Petkim, bundan tam 30 yıl önce de en önemli tesisi Aliağa'yı işletmeye aldı.
Petrokimyasal ara ve nihai ürünler üreten ve satan Petkim'le birlikte SOCAR, 2018 hedefinde ise 20 milyar dolarlık yatırım yapacak. Aynı yıl SOCAR Türkiye 15 milyar dolarlık konsolide ciro ile Türkiye'nin en büyük ikinci büyük sanayi şirketi olmayı hedefliyor. Sadece rafineri ve petro kimya değil, lojistikte de önemli bir oyuncu haline gelecek olan Petkim'in Türk ekonomisinin geçmişine vurduğu damgaları, geleceğe yönelik hedeflerini SOCAR Türkiye Başkanı ve CEO'su unvanının yanı sıra Petkim Yönetim Kurulu Üyesi Kenan Yavuz ile konuştuk.
Türkiye 1985'ten bu yana enerjide müthiş bir değişime sahne oldu. Sektör açısından değişimi anlatır mısınız?
Ülkemizin elektrik tüketimi son 30 yılda ekonomik büyüme hızının yaklaşık 2 katı oranında arttı. Türkiye bugün kullandığı petrolün yüzde 92'sini, doğalgazın yüzde98,5'ını ithal etmektedir. Ülkemiz enerjide yüzde 73 dışa bağımlı ve kendi enerjisini üretmek mecburiyetinde.
Türkiye'nin bölgede ve dünyada daha önemli bir enerji oyuncusu olmasına yönelik attığı adımlar son derece önemli... Türkiye, etrafındaki enerji kaynaklarını Türkiye üzerinden Avrupa ve dünya ile buluşturma noktasında son derece ilkeli ve kararlı adımlar attı. Hem kendi enerji arz güvenliğini sağlamada, hem de Avrupa ve dünya barışı noktasında çok önemli katkılar koyuyor.
2014 yılı ülkemizin enerjide önemli atılımlar yaptığı bir yıl oldu. Şahdeniz'de Total'in hissesini 1.5 milyar dolara TPAO'nun alması çok önemli bir varlık satın alımı... TANAP'ta BOTAŞ'ın hissesi yüzde 20'den 30'a çıkarıldı. TANAP'ta boru ihaleleri tamamlandı ve yüzde 80'ini Türk şirketler aldı. 17 Mart'ta Kars'ta TANAP'ın temel atma törenini yaptık. Türkiye'nin enerji oyununda daha aktif rol almak istemesi ve bir enerji merkezi olma yolunda ilerlemesi son derece isabetli bir politika...
Türkiye ve Azerbaycan'ın stratejik ortaklığı ve kardeşlik bilinci ile ortaya çıkan projeler ülkelerimizin geleceği adına çok önemlidir. Güney Gaz Koridoru ve Türkiye ayağı olan TANAP, bölgemizde diğer tüm enerji projelerini teşvik eden öncü bir proje oldu.
Süreç Turgut Özal ile başladı
Petkim'in bu süreçte üstlendiği rol nasıl oldu? Sanayi üretimi ve sanayileşme olarak bakıldığında, bir ülkenin sanayileşebilmesi ve rekabet gücü kazanabilmesi için ara malı üretiminde söz sahibi olması gerekiyor. Ara malı üretimini gerçekleştiren sektörler, aynı zamanda teknoloji transferi, bilgi transferi, yan sanayiyi destekleyen, yeni insan yetiştiren ve yeni teknolojilerle okul olma özelliğine sahip sektörlerdir. Dolayısıyla Petkim deyince akla sanayi ve ülkenin sanayileşme tarihinin özeti gelir.
Türkiye'nin petrokimya ile tanışması gelişmiş ülkelerle hemen hemen aynı yıla rastlıyor. 1965 yılında ilk petrokimya kompleksi Yarımca, Kocaeli'de kuruldu. Biliyorsunuz bu ay Petkim'in kuruluşunun 50. Yıldönümünü kutluyoruz. Aliağa kompleksimizin ise 30. Yıldönümü. Aliağa kompleksimizin tam anlamıyla devreye alındığı 1985 yılında 300 bin ton olan etilen üretim kapasitemiz, bugün 600 bin tona ulaştı. 2014'te devreye giren kapasite artışı yatırımı ile birlikte yıllık brüt 3.6 milyon ton üretim kapasitesine sahibiz.
Son 30 yılda kapasitemizi 2 kat artırdık. Ancak buna rağmen Türkiye ihtiyacının yüzde 18'ini karşılayabiliyoruz. Dünyada termoplastik ürünlere olan talep, küresel büyüme hızının çok üzerinde artıyor. Türkiye için bu artış daha dikkat çekici. Sektörümüzün büyüme hızı, ülke ekonomisinin büyüme hızından asgari iki kat hızla artıyor. Artış oranı dikkate alındığında, Çin'den sonra ikinci durumdayız. Avrupa'nın 5. büyük plastik üreticisiyiz. Petrokimya sektöründe son 10 yıllık büyüme performansı devam ederse Türkiye, 2023 yılında yıllık 14 milyar dolar petrokimyasal ürün ithal etmek zorunda kalacak, böylelikle petrokimya sektöründeki ithalatın dış ticaret açığı içindeki payı bugüne göre iki kat artacak.
Bu yıl 30'uncu yılını kutlayan Aliağa Kompleksi'nin kuruluş öyküsünü, yaşadığı evreleri anlatır mısınız?
Petkim'in Aliağa Kompleksi'nin kuruluş kararı ülkemizin gelecekteki petrokimyasal ihtiyacı öngörülerek 1965-1970 yılları arasında verildi. Merhum Cumhurbaşkanımız Turgut Özal, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Müsteşarı iken Ağustos 1970'te şirketimize gönderdiği yazıda Aliağa kompleksi kapasiteleri seçilirken sadece ülkemiz ihtiyacının değil, ihracatın da göz önüne alınması gerektiğinin altını çizmiştir. Çok uzun yıllar süren özelleştirme süreci ne yazık ki Türkiye petrokimya sanayisinin gelişmesini engelleyici bir süreç olmuştur. 2008 yılında Petkim'in SOCAR tarafından satın alınması, Türkiye petrokimya sanayisi için bir dönüm noktasıdır.
Cari açığı 2.5 milyar dolar düşürürüz
Türkiye'ye doğrudan yapılan en önemli yatırım SOCAR tarafından Petkim'e yapıldı. Bu yatırımların yansıması neler olacak?
Bizim SOCAR olarak 2008-2018 yılları arasındaki Türkiye'deki yatırım portföyümüz Türkiye için önemli bir altyapı projesi olan TANAP ile birlikte 20 milyar doları aşıyor. Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923 yılından 2002 yılı sonuna kadar ülkemize gelen yabancı sermaye toplamı yaklaşık 16 milyar dolar. Value-Site Projemiz çerçevesinde bugüne kadar yapmış olduğumuz yatırımların tutarı 10 milyar doların üzerine çıkmıştır. Bu yatırımlarla Türkiye ekonomi tarihinin en büyük doğrudan yatırımcısı SOCAR oldu. 2018 yılında Türkiye'nin en büyük ikinci, 2023 yılında En Büyük Sanayi Şirketi olmayı hedefliyoruz. Yatırımlarımız devreye girdikçe Türk imalat sanayisinin gücü ve dolayısıyla Türkiye'nin üretim gücü artacak. Sadece STAR Rafinerisi'nin yıllık 10 milyon tonluk üretiminin etkisiyle cari açığımız en az 2.5 milyar dolar düşecek. Ancak yatırım ajandamızın en önemli etkisi, zihinlere yeniden yerli üretimin önemini öğretmesidir. Unutmuştuk bu kelimeyi doğrusu… Oysa yerli üretim gücü olmayan ülkelerin, başka ülkelerde istihdam yarattıklarını, o ülkelerin Ar-Ge ve innovasyon projelerini desteklediklerini biliyoruz. Gelişmek, büyümek ve tüm toplumun refah seviyesinin yükselmesi için ülkemizin yerli üretim kabiliyetini artırmak mecburiyetindeyiz.
'Özelleştirmeden sonra 500 milyon dolarlık yatırım yaptık'
Petkim'in özelleştirme sürecinden sonrası hem SOCAR'a hem de Türk ekonomisine neler kattı?
Petkim'in özelleştirilmesi stratejik bir operasyondur. Özelleştirme gerçekleştirilmeseydi, ülkemiz petrokimya sektörü yok olma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. 2008 yılı, Petkim'in tarihinde en önemli eşik noktasıdır. Özelleştirme sonrasında yatırım kararlarımızı çok daha hızlı verip hayata geçirebiliyoruz.
SOCAR olarak, Petkim'i satın aldığımız 30 Mayıs 2008 tarihinden bugüne şirkete 500 milyon doların üzerinde yatırım yaptık. "Value- Site" vizyonumuz çerçevesinde, Petkim'de sürekli olarak kapasite ve verimlilik artırıcı, darboğaz giderici yatırımlar yapıyoruz. Sadece 2015 yılında 125 milyon dolar yatırım yapacağız. 2014 yılında Petkim'in brüt üretim kapasitesini yüzde 13 artırdığımız, duruş maliyetleri ile birlikte toplam maliyeti 250 milyon doları bulan etilen ve PTA kapasite artışı yatırımlarımızın devreye girmesi ile 2015 yılı için umutlu bir başlangıç yaptık. Yıllık 3.6 milyon ton üretim kabiliyetine kavuştuk.