Doların yükselişiyle değer kaybeden Türk lirası en çok "Hükümet kan kaybeder" ümidiyle avuçlarını ovuşturanları sevindiriyor. Kaos lobisinin içerideki iş birlikçileri ülke batarsa aynı gemide kendilerinin batacağını hiç hesaba katmıyor. Siyasi istikrarı sandıkta bozamayan çevreler dolar üzerinden kaos planını devreye sokuyor. "Faiz yüksek kalır, dolar yükselirse daha fazla kazanırız. ülke batarsa batsın" diyenler bu tür krizlerden en çok nemalanan kesimler.
Dolardaki kirli ittifakın birçok ayağı var. "Para kazanma ve yükselen Türkiye ekonomisini zayıflatma derdinde" olan dış bağlantılar Londra'daki bankaları kullanıyor.
Türkiye'yi kur oyunuyla faiz artırım sürecine sokmak isteyenlerin tutunduğu son gelişme Citibank'ın Akbank'taki hisselerini satması oldu. Citibank'ın hisse satışını 'Türkiye'den kaçış var' algısı yaratmak için kullandılar. Fakat bu hisseleri yine yabancıların aldığını unuttular.
Hem dışarıdaki hem de onun içerideki iş birlikçilerinin en çok işine yarayan ise medya.. Operasyonun uluslararası boyutunu üstlenen medya kriz tamtamlarını çalıyor. Lobinin gazetesi Wall Street Journal, "Liranın oynaklığı yatırımcıları kaçırabilir" haberleri geçerken Reuters da "Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun New York temasları olumsuz geçti yatırımcılar tedirgin" analizleri yayımlayarak panik çıkarmaya çalışıyor.
Garip olan içerideki medyanın ülkesini savunmak yerine kaos lobisinin oyununa gelmesi. Vatandaşı dolar konusunda galeyana getirmek için medya da devreye sokulmuş durumda. Paralel medya "Dolardaki yükseliş durdurulamıyor" haberleriyle "Ülke batıyor" imajı vermeye çalışıyor.
Medyadaki "Ekonomi batsın yeter ki hükümet gitsin" ittifakı gözlerden kaçmıyor. Kriz kalemleri harekete geçiyor. Hedefe Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı koyuyor. Paralel medya önderliğindeki cephe algı operasyonu yapıp panikle kriz çıkarmaya çalışıyor.
Dolardaki yükselişi pompalamaya çalışan kesimin asıl amacı haziran seçimlerinde sandığı etkilemek. Kirli ittifakın bir başka ayağı muhalefet de ayağına kadar gelen bu kriz fırsatını geri çevirmiyor ve malum medya cephesiyle iş birliği yapmakta bir sakınca görmüyor.
Kendi halkının yüzde 52 oy verdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ekonomiye karışmakla suçlayan muhalefet ve paralel medya hala dış güçlerden medet umuyor. Kendi ülkesinin cumhurbaşkanı konuşunca yaygara koparan medya iç savaş yaşayan bir ülkenin diktatörünün önünde el pençe divan nasihat dinliyor. Doların arkasına sığınan bu kirli ittifak kendi ikbalini düşünmekten vatana ihanet edip etmediğini bile sorgulamıyor.
Spekülatif alımlarla doları yükselten çevrelerin TL'ye karşı açık saldırıya geçtiği dönemde Merkez Bankası'nın hiç ses çıkarmaması ise manidar karşılanıyor. Faiz konusunda her gün konuşan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı sanki başka bir ülkede dolar yükseliyormuş gibi susuyor adeta faiz artırımı için kılıf hazırlıyor.
Kaynak: AHaber