Quasar markası dünyaya Türkiye'den açılacak

Viatrans-Meydanbey Ortak Girişimi İcra Kurulu Başkanı Haydar Özkan, Sabah Gazetesi Yazarı Şelale Kadak'ın A Haber'de yayınlanan İş'te Hayat programında Mecidiyeköy'de eski Likör fabrikasının yerine yapılan yeni rezidans, otel, kültür, sanat ve moda merkezini anlattı.
İsviçre sermayesinin gayrimenkul sektörüne yaptığı en büyük yatırımı siz yönetiyorsunuz. Ne kadarlık bir yatırım yapıldı?
Mecidiyeköy'de eski likör fabrikasının bulunduğu arazide yapımına başladığımız proje için yaklaşık 550 milyon dolarlık bir sermaye getirdik. Biz başarılı olursak İsviçre'den başka şirketlerin de gayrimenkul yatırıma geleceğine inanıyoruz.
İsviçreli fonla nasıl bir araya geldiniz?
Grup özellikle dünyada ticaret sigortası konusunda uzman. 2005'te finansal piyasalarda bir hareketlenme olacağı ön sezisiyle varlıklarının bir kısmıyla porföy çeşitlemesi yapma kararı almıştı. İşte o zaman Türkiye'de gayrimenkule yatırım fikri de ortaya çıktı. Çünkü gelişen piyasalarda özelikle Doğu Avrupa ülkeleri ve İstanbul ilgi alanlarına girdi. Türkiye'de likör fabrikası projesi ortaya çıkınca fon hemen ilgilendi.
Fabrikanın devlet arazisi üzerinde olmasının avantaj ya da dezavantajı var mı?
Emlak Konut Gayri Menkul Yatırım Ortaklığı'na ait olan Likör Fabrikası arazisi ihale yöntemi ve gelir paylaşım modeliyle bize verildi. Proje Emlak Konut menfaatlerini korumak adına yüklenici firmaları bazı koşullara bağlıyor ki bunlar bizim gibi yabancı yatırımcılar için zaten yapılması gerekenler.
Sizin getirdiğiniz Fairmont Otel aynı zamanda New York'un meşhur Plaza Oteli'nin de sahibi olan gruba ait. Bu isimlerin avantajı ne olacak müşteriler için?
Grup Kuzey Amerika'da çok güçlü. 35 bin çalışanı ve 70'ten fazla oteli var. Bizim otelimiz açıldığında otel sayısı 82'yi bulacak. 257 tane de rezidans olacak. Grup olarak çok hızlı büyüyorlar ve dünyaya yayılıyorlar. Buradan rezidans alanlar dünyada diğer Fairmont rezidansa sahip olanlarla aynı kulübe giriyor ve istedikleri zaman ev değiştirme imkânına kavuşuyor.
Yeni bir markayı, Quasar'ı Türkiye ile tanıştırıyorsunuz. Hedeflerinizde neler var?
İsviçre sermayeli, Türk bayraklı tüm dünyada iş yapan çok kaliteli bir gayri menkul geliştirme firması olacağız. İstanbul'da en az 2 veya 3 proje daha yapmak istiyoruz. Londra, New York, Paris ve Tokyo'da da projeler yapacağız. Bunları tamamladıktan sonra rotamızda Çin var.

GAYRİMENKULUN GELECEĞİ POZİTİF

İstanbul'da açıklanan çok fazla proje var. Sizce hepsi satacak mı?
Çok fazla proje anons edildi. Bu projelerin özelikle şehir merkezlerinde olanlarında bir sıkıntı olmayacağını düşünüyorum. Ama büyük şehirlerin etraflarına doğru kayan yeni projeler sektör içinde hafif sıkıntılar yaratabilir. Uzun vadeli bir Türkiye analizi yapacak olursanız, bu gün İstanbul'da ev sahipliği oranı yüzde 45. Genç nüfus ve dolayısıyla sürekli evlenmeler var. Ev sahibi olma arzusu çok fazla. Türkiye'de ki ekonomik büyümenin de pozitif olduğunu unutmazsak uzun vadede o iniş çıkışlar olacaktır. Ama geleceğinin pozitif olduğunu düşünüyoruz.

ORJİNAL LİKÖR FABRİKASINI YENİDEN YAPIYORUZ!

Yanılmıyorsam, binada çok değişiklik yapıldığı için ilk orijinal halinden eser kalmamış öyle mi?
Araziyi aldıktan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi bünyesindeki kültürel miras ve tescile öncülük eden bir grup akademisyenle binanın tespitini yapmak için çalışma başlattık. Ve gördük ki 4 bin metrekare binanın sadece 7 metre karesinde orijinal mozaik zemin kalmış. Bina tümden değiştirilmiş. Bunun üzerine biz de orijinal likör fabrikası binasını yeniden yapma kararı verdik. Mimarın çizdiği geniş mekanları yeniden inşa edeceğiz.

FABRİKA BİRÇOK İLAVE İLE DEĞİŞMİŞ

Proje kaç metrekare arazi üzerine yapılıyor?
Fabrika 1930'larda Türkiye'de alkol üretmek maksadıyla yapılmış ilk tesis. Ünlü Fransız Mimar Robert Mallet Stevens çizimlerini yapmış. Fabrikaya daha sonra ilaveler yapılmış. Lojmanlar inşa edilmiş.1970'lerde E-5 köprü yolu yapılıyor ve bahçeler kamulaştırılarak küçültülmüş. 2002'de de fabrika taşınmış. Tekel bir ara yönetim binası yapmış ardından da Maliye Bakanlığı Mükellefler Vergi Dairesi yapmış. Yaklaşık 24 bin metrekare bir arazi var.

80 YAŞINDAKİ 7 ÇINARI BAŞARIYLA TAŞIDIK

Arazi içinde 10 bin metrekare de bir bahçe var. Siz bazı ağaçların yerini değiştirmek için teknolojiye ciddi para harcadınız. Bugüne kadar neler yaptınız?
Buradaki ağaçların taşınıp taşınmaması konusunda araştırma yaptık. Bir Alman firması bulduk. Firma yılda 1 milyonun üzerinde ağaç taşıyor ve bu ağaçlar ölmüyor. Bu firmayla çalışmaya başladık. Şimdiye kadar yaklaşık 80 yaşında olan 7 çınar ağacını taşıdık. Hatta fabrikanın ilk yapıldığı dönemde bahçede olan ama sonra otoyol geçince sökülen çınar ağaçlarını da yeniden dikiyoruz. Üstelik Almanya ve İtalya'dan 18 tane yaşlı çınar getirdik ki 80 yaşındaki çınarlara benzesin. Ağaçlar için 500 bin euro harcadık. Bahçemizi için de sanat eserlerini barındıran doğa ve sanat bahçesi olacak şekilde özel olarak tasarlıyoruz. Sanatçılarımız özel çalışmalara başladı. Hemen yanımızdaki futbol stadyumun yerine yapılan projenin ve bizim projemizin mimarı Emre Aralot. O arazinin bahçesiyle bizimki 20 bin metrekarelik bir alana dönüştü. Aradaki duvarları kaldırdık. Böylece halkla bağlantısı da kopmamış olacak.
Proje ne zaman bitecek?
2015 senesinin sonuna doğru bitirmeyi düşünüyoruz. İçindeki otel de 2016'nın ilk aylarında açılacak.
Mütekabiliyet yasasıyla yabancıların emlak sektörüne ilgisini siz kendi projenizde hissettiniz mi?
Yabancılar çok ilgi gösteriyor. Biz de yüzde 40'ları aşan bir yabancı müşteri talebi oluştu.