Birçok alanda uluslararası bir güç olmak için yoğun bir çaba harcayan Türkiye, şimdi de İstanbul'da bir tahkim merkezi kurmaya hazırlanıyor. Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan İstanbul Tahkim Merkezi Kanun Taslağı 25 Mart 2013 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na verildi. Hedef, gelecek yılbaşında İstanbul Tahkim Merkezi'nin hem yasal hem de fiziksel kuruluşunun tamamlanması.
Tahkim, ticari uyuşmazlıkların çözümünde devlet yargısına karşı 20'nci yüzyılda geliştirilen alternatif çözüm yollarından biri. Devlet yargısının ağır işlediğini düşünen taraflar, tarafsız "hakem" ya da "hakem kurulları"nın çözümlerine göre hareket ediyorlar. Özellikle uluslararası ticari sözleşmelerde artık "tahkim" olmazsa olmaz maddelerden biri. Sözleşme yapılırken uyuşmazlık durumunda hangi tahkime gidileceği açıkça belirtiliyor. Zaten uyuşmazlığın "tahkime" götürülmesi için bu şart.
"GEÇ BİLE KALINDI"
Tahkim ve arabuluculuk sorunlarıyla görevli Birleşmiş Milletler UNCITRAL Çalışma Grubu II'nin Türk delegesi olan İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Ergun Özsunay'ın verdiği bilgiye göre, İstanbul Tahkim Merkezi Kanunu Tasası hem iç tahkim hem de uluslararası tahkime yönelik. Özsunay, İstanbul'un bir "uluslararası finans merkezi" olması amacıyla Ekim 2009'da "İstanbul Uluslararası Finans Merkezi Stratejisi ve Eylem Planı" hazırlandığını hatırlatıyor ve bu eylem planında İstanbul'da bağımsız ve özerk yapıya sahip bir kurumsal tahkim merkezinin oluşturulmasının ikinci öncelik olarak yer aldığını vurguluyor. Tasarı Bakanlar Kurulu'nca benimsendi ve halen TBMM'de bulunuyor. Özsunay, "Tasarı kanunlaşırsa, Merkezin yapacağı çalışma, büyük bir olasılıkla UNCITRAL Tahkim Kurallarını yansıtan çözümlere dayalı tahkim kurullarının oluşturulması olacak" diyor.
"TÜRKİYE'YE İTİBAR KAZANDIRIR"
Prof. Dr. Ergun Özsunay, İstanbul'da bugüne kadar uluslararası çevrelerde tanınmış bir tahkim merkezinin kurulmamış olmasını büyük bir eksiklik olarak görüyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor: "Bu amaçla 10 yıl önce İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından hazırlatılan "Ulusal ve Uluslararası İstanbul Tahkim Kuralları" çeşitli nedenlerle hayata geçirilemedi. Kaliteli veolan, güvenilir bir Tahkim Merkezi'nin hem yerli teşebbüsler hem de yabancı yatırımcılar için önem taşıyacağı açık. Merkez, bir yandan Türk tahkim hukuku ve uygulamasının tanınmasına, öte yandan da yurdumuzun tanıtılmasına ve bir "finans merkezi" olarak İstanbul'a önemli katkılarda bulunacak."
Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Bilgin Tiryakioğlu ise, İstanbul'un uluslararası bir tahkim merkeze kurmak için geç kaldığını düşünüyor. Böylesi bir merkezin kurulması çalışmalarını memnuniyetle karşılayan Tiryakioğlu, "Bölgemizde böyle bir merkezi zaten ihtiyaç vardı" diyor. Uluslararası ticari anlaşmazlıklarda tarafların daha çok ICC'in (Milletlerarası Ticaret Odası) tahkim kurallarına göre çözmeyi tercih ettiğini vurgulayan Tiryakioğlu, şu değerlendirmeyi yapıyor: "Stockholm, Cambrige, Amerika, Londra, İsviçre ve Çin tahkimleri anlaşmalarda çözüm yeri olarak yer alıyorlar. İstanbul'da bir tahkim merkezinin olması yabancı yatırımcıyı belki çekmez ama Türkiye'ye itibar kazandırır."
HIZLI, GİZLİ VE GÜVENİLİR
Peki ticari anlaşmazlıklarda şirketler neden tahkim yolunu tercih ediyor? En önemli tercih nedenlerinden biri, genel mahkemelere göre davaların daha kısa sürede sonuçlanması. Genel olarak tahkim süreci altı ay ile bir buçuk yıl arası bir sürede sonuçlanıyor. Oysa genel mahkemelerde resmi yoldan yurtdışı tebligatı bile dört ile altı ay sürüyor. Tahkim yargılaması kararları ise New York Sözleşmesi'ne taraf ülkelerde doğrudan icra edilebilir nitelik taşıyor. Ayrıca tahkim mahkemesinin doğrudan yapacağı tebligatlarda başkaca resmi bir işleme gerek kalmıyor. Bu nedenle süreç çok daha hızlı sonuçlanıyor. Tahkim mahkemelerindeki yargılama sürecinin gizliliği de iş dünyası açısından büyük önem taşıyor. Prof. Dr. Bilgin Tiryakioğlu, "Genel mahkemelerde duruşmalar halka açıktır. Tahkim süreci gizli yürütülür. Kararlar da gizlidir, kamuoyuna açıklanmaz. Şirketler bu nedenle tahkimi tercih ediyor" açıklamasını yapıyor.
HAKİM DEĞİL HAKEM
Tahkim davalarına bakanlara "hakim" değil "hakem" deniyor. Taraflar, tarafsız gördükleri hakemleri kendileri de seçebiliyor. Hakemlerin bir diğer özelliği de kendi alanlarında uzman olmaları. Şirket birleşme ve satın almalarında danışmanlık hizmeti veren InHera Capital şirketinin Kurucu Ortağı Levent Bosut, Türkiye'de iş mahkemelerinde uzman hakimlerin az olduğunu, bu nedenle tahkimlerin tercih edildiğini söylüyor.
Uluslararası ticari sözleşmelerde "tahkim" maddesinin genellikle konulduğunu vurgulayan Bosut bir kaygısını ise şöyle dile getiriyor: "Önemli olan tahkimden çıkan kararın bağlayıcı olması. Diyelim ki, Mısır'daki bir işadamı Londra'da imzaladığı bir sözleşmede uyuşmazlık durumunda İstanbul Tahkim Merkezi'ne başvuracak. Buradan çıkan kararı Mısır'da nasıl uygulatacak? Zaman içinde bunun mekanizmalarının oluşturulması gerekiyor."
İş dünyası tahkimin önemini günden güne keşfediyor. Pimsa Grubu Yönetim Kurulu Üyesi Ömer İltan Bilgin, İstanbul'da bir tahkim merkezinin kurulmasının faydalı olduğunu söylüyor. Otomotiv yan sanayinde çalışan bir şirket olarak son yıllarda tahkimin önemini daha iyi anladıklarını belirten Bilgin, "Biz ana sanayi ne derse onu yapardık. Onların gösterdiği Avrupalı şirketlerle gözü kara sözleşmeler imzalardık. Ancak Avrupa'da krizden sonra sorunlar yaşanmaya başlandı. Hukuk danışmanlarımızın da önerisiyle artık sözleşmelere tahkim maddesi koymayı tercih ediyoruz" diye konuşuyor.
TAHKİME GİTMENİN FAYDALARI
* Yargılama gizli yapılıyor. Yargılamada taraflardan başka kişiler bulunamıyor. Bu nedenle ticari sırlar dosyada yer alsa da kamuoyunca görülemiyor.
* Taraflar hakemlerini belirlerken, uyuşmazlık konusunda uzman olduğunu bildikleri kişileri hakem olarak seçebiliyor.
* Tahkimde yargılamalar genel mahkemelere göre daha kısa sürüyor. Tahkim yargılama süresi, genel olarak altı ay ile bir buçuk sene arasında tamamlanıyor. Ayrıca uluslararası tebligat ve tanıma ve tenfiz işlemleriyle uğraşmak gerekmiyor.
* Dava değerinin yüksek olduğu hallerde resmi yargılama mercilerinden daha ucuza mal oluyor.
Avukat Mehmet KÖKSAL/ AHK-Alman Türk Sanayi ve Ticaret Odası Tahkim Divanı Kurucusu ve Başkanı
"Tarafsız ve bilgili uzman şart"
Türkiye coğrafi konumu ve ekonomisinin geldiği nokta ile bölgesinde önemli aktörlerden biri oldu. Ülkemizdeki ekonomik canlılık beraberinde ticari uyuşmazlıkları da getirecektir. Uyuşmazlıkların çıktığı noktada en önemli konu, yargılamanın mümkün olduğunca gizli, kısa sürede ve güvenilir şekilde yapılmasıdır. Bu da tahkim ile mümkün olur. İstanbul'un tahkim merkezi yapılması düşüncesi son derece sevindirici bir gelişme. Uluslararası alanda rekabet edebilen bir tahkim merkezinin varlığı ise, ancak bu merkezin tarafsız ve bağımsız olmasına bağlı olacaktır. Özellikle de idarelerden bağımsız olmalıdır. Hazırlanan tasarı ile bu bağımsızlık sağlanıyor.
Bir diğer önemli adım da bu merkezde çalışacak kişilerin seçilmesi meselesi. Uluslararası başarının sağlanmasının ön şartı, tahkim merkezi bünyesinde çalışacak kişilerin tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözüm yolları konusunda bilgili, tecrübeli ve istekli olmasıdır. Eğer bu şartlar sağlanırsa, yani bağımsız, tarafsız, bilgili ve tecrübeli kişilerden oluşan bir tahkim merkezi oluşturulabilirse, ticari olarak merkez haline gelen İstanbul, unvanına bir de uyuşmazlıkların adil ve tarafsız çözüme kavuşturulduğu merkez niteliklerini de ekler. Bu da İstanbul'un ve sonuçta Türkiye'nin uluslararası alanda birkaç basamak daha yukarı çıkması anlamına gelir." tercih ediyoruz" diye konuşuyor.
KAYNAK: RAHİME BAŞ UÇAR - PARA DERGİSİ