Kaya gazının Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacına çare olup olamayacağına yönelik uzmanlardan derlenen habere göre, HASEN Uzmanı Fatih Macit, kaya gazının Türkiye'nin cari açığını kısmen azaltacağını dile getirirken, HASEN Bilim ve Uzmanlar Kurulu Başkanı Efgan Niftiyev ise özellikle elektrik enerjisi üretiminde kömür ve hidro enerji gibi alanlara öncelik vermesinin daha sağlıklı olacağını söyledi.
Kaya gazının değerlendirilmesi gereken bir kaynak olduğunun altını çizen Macit, şunları kaydetti:
''Kaya gazı son dönemde çok ön plana çıkan stratejik bir kaynak oldu. Bu anlamda ABD kaya gazını en aktif şekilde kullanan ülkelerden biri. 2001 yılında ABD'de tüketilen doğal gazın sadece yüzde 3'ü kaya gazından gelirken, bugün bu rakam yüzde 25'lere yükseldi. Tespit edilen rezervler açısından kaya gazının Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını ortadan kaldıracağını söylemek mümkün görünmüyor. Fakat Türkiye'nin doğal gaz tedarikini çeşitlendirmesi açısından kaya gazı mutlaka değerlendirilmesi gereken bir kaynak. Ekonomik büyümenin getirdiği doğal bir sonuç olarak Türkiye'nin doğal gaz ihtiyacı her geçen yıl artış göstermektedir. 2002 yılında 17,4 milyar metreküp olan yıllık doğal gaz tüketimi 2012 yılı sonu itibariyle 50 milyar metreküpü bulmuştur. Türkiye bu anlamda Çin'den sonra doğal gaz talebinin en hızlı arttığı ülkelerin başında geliyor. Bunda Türkiye'de üretilen elektriğin yüzde 90'nın doğal gaz santrallerinden üretiliyor olmasının büyük payı var'' dedi.
Kaya gazının cari açığı kısmi de olsa azaltacağını belirten Macit, kaya gazının Türkiye ekonomisinin en büyük yapısal problemlerinden biri olan cari açığa kısmi de olsa çare olabilecek bir kaynak olduğunu belirterek, 2012 yılında ekonomik büyümedeki ciddi yavaşlamaya rağmen cari açığın yaklaşık 49 milyar dolara ancak gerileyebildiğine dikkati çekti.
''Fakat Türkiye'nin brüt enerji ithalatını dışarı çıkardığınızda aslında ekonomi 11 milyar dolar cari fazla verir konumda bulunuyor'' diyen Macit, Türkiye'nin bu sorunu çözmeden ekonomide sürdürülebilir bir büyüme yakalamasının mümkün olmadığını, artan ekonomik büyüme enerji talebini arttırdığı için cari açığın yükseldiğini ve ekonomi birkaç yıl yüksek büyümenin ardından mecburen frene basmak zorunda kalacağını anlattı.
Macit, ''Dolayısıyla kaya gazı gibi alternatif enerji kaynakları Türkiye'nin enerji ithalatının azalmasını sağlayarak hem ekonominin yabancı tasarruflara ihtiyacını azaltacak hem de uzun vadede sürdürülebilir ekonomik büyümenin önünü açacaktır'' dedi.
''KAYA GAZI TÜRKİYE İÇİN ÖNEMLİ ANCAK YETERLİ DEĞİL''
Kaya gazının Türkiye için önemli ancak yeterli olmadığı görüşünü dile getiren Efgan Niftiyev ise, yakın gelecekte kaya gazının Türkiye'nin doğal gaz talebini karşılamada büyük bir paya sahip olacağını söylemenin zor olduğunu vurguladı.
Niftiyev, ''Kaya gazı sadece Türkiye'de değil aynı zamanda ABD, Ukrayna gibi ülkelerde de yüksek potansiyele sahip olsa da bu kaynağın geliştirilmesi doğrultusunda henüz somut planlamalar ve adımlar söz konusu olmadı. Ayrıca Türkiye hem sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) hem de kaya gazı noktasında henüz gerekli know how ve altyapı çalışmaları konusunda kapsamlı çalışmalar sağlamış değil fakat başlangıçta uluslararası tecrübeden yararlanılarak daha sonrasında yerel sektör kapasitesi arttırılabilir. Kaya gazı konusunda sadece Türkiye'nin değil aynı zamanda global anlamda da ilerlemiş bir tecrübe söz konusu değil'' diye konuştu.
Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmesi gerektiğini de vurgulayan Niftiyev, kaya gazı gelecek vaat eden bir kaynak olsa da Türkiye'nin şu an için ithal enerji kaynaklarına alternatif olarak özellikle elektrik enerjisi üretiminde kömür ve hidro enerji gibi alanlara öncelik vermesinin daha sağlıklı olacağını, kaya gazı potansiyeline dönük çalışmaların somutlaşması ve gerekli altyapının hazırlanması ile beraber kaya gazının da ithal enerji kaynaklarına ilerde alternatif oluşturabileceğini belirtti.
''Kaya gazı çıkarmak depreme yol açar mı?'' sorusuna cevap veren HASEN uzmanları şunları söyledi:
''Şeyl gaz operasyonları, yerin 2500 metre derinliğinde olmasından ve kapalı bir sistemde yani muhafaza borusu içinde yapıldığı için yer altı sularına veya yer altı su tablosuna ulaşma şansı yok gibidir. Genelde çatlatma yatay yönde 500 metre çaplı ve 200 metre boyunda bir silindir içinde meydana gelir. Bu durum yer altı sularını kirletmez. Bu operasyonlar, ya çok ince tabakalı şeyllerde ya da porozitesi çok az olan kumtaşlarında yapıldığı için zaten ortam geçirimsizdir ve şeyller zaten örtü kaya durumdadır. Oluşan çatlaklar en fazla 200 metre, dikey yönde gelişebilir. Yer altı su tablası en fazla yeryüzünden 300 metre derinde olduğuna göre bir sakınca yoktur denebilir. Ayrıca, çatlatma operasyonları için gerekli olan yüksek basınçtan dolayı küçük ölçekte de olsa bazı lokal depremciklerin ortaya çıkma ihtimali olduğu söylenebilir, ancak ispatlanmış bir durum bulunmamaktadır. Kaldı ki mevcut mevzuatlarımızda bu tür operasyonlar için koruyucu ve önleyici düzenlemeler bulunmaktadır. Her durumda yatırımcılardan gerekli tedbirlerin alınması önceden istenmektedir. İngiltere 28 Şubat 2013 tarihi itibariyle kuyularda şeyl gazı üretimi için koyduğu yasağı kaldırmış olup, Almanya ise Şeyl Gazı aramalarına başlanacağını duyurmuştur.''
KAYA GAZI NEDİR?
Yüzde 75' den fazla metan gazı olan ve ticari olarak pazarlanan gaz halindeki hidrokarbonların ortak adına doğal gaz adı veriliyor. doğal gazın bulunduğu kaynağa göre içeriğindeki metan, etan ve propan değişebilir. Örneğin; kil tabakasından üretiliyor ise ''kaya gazı'' (shale gas), sıkı kumtaşı tabakası içinden üretilene ''tight gaz'' ve kömür tabakası içinden üretiliyorsa ''Kömür gazı'' (coalbed methane) şeklinde tanımlanıyor. Yani üretim yöntemindeki farklılıktan dolayı kaya gazı ya da ''Şeyl gaz'' denmektedir. Kaya gazı, şeyl (shale) adı verilen ve kil ile kuvars ve kalsit minerallerinden oluşan ve geçirimsiz (sıkı) olan tortul kayacın küçük gözeneklerinde yine çoğunlukla suyla birlikte hapsedilmiş bulunan metan gazı da denebilir.
Enerji Bakanlığı verilerine göre, Türkiye'nin mevcut kaya gazı rezervi 420 milyar metreküp. Bu potansiyelin, yıllık ortalama 43 milyar metreküp doğal gaz ihtiyacı olan Türkiye'nin 9 yıl boyunca doğal gaz ihtiyacını ortadan kaldırabileceği değerlendiriyor.