NORMAL BİR İŞKADINININ AGRESİFLİĞİNE SAHİP OLAMAM
Bir yıl önce faaliyete geçen Anatoli kısa zamanda beğenilen ve takip edilen bir marka oldu. Bu başarıyı nasıl sağladınız?
1 Nisan 2011'de projeye start verdik... İlk başta tasarımcımız ve üretici kadro da dahil 8 kişiydik. Başarının temelinde ekibimin yanı sıra benim Amerika'da eğitim ve çalışma için geçirdiğim 14 yıl var. Orada işletme master'ı yaparken Miracle Gift Store adında hediyelik eşya mağazam vardı. 3.5 yıl işlettim. Türkiye'de beni moda ve tekstille özdeşleştiriyorlar. Üniversite eğitimim sırasında kozmetik ürünleri pazarlaması üzerine ders aldım. Kendi işimi kurmadan önce Vakko'da yöneticilik Harvey Nichols Genel Müdür Yardımcılığı yaptım. O süreçlerden geçerken kafamın bir köşesinde bu iş vardı. Gerçekten işkolik biriyim. bu nedenye benimle çalışmak çok zordur. Amerika'daki çalışma standartlarına alıştığım için her şeyin mükkemmel olmasını isterim. Böyle olmasam, bu marka kolay ortaya çıkmazdı.
Egemen Bağış'ın eşiniz olmasının katkısı oldu mu?
Hayır... Hatta bazı ortamlarda negatif etkisi dahi olabiliyor. Bir işkadının 5 kez çalabileceği kapıyı, 1.5 kez çalabiliyorsam kârdır. Normal bir işkadınının sahip olabileceği agresifliğe Beyhan Bağış sahip olamaz. Bazen önyargılarla mücadele ederken bir sürü fırsat kaçırıyorum. "Tabii canım zaten Egemen Bağış'ın eşi, bütün kapılar açılıyordur" kanısı var. Oysa böyle bir şey yok. Devlet ihalelerinden uzak durdum. Bu işi o tür ilişkiler üzerinde kurgulamadım. Eğitim ve birikimimle, iş ahlakımla ilgili bir şeyleri kanıtlama çabası içerisinde oldum hep. Sanayici bir aileden geliyorum. Annemin babası Bursa'da duayen tekstilcilerden biri. Saygın bir aileden geliyorusunuz. Politikacı eşi olduğunuz için bir şeyleri yapmaktan ayrıca suçlanıyorsunuz. İnsanın ağrına gidiyor. Yorucu ve yıpratıcı oluyor. Bazı önyargılardan kurtulmak için ekstra mesai yaptığımı söyleyebilirim.
Aileniz sizin işkadını olmanızı destekliyor mu?
En yorgun olduğum günde bile çocuklarımın ve eşimin bir sözü beni inanılmaz mutlu ederken motive de oluyorum. "Geleceğin antikaları"nı yaratmak benim için bir anlamda sosyal sorumluluk projesi. Ben bu işi yaparken müthiş bir haz ve tatmin alıyorum.
Danışma kurulunuzda da ünlü isimler var...
Logomuzu Emrah Yücel tasarladı. Hüseyin Hatemi tarihçimiz. Özlem Süer, Ethem Sancak, Nazan Ölçer de kurulumuzda bulunan isimler. Her zaman bilmediklerim bildiklerimden daha fazla diye düşünürüm.
"TAYİP BEY'İN BİR TEKLİ FİYLE 17 YILIK HAYATIMIZI SİLDİK"
Beyhan Bağış yıllarca Amerika'da yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönüş hikâyelerini şu şekilde özetledi: "New York'ta kendi mağazamda saatlerce ayakta durmaktan, satış yapmaktan varis ameliyatı geçirdim. Vakko butiklerinde, Harvey Nichols'ta depodan ürün de çıkardım, paça boyu da aldım. İşletme master'ı yapmış biri olarak tezgâhtarlıktan başlamadım, yöneticilik yaptığım her yerde kendi mağazam gibi çalıştım. New York'ta yazları caddede, sokak pazarlarında satış yaptım. Siyaset sonsuza kadar yapılacak bir görev değil. Yarın öteki gün bittiğinde hiçbir geliriniz olmuyor. Hayatımıza kilit vurup Tayyip Bey'in bir teklifiyle geldik. 1.5 ay içinde Türkiye'ye yerleştik. Egemen 17 yıl, ben de 14 yıllık Amerika hayatım buraya transfer ettik. Eski hayatıma geri dönmem gerekiyordu. Bunu yaptım."
AMACIMIZ KÜLTÜREL BAĞI GÜÇLENDİRMEK
Kaç çeşit ürününüz var?
200'e yakın. Sadece dekoratif olarak kullanılmaması için mutlaka bir fonksiyon vermeye çalıştık. Fincanıyla kahvesini içsin, sürahisini kullansın. Çocuklar evde kullanıldığını görsün... Bu şekilde kültürel bağ güçlenir. Burada akide şekeri, lokum, şerbet hepsi bir arada. Bunun başka örneği yok.
LÜKSÜN TANIMI DEĞİŞTİ
Lüks tüketimin krizden sonra ciddi bir değişime uğradığını ve adeta yeniden tanımlandığını düşünüyor Bağış. Bunun sonucunda lüks markaların çok geniş kitlelere hitap eden ve "giriş lüksü" diye adlandırılan ürünlere yöneldiğini söyleyen Bağış, "Marka değerini artıran ve kişiselleştirilen, el işçiliği, hammadde kalitesinin en yüksek noktada olduğu tasarımlar yapmaya çalıştılar. Bu dengeyi sağlarken, en önemli özellik ise bu tasarımların bir hikâyelerinin olmasıydı" dedi.