Kurum, yapı denetim firmalarının aralarında anlaşmak suretiyle uygulanacak asgari fiyatı belirlememesi, pazar veya müşteri paylaşımına gitmek gibi yöntemlerle rekabet kurallarını ihlal etmemesi, piyasada rekabeti engellemeye, bozmaya ya da kısıtlamaya yönelik ortaklaşa/danışıklı diğer eylem ve davranışlardan kaçınması gerektiğini belirtti.
Rekabet Kurumu'nun internet sitesinden yapılan açıklamada, Kuruma yapılan başvurular değerlendirildiğinde özellikle 2011 yılı Eylül ayından bu yana yapı denetim hizmetlerine ilişkin şikayetlerde önemli bir artış olduğunun görüldüğü kaydedildi.
Açıklamada, şikayete konu illerde uygulanan hizmet bedeli oranlarının ve fiyatların yasal asgari oran olan yüzde 1,5'in üzerinde olması, yapı denetim şirketlerinin aralarında anlaşarak bölge paylaşmaları ve herhangi bir ildeki yapı denetim şirketi sayısının az veya fazla olması hususlarının sıklıkla başvurulara konu edildiğinin tespit edildiği belirtildi.
Yapı denetim sektörüne ilişkin başvurularda sıkça yer verilen hususlar değerlendirildiğinde bazı noktaların ön plana çıktığı ifade edilen açıklamada, 648 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yüzde 3'ten yüzde 1,5'e indirilen hizmet bedeli oranının, ilgili mevzuatta da belirtildiği üzere, asgari bir oran olduğu, teşebbüslerin bireysel olarak bu oranın üzerinde diledikleri bir oranı uygulamakta serbest oldukları kaydedildi.
Ancak yapı denetim firmaları arasında danışıklı olarak, örneğin bir anlaşma ile sabit bir oran belirlenmesi veya pazar ve müşteri paylaşımı yapıldığının tespit edilmesi halinde, konunun 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun dolayısıyla da Kurumun görev alanına girebildiği belirtilen açıklamada, dolayısıyla başvuru ekinde veya Kurumun yapacağı incelemeler sonucunda firmalar arasında bu yönde bir anlaşma yapıldığına dair güvenilir emare ve deliller bulunmaması halinde Rekabet Kurulu'nun, kanuni yetkilerini kullanarak yaptırım uygulayamayacağı ifade edildi.
Her ilin ve coğrafi bölgenin pazar ve talep yapıları farklı
Hizmet bedeli oranının kimi diğer illerden yüksek olması hususunda ise her ilin ve coğrafi bölgenin pazar ve talep yapıları farklılık gösterdiğinden, bu bölgeler arasında fiyat farklılıklarının oluşmasının doğal sayılabildiği ifade edilen açıklamada, şöyle denildi:
''Bu tür bir fiyat farklılığının Kurumumuz görev alanı kapsamında inceleme konusu yapılabilmesi için firmalar arasında fiyatları yükseltmek üzere bir danışıklılığın olması ve bunun güçlü emare ve deliller ile desteklenebilmesi gerekmektedir.
Konuya ilişkin kimi başvurularda ise bazı yapı denetim firmalarının ilgili ilin birtakım bölgelerinde yapılan inşaatlara gitmekten imtina ettikleri belirtilmektedir. Bu tür bir hususun Kurumumuz görev alanı kapsamında değerlendirilebilmesi için firmaların pazarı aralarında anlaşarak coğrafi bölgelere veya müşterilere göre paylaşmış olmaları ve böyle bir paylaşıma dair somut bulguların bulunması gerekmektedir. Bu tür bir paylaşımın bulunmadığı haller, firmaların fiziki ve iktisadi imkanları çerçevesinde kimi bölgelere hizmet verememeleri olarak nitelendirilebilecek, dolayısıyla ticari hayatın doğal bir unsuru olarak kabul edilebilecektir.
Başvurularda sıklıkla dile getirilen şikayetlerin sonuncusu ise ildeki yapı denetim firmalarının sayısına ilişkindir. Bilindiği üzere bir ilde en fazla kaç adet yapı denetim firmasının faaliyet gösterebileceği Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği'nin 12. maddesi uyarınca belirlenmekte olup bu konuda Kurumumuzun doğrudan bir müdahalesi mümkün olmamaktadır.''
Bu noktada sektörde faaliyet gösteren yapı denetim firmalarına ise bazı hususların önemle hatırlatılmasında fayda bulunduğu belirtilen açıklamada, yapı denetim firmalarının aralarında anlaşmak suretiyle uygulanacak asgari fiyatı belirlememesi, pazar veya müşteri paylaşımına gitmek gibi yöntemlerle rekabet kurallarını ihlal etmemesi, bu haller dışında kalan, doğrudan veya dolaylı olarak piyasada rekabeti engellemeye, bozmaya ya da kısıtlamaya yönelik ortaklaşa/danışıklı diğer eylem ve davranışlardan kaçınması gerektiği ifade edildi.
Yıllık cironun yüzde 10'una kadar para cezası verilebilir
Açıklamada, bu tür eylem ve davranışların tespiti halinde Kurulun, bu ihlallere katılımı olan firmalara yıllık cirolarının yüzde 10'una kadar idari para ceza verebileceği, ayrıca ihlalde belirleyici etkisi saptanan firmaların yöneticilerine ya da çalışanlarına, firmaya verilen cezanın yüzde 5'ine kadar idari para cezası verebileceği, diğer yandan tüketici aleyhine bu tür eylemlerde bulunan şirketlerin, kamuoyu nezdinde itibar kaybına uğrayabileceği hatırlatıldı.
Vatandaşların yapacakları başvurulara ilişkin olarak öncelikle Kurumun görev ve yetki alanında bir eylemin olup olmadığına dikkat etmeleri, eğer mümkünse şikayetlerini somut bilgi ve delillere dayandırmaları gerektiği ifade edilen açıklamada, Kurumun yetki alanına girmeyen şikayetlerin; yapı denetim sektörüne ilişkin denetleme yetki ve görevi bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın merkez ve taşra teşkilatlarının yanı sıra valilik ve belediye başkanlıklarına yapılabileceği hatırlatıldı.