Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) Başkanı Birol Aydemir, bir istatistik kurumunun ne kadar iyi olup olmadığını o ülkenin genel şartlarına göre değerlendirmek gerektiğini belirterek, ''Eğer o ülkede kamu kurum ve kuruluşları ne kadar iyi ise idari kayıtları ne kadar güçlüyse veya kayıt dışı ne kadar az ise istatistikler de o kadar kaliteli olur. Dolayısıyla istatistik kurumu değerlendirilirken içinde bulunduğunuz ekonomik ve sosyal çevrenin kamu kurum ve kuruluşlarının idari kayıt sistemlerini dikkate almamız gerekiyor. Kanun gereği tüm kamu kurumlarının idari kayıtlarını bizimle paylaşması gerekiyor. Ama paylaşmıyorlar. Biz ne yapabiliriz'' dedi.
Aydemir, düzenlediği basın toplantısında kurumun ürettiği istatistiklere ilişkin bilgi verdi.
Zaman zaman basında, kamuoyunda eleştirildiklerini, haklı ve doğru eleştiriler de olduğunu, ama bazı eleştirilerin yeterince bilgi sahibi olunmadan yapıldığını hissettiklerini dile getiren Aydemir, bütün toplumu bilgilendirmek için çalışma başlattıklarını ve bugün de bu amaçla yaptıkları toplantıların 4.'sünü İstanbul'da düzenlediklerini söyledi.
Aydemir, kendilerince birçok şeyi doğru yaptıklarını, ama istatistiğin toplum için olduğunu ve ürettikleri tabloya baktıklarında ''tamam'' dediklerini ifade ederek, ''Bu tablo bize göre güzel. Sizin ihtiyaçlarınıza cevap verebiliyor muyuz? Bir istatistik kurumundan beklentilerinizi karşılayabiliyor muyuz? Hem istatistiklerin üretimi, hem de kalitesi anlamında. Yeterince istatistiklerimiz var mı? Ürettiğimiz istatistiklerin kalitesi konusunda bir endişeniz var mı? Bunları merak ediyoruz. Kısa sunumlarda bunları anlatacağız'' dedi.
Eleştiriye açığız
Eleştirileri daha iyiyi yapmanın yolu olarak gördüklerini, yapılan eleştirilerle ilgili, bunları ya yapıyor olacaklarını ya da başlamış olduklarını dile getiren Aydemir, bazı şeylerin zaman aldığını, 7 aydır kurumun başında olduğunu, istatistik üretmenin bu kadar zor olduğunu bilmediğini söyledi.
Aydemir, 2-3 sayfalık istatistik ve 8-10 sayfalık tablonun arkasında yüzlerce insanın çalıştığını, büyük bir iş yükü olduğunu, yüz binlerce veri toplandığını kaydetti.
İnsanların ''bu istatistik neden olmuyor?'' diye sitemlerde bulunduklarını dile getiren Aydemir, ''Belki haklılar da. O talepleri üretmenin zaman alacağını ve ciddi çalışma gerektirdiğini göremiyorlar. Doğaldır da zaten'' diye konuştu.
Aydemir, TÜİK'in 2005 yılından beri ciddi reforma tabi tutulduğunu ve o tarihte çıkan kanunun AB standartlarında çok modern ve çağdaş bir kanun olduğunu belirtti.
''Kanunu gerektiği şekilde kullanamıyoruz''
Kanunun ihtiyaçları olan her türlü yetkiye cevap verdiğini, her türlü düzenlemeyi yaptığını anlatan Aydemir, şunları kaydetti:
''Sorun şu ki biz bu kanunu gerektiği şekilde uygulayamıyoruz. Bunun çeşitli nedenleri var. TÜİK'ten kaynaklanan nedenleri var TÜİK dışından kurum ve kuruluşlardan kaynaklanan nedenleri var. Bir istatistik kurumunun ne kadar iyi olup olmadığını o ülkenin genel şartlarına göre değerlendirmek lazım. Eğer o ülkede kamu kurum ve kuruluşları ne kadar iyi ise idari kayıtları ne kadar güçlüyse veya kayıt dışı ne kadar az ise istatistikler de o kadar kaliteli olur. Dolayısıyla istatistik kurumu değerlendirilirken içinde bulunduğunuz ekonomik ve sosyal çevrenin kamu kurum ve kuruluşlarının idari kayıt sistemlerini dikkate almamız gerekiyor. Eğer bunlar çok yüksek nitelikte ise istatistik de o kadar kaliteli oluyor. Bize özgü şartlardan dolayı bizim istatistiğin kalitesini artırmak için ekstra çaba göstermek gerekiyor. Türkiye'nin reel ortamından ayrı olarak TÜİK'in çok iyi şartları, çok iyi olmasını beklemek çok da gerçekçi değil. Çünkü kanun gereği tüm kamu kurumlarının idari kayıtlarını bizimle paylaşması gerekiyor. Ama paylaşmıyorlar. Biz ne yapabiliriz? Yapabileceğimiz hiçbir şey yok. Sadece yazı yazıp 'kayıtlarınızı bizimle paylaşın' demekten başka gücümüz yok. Halbuki idari kayıtlar bizimle paylaşıldığı zaman bizim birçok istatistiğimiz de daha düzenli ve iyi olacak. Bu idari kayıtlar paylaşılmadığı için zaman zaman sıkıntı çekiyoruz.''
Aydemir, TÜİK'in Türkiye'deki kurumların çok üzerinde kurumsallaştığını, ancak eksiklerinin ürettikleri istatistikleri ve yaptığı işi anlatmakta yetersiz kalmaları olduğunu söyledi.
Ürettikleri istatistikleri topluma iyi anlatmak gerektiğini, bazı istatistiklerin hiç kullanılmadığını gördüklerini dile getiren Aydemir, illerin hava kirliliği haritasını açıkladıklarını, ancak hiç manşetten verilmediğini söyledi.
Aydemir, boşanma istatistiklerinde de boşanmanın yüzde 40'ının ilk 5 yılda olduğunu, sonra 16 yıldan sonra boşanmanın arttığını dile getirerek, bunların tartışılması gerektiğini söyledi.
''Birçok işlem elektronik ortamda artık kendiliğinden yapılacak''
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Birol Aydemir, birçok işlemin elektronik ortamda artık kendiliğinden yapılacağını söyledi.
Aydemir, basını bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, kurumun, istatistiklerini tartışılması ve bunlarla ilgili politika geliştirilmesi amacıyla hazırladığını anlattı.
Söz konusu istatistiklerin kamuoyuna duyurulması konusunda medya kuruluşlarının desteğini isteyen Aydemir, bu amaçla kapsamlı bir iletişim stratejisi hazırladıklarını ifade etti.
Aydemir, önümüzdeki dönemde kurumun web sitesini de değiştireceklerini ve basın mensuplarıyla, yayınlanan istatistiklerin kısa yorumlarla detaylarını da paylaşacaklarını bildirdi.
Kurum içi bazı çalışmalar gerçekleştireceklerini söyleyen Aydemir, ''Bütün istatistik birimlerimizde, ürettikleri istatistiklere ilişkin süreçler belli olacak. Bu, bizim veri kalitemizi arttırmamıza da katkı sağlayacak. Daha sonra metaveriyi gireceğiz. Bu bize veri standardizasyonu sağlayacak. Bu, çapraz veriler arasında kontrolü sağlayacak. Birçok işlem artık elektronik ortamda artık kendiliğinden yapılacak. Hedefimiz bunları yıl sonuna kadar uygulayabilmek'' diye konuştu.
''İstatistiklerin uluslararası normlara uygunluğu
Bütün bunların, TÜİK'in daha iyi hizmet sunabilmesini, istatistik üretirken daha hızlı hareket etmesini ve az hata yapmasını sağlayacağını vurgulayan Aydemir, şöyle konuştu:
''Diğer taraftan, kamu kurumlarının idari kayıtlarının düzelmesi için de bir çaba içerisindeyiz. Uzman arkadaşlarımız kamu kurumlarından sorumlu tuttuk. Uzman arkadaşlarımız kamu kurumlarının istatistik alt yapılarına ilişkin tabloyu aldı.
Daha sonra bu kamu kurumlarının ürettiği istatistiklerin ne kadarının uluslararası standartlara uygun olduğunu çalışacağız. Uluslararası norm ve standartlarda olmayan istatistikler hangileriyse, bunları belirleyip, bu istatistiklerin uluslararası standartlarda olması için çaba göstereceğiz.''
Kurum olarak, OECD'nin dokümanlarını ve 59 yayınını incelediklerine işaret eden Aydemir, ''Biz 475 tane tabloda, OECD'de, veri veremiyoruz. BM'yi, Dünya Bankasını, IMF'yi inceledik. Biz hangi verileri, niye veremiyoruz? Şimdi bunlar üzerinde çalışıyoruz. Bunun çeşitli nedenleri var. Bazen veri olmadığı için veremiyoruz, bazen veri Türkiye için uygun olmadığı için veremiyoruz, bazen veriyi zamanında yayınlayamadığımız için veremiyoruz, bazen dönemler uymadığı için veremiyoruz'' şeklinde konuştu.
Bütün bunların nedenlerine inerek çalışma yaptıklarını ve ilk sonuçları aldıklarını dile getiren Aydemir, bu çalışmayı kamu kurumlarıyla paylaşıp, her bir kamu kurumuna kendisinin üretmesi gereken ancak üretmediği verileri anlattıklarını vurguladı.
Şu anda 40 tane çalışma grubuyla çalıştıklarını, bu sayının artabileceğini anlatan Aydemir, ''Çalışma gruplarındaki yapıyı değiştireceğiz. Bu gruplara sivil toplum örgütleriyle akademisyenleri de almamazı lazım. İlgilenen basın mensupları varsa onları da almamız lazım. Herhangi bir toplum kesiminden herhangi birisi çalışma grubunda yer almak istiyorsa, bundan sonra çalışma gruplarını herkese açacağız'' bilgisini verdi.
Aydemir, bu çalışmaların uzun bir süreç gerektirdiğine dikkati çekerek, TÜİK'in görev alanlarına ilişkin de bilgi verdi.
Kamu kurumlarının idare kayıt oluştururken kendilerinden bilgi almak zorunda olduğunu söyleyen Aydemir, şunları kaydetti:
''Herhangi bir kamu kurumu idari kayıt oluşturacaksa, bizden görüş almak zorunda. İdari kayıtlarda bütün kamu kurumları bizden görüş almak zorunda. Ama bu maalesef uygulanmıyor. TÜİK, bütün Türkiye'de istatistik amaçla kullanılacak verilerde norm ve standart sağlamakla görevli. Kanuni görev bizim ama bir çok kimse bunu bilmiyor.
İlgili kanunun yeterince bilinmemesi belki bizim anlatamamamız belki uygulamada gösterdiğimiz zafiyetler... Kanun, bizim 20-30 yıl ilerimizde. Kanun orada, yetki orada ama biz bunu kullanamıyoruz. Bütün bunları uygulamaya geçirdiğimizde bence Türkiye'nin istatistik alt yapısı çok iyileşecek.''
''Logolu istatistik dönemi
Aydemir, ''Bundan sonra resmi istatistik programında yer alan istatistiklere ilişkin bir logo belirleyeceğiz. Bu istatistiklerden belirlenen standartları sağlayanlara söz konusu logoyu vuracağız. Çünkü, kamu kurumlarımızın istatistiklerimizin bir kısmı uluslararası norm ve standartlarda değil'' dedi.
TÜİK'in bu logosunun, uluslararası standartları taşımayan istatistiklere vurulmayacağına dikkati çeken Aydemir, böylece Türkiye'de istatistik kalitesinde iyileşme sağlanacağını anlattı.
TÜİK'in, uluslararası sisteme veri gönderme envanterine ilişkin sistemi göremediğini dile getiren Aydemir, ''Maalesef kimin nereye ne veri gönderdiğini bilemiyoruz. Burada bir eksikliğimiz var. Uluslararası endeksler var. Biz bu istatistikleri gönderiyoruz ama bu istatistikler güncel mi, doğru mu? Eğer gönderemiyorsak niye gönderemiyoruz? Bunların çalışmalarını başlattık'' diye konuştu.
Aydemir, yurt içindeki bütün kamu kurum ve kuruluşlarının, belki ileride sivil toplum örgütlerinin uluslararası kurumlara gönderdiği verilerin bir portala gönderilmesi ve o portaldan hangi kurum alacaksa o kurumun almasına yönelik çalışma yaptıklarını da ifade etti.
''Biz, hangi uluslararası kurum hangi veriyi kullanıyor? Hangi kamu kurumu hangi veriyi göndermiş, bilmiyoruz'' diyen Aydemir, bu sorun aşıldığında hem verilerin güncelliğinin takip edilebileceğini hem de doğru verilerin gönderilip gönderilmediğinin takip edileceğini vurguladı.
Bütün Türkiye'deki resmi istatistiklerin bir yerde (websitesi) toplanması amacıyla da bir çalışma başlattıklarını söyleyen Aydemir, ''Hangi istatistiği merak ediyorsanız, artık sadece o siteye girdiğinizde bunları alabileceksiniz'' dedi.
''Özel sektörün de bize yardımcı olması lazım''
İstatistiklerin kullanıldıkça değer taşıyacağını vurgulayan Aydemir, bu verilerin kullanılması için medyanın desteğine ihtiyaç duyduklarını belirterek, ''Yeter ki Türkiye'de artık istatistikler karar almada, izleme, değerlendirmede kullanılsın. Şu anda maalesef istatistiklerimiz bir fikri desteklemek, çürütmek veya benzeri sebeplerle kullanılıyor'' yorumunda bulundu.
Her türlü eleştiriye açık olduklarını ifade eden Aydemir, ''Türkiye'de istatistik alt yapısı iyileşmeden, TÜİK'in iyi olması mümkün değil. Firmalarımız bize doğru veriyi vermezse, sanayi üretim endeksini doğru hesaplayabilir miyiz? Sanayi üretimi endeksi yanlış çıkınca, devamında milli gelir yanlış olacak. Özel sektörün de bize yardımcı olması, verdiği veriyi yük olarak görmemesi lazım'' değerlendirmesinde de bulundu.
''Güven konusunda tereddütümüz yok. Hiçbir şekilde istatistiklerle oynamıyoruz''
TÜİK Başkanı Birol Aydemir, kendilerine güven konusunda tereddütlerinin bulunmadığını belirterek, ''Hiçbir şekilde istatistiklerle oynamıyoruz'' dedi.
Aydemir, TÜİK'in basın bilgilendirme toplantısında, basın mensuplarının istatistik verilerine ilişkin çeşitli sorularını da yanıtladı.
GSYİH'ya ilişkin yurt dışında olduğu gibi öncü göstergelerin açıklanıp açıklanmayacağı konusundaki bir soruya Aydemir, bu konuda çalışma olmadığını, toplum ve bulundukları ortam olarak açıkladıktan sonra sık sık güncellenmesi halinde alacakları eleştiriye henüz açık olmadıklarını söyledi.
Toplumun da bunu kabul edecek alışkanlığa sahip olmadığını dile getiren Aydemir, bunu teknik olarak yapabileceklerini, ancak toplum ve kurum olarak buna hazır oldukları zaman açıklayabileceklerini kaydetti.
Aydemir, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın mevcut turizm gelirinin düşük hesaplandığını açıkladığını, TÜİK'ten de buna ilişkin çalışma yapılmasının istendiğini, TÜİK bünyesinde bu konuda daha önce başlatılmış bir çalışma bulunduğunu hatırlattı.
''Turizm gelirleri yeniden hesaplanıyor''
Bu çalışma grubunun eksik noktaları tespit ettiğini, paket turlarda ödenen paranın ne kadarının Türkiye'de kaldığına ilişkin araştırma yapıldığını ve şu anda paket turlarda gelirin yüzde 40'ının ülkede kaldığı verisinin kullanıldığını anlatan Aydemir, turizmcilerin de bunun yüksek olduğunu düşündüğünü belirtti.
Aydemir, ''Bunun üzerinde çalışıyoruz. Yaptığımız vakit turizmle ilgili istatistikleri güncelleyebileceğiz. Paket tur hariç söylenen rakamların çok çok gerisinde bir rakam. Basında çıkan; '5 milyar dolar daha fazla'... Böyle bir şey yok. Onun çok çok altında bir rakam. Her halükarda söylenen rakamların gerisinde ama mevcuttan da daha yukarda bir turizm geliri hesaplayacağız'' dedi.
''Kendimizden eminiz''
Aydemir, herhangi bir istatistik konusundan, metodolojiye kadar her türlü bilgiyi vermeye hazır olduklarını, soru şekillerinin dahi Eurostat tarafından belirlendiğini kaydetti.
Birol Aydemir, ''Başka nasıl teminat verebiliriz bilmiyorum. Soru şekilleri aynı alınıyor. Bütün metodoloji ona göre. Yaptığımız işler konusunda hiç endişemiz yok. Kendimize bu kadar güveniyoruz. Hiçbir tereddütümüz yok'' dedi.
İllerle ilgili milli gelirin gerçek verilere dayanmadığını, kendilerinin il düzeyinde milli geliri üretebilmesi için çok çalışmaları gerektiğini ifade eden Aydemir, ''Şu anda il düzeyinde gerçek verilere dayalı bir milli gelir üretemeyiz. Ancak bir metodoloji üretebiliriz. Bir hesaplama yöntemiyle milli geliri hesaplayabiliriz. Belki bunu önümüzdeki dönemde yapacağız, ama gerçek verilere dayalı milli geliri kolay kolay hesaplayabileceğimizi düşünmüyorum. Çünkü işin teknik çok büyük zorlukları var '' diye konuştu.
Gelir yöntemiyle milli geliri açıklayacağız''
Aydemir, bu yıl yüzde 90 ihtimalle gelir yöntemiyle milli geliri açıklayacaklarını, ondan sonra da her yıl açıklayabileceklerini kaydetti.
Enflasyon konusunda, ''vatandaşın enflasyonu mu, yoksa kendi ürettikleri enflasyon mu, gerçek enflasyondan farklı mı'' diye merak ettiğini ve kendisinin de yüzde 20'lik dilime göre çalışma yaptırdığını dile getiren Aydemir, ancak hiç fark çıkmadığını söyledi.
Vatandaşın enflasyonu ortalama enflasyondan daha düşük
Aydemir, fiiliyatta bunu ölçmenin çok kolay olduğunu, gıda fiyatlarındaki enflasyonun ortalama enflasyon ile karşılaştırdığınızda daha düşük olduğunu, o nedenle vatandaş için enflasyonun daha düşük çıkacağını kaydetti.
Aydemir, işsizlik rakamlarının hesaplanmasında ümidi kırılmışları da hesapladıklarını, bu konuda toplam işgücü içine ümidi kırılanları koymadan doğrudan işsizlerin arasına konularak yapılan hesaplamalarda yanlışlık yapıldığını, burada matematiksel hata yapıldığını söyledi.
Tarımın istihdamdaki payının 3'te bir arttığını, ancak büyümede çok gelişmediğinin görüldüğüne dikkati çekerek büyümeyen tarımın nasıl istihdam yarattığı yönündeki bir soruya da Aydemir, tarımda büyümenin olduğunu rakamlarla belirtti.
Bir yazarın 'tarımda istihdamın arttığı, üretimin artmadığını dile getirerek buradan tarımda verimliliğin düştüğü'' yönünde bir analiz yaptığına işaret eden Aydemir, bu analize itiraz edemeyeceklerini, bunun araştırmaya muhtaç bir konu olduğunu söyledi.
Türkiye'de esnek çalışma modeli yok
Aydemir, bir saatlik çalışmanın istihdama dahil edilmesi konusunda da Türkiye'de esnek çalışma modeli olmadığını belirterek, ''Bizde ikili yapı var. Kayıt dışı full esnek çalışma. Hiçbir kurala tabi değil. Bir de kayıt içi full çalışma koşullarına tabi. Bir saat Amerika için anlamlı ama bizde böyle bir çalışma sistemi yok'' dedi.
Kayıt dışı ekonominin bütün kurumların birlikte üretmesi gereken bir strateji olduğunu, kayıt dışının azaltılmasına en az katkı sağlayacak kurumun TÜİK olduğunu dile getiren Aydemir, ancak kayıt dışını büyük oranda yakaladıklarını, istatistiki yöntemlerle bunu gidermeye çalıştıklarını söyledi.
Aydemir, suç ekonomisini de yakaladıklarını düşündüklerini, ancak bunun tamamını yakaladıklarını söyleyemeyeceklerini kaydetti.
İnternet ortamından verilere erişim konusunda yapılan eleştirilerde haklılık olduğunu, kendisinin de basit bir veriyi bulmak için uğraştığını dile getiren Aydemir, web sitesini bir iki ay içinde daha kullanıcı dostu yapacaklarını bildirdi.
''İstatistiklerimiz doğru''
Aydemir, kurumun verilerine güven konusuna da işaret ederek, şunları söyledi:
''Güven konusunda tereddütümüz yok. Biz ürettiğimiz istatistiklerde hiçbir şekilde istatistiklerle oynamıyoruz. İstatistiklerimiz doğru, yanlış olabilir. Bu ayrı mesele. Aldığımız verilere dokunamayız. Ne geliyorsa o. Öbür türlü kendimize saygımızı kaybederiz. Kendimize saygımızı kaybedersek o zaman hiçiz. Bunu yapmayız. Her istatistiğimiz doğru mudur? Hayır. Eğer veriler yanlış geliyorsa benim yapacak bir şeyim yok. Biz de doğru olmadığını biliyoruz. Kayıt dışını göstermiyor mesela. Benim cirom bu kadar, istihdamım bu kadar. Ne yapabiliriz buna? Orada ne veriliyorsa onu yayınlamak durumundayız. Ama yayınladığımız verilerde kesinlikte hiçbir şekilde oynama, değiştirme olmaz.''
''İstatistiklerdeki gizlilik uygulaması AB normlarına uygun''
Birol Aydemir, kayıt dışı istihdam konusunda önemli olanın, tarım dışı istihdamdaki kayıt dışılık olduğunu, bu oranın da son olarak yüzde 25,5'e gerilediğini anlattı.
Aydemir, TÜİK'in verilerindeki ''gizlilik'' ifadesine ilişkin bir soru üzerine ise, BOTAŞ'ın dış ticaret verilerinin buna güzel bir örnek olduğunu belirterek, ''Müzakere ettiği bir firma BOTAŞ'ın, kimden ne kadara aldığına ilişkin fiyatları ortaya koymuş, müzakere esnasında. Bu nedenle, bizdeki kanun hükmü gereği 'gizleme yoluyla' veriyorlar. Kanunda açık hüküm var. Mahkemeler dahi istediğinde bu bilgileri göndermiyoruz'' açıklamasını yaptı.
Toplantıda, TÜİK'in gizlilik uygulamasının AB normlarına uygun olduğu da kaydedildi.
''Rakam düşük çıkmış, yüksek çıkmış, bizi zerre kadar ilgilendirmez''
Aydemir, enflasyon ve büyüme verilerine ilişkin bir soruya da şu karşılığı verdi:
''Biz sadece alandan topladığımız verileri analiz eder ve sonuçlarını açıklarız. 'Rakam düşük çıkmış, yüksek çıkmış, enflasyon, Merkez Bankası 5 diyorken 10 çıkmış, büyüme, 3 deniyorken 6 çıkmış', bizi zerre kadar ilgilendirmez.
Bizi ilgilendiren tek bir şey vardır; metodolojik olarak doğru yapıyor muyuz? Verileri sağlıklı bir şekilde derleyip, iyi analiz edip yayınlıyor muyuz? Öbür türlü hiçbir düşüklük, yükselik bizi ilgilendirmez. İlgilendirdiği an da yanlış yapmaya başlarız. Kanun bize mesleki ve teknik bağımsızlık vermiştir. Bize, yapacağımız şeyle ilgili hiçbir merci talimat veremez.''
TÜİK Fiyat İstatistikleri Grup Sorumlusu Cengiz Erdoğan
TÜİK Fiyat İstatistikleri Grup Sorumlusu Cengiz Erdoğan, sepetteki en ağırlıklı 20 ürününün enflasyon hesabındaki ağırlığının yüzde 52, sepette en az ağırlıklı 20 ürünün de hesaplamada ağırlığının binde bir olduğunu bildirdi.
TUİK'in basın bilgilendirme toplantısında fiyat endeksleri ve enflasyonun nasıl hesaplandığına ilişkin sunum yapan Erdoğan, sepetin oluşturulmasında hane halkı bütçe anketi, yabancı ziyaretçiler anketi, kurumsal nüfus tüketim harcaması anketi ve idari kayıtlar olan sigortalar, şans oyunları, telefon konuşmaları paketlerinin alındığını, hane halkı bütçe anketinin her ay bir kez yıllık 13 bin 248 hane halkı ile görüşülerek hazırlandığını anlattı.
Sepetteki en ağırlıklı 20 ürünün enflasyon hesabındaki ağırlığının yüzde 52 olduğunu, sepette en az ağırlıklı 20 ürünün de hesaplamada ağırlığının binde bir olduğunu dile getiren Erdoğan, o nedenle sepette yer alan şemsiye gibi harcama miktarı düşük olan ürünlere yönelik eleştirisinin haklı olmadığını söyledi.
Sektörel İstatistikler Daire Başkan Vekili Bünyamin Emirosman, iş istatistiklerinde sektörel göstergelerin nasıl hesaplandığı hakkında sunum yaptı.
İş istatistiklerinde idari kayıtların önemli olduğunu, ancak bu konuda handikapları bulunduğunu idari kayıtların birbiriyle eşleştirilmesi konusunda sorunlar yaşadıklarını anlatan Emirosman, krizin etkilerini daha iyi ölçebilmek için verileri mevsim ve takvim etkilerinden arındırdıklarını söyledi.
İşgücü istatikleri
Sosyal Sektörler ve Araştırmalar Daire Başkan Vekili Enver Taştı ise işgücü istatistiklerinin nasıl hazırlandığını anlattı.
Tüm göstergelerin 15 yaş üzeri nüfusa göre hesaplandığını, en az bir saat iktisadi faaliyetle bulunanların da istihdamda bulunanlar olarak alındığını anlatan Taştı, istihdamda olmayanlar, iş aramak için son 3 ay içinde iş arama kanallarından en az birini kullanmış ve iş bulduğu takdirde 15 gün içinde işbaşı yapabilecek herkesin işsiz olarak nitelendirildiğini söyledi.
Taştı, doğru okunabilmesi için istihdam verilerini mevsim etkilerinden arındırmak gerektiğini, 2010 yılından itibaren istihdam ve işsizlik oranlarının mevsimsel etkilerden arındırılarak verildiğini söyledi.
Bu verilerin hesaplanmasında 1988'den beri istihdam ve işsizlik konusunda herhangi bir tanım değişikliğine gidilmedini de ifade eden Taştı, ''Bu tanımlar ILO ve AB norm ve standartlarına uygun. Özellikle kanunda yer alan işgücü değişkenleri de kullanılmaya başlandı. BM ve AB gibi uluslararası sınıflamalar kullanılmakta'' dedi.
Taştı, Eurostat ile farklılık olan iki konu bulunduğunu, onların 52 haftaya ilişkin anket yapılmasını istediğini, kendilerinin ise ayda tek hafta yaptıklarını söyledi.
İkinci konunun da işsizlerin iş arama süresinin 4 hafta olarak esas alındığını, kendilerinin son 3 ay içinde iş arama kanalı kullanıp kullanmadıklarını sorduklarını ve bu açıdan TÜİK'in daha geniş bir işsizlik kriterini kullandıklarını söyledi. Taştı, 4 hafta kriterine geçmeleri halinde işsizlik oranlarının bir puan düşeceğini söyledi.
Taştı, bu yıl için sürekli ankete geçeceklerini, 52 haftanın tamamında anket yapacaklarını, örnek hacminin yüzde 47 artarak 249 bine hane halkı sayısına çıkacaklarını bildirdi. Taştı, işsizlik verilerinde 4 hafta kriterine de uyum olacağını kaydetti.
TÜİK Ekonomik Göstergeler ve Fiyat İstatistikleri Daire Başkan Vekili Meltem Akyıldız, milli gelirin nasıl hesaplandığına ilişkin bilgi verdi.
Gayri Safi Yurt İçi Hasıla verilerinin, illerin gelişmişlik düzeyini ne ölçüde gösterdiğine ilişkin bir soru üzerine, TÜİK Başkan Yardımcısı Mehmet Aktaş, bu konunun uluslararası alanda da tartışıldığını belirtti. Aktaş, ''1945'ten sonra BM çerçevesinde oluşturulan bu rakamın ne olacağı, uluslararası düzeyde tartışılıyor'' dedi.