Türkiye son günlerde 'bal' furyası yaşıyor. Bazı firmalar ürünlerini televizyon programları üzerinden pazarlarken, bazıları ise işi abartıp kendi kanalını bile kurdu. İnternet üzerinde ise 'organik bal', 'çiçek bal", 'kovan balı' gibi isimlerle satış yapılıyor. "3 kavanoz alana biri bedava, 4 kilo bal sadece 100 TL" gibi sloganlarla satılan ballarla ilgili birçok da şikayet geliyor. Son olarak Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Bakanı Mehdi Eker şikayetleri incelemeye başladıklarını söyledi.
Arılara gerek yokmuş!
Türkiye'de bal furyasının yaşanmasının nedeni 2002 yılına dayanıyor. Bu tarihte 'Nişasta Bazlı Şeker' üretiminin kotası yüzde 7.5'tan yüzde 15 çıkartıldı. Böylece daha çok arıların yemi olarak kullanılan mısır şurubu üretim kotası artırılmış oldu. Bu tarihten sonra mısır şurubu neredeyse bal üretiminin en önemli malzemesi haline geldi. Öyle ki 'arı'ya bile gerek olmadığı ortaya çıktı. Bundan sonra da arısız bal üretimine geçildi. Bu durumu BALDER Yönetim Kurulu Başkanı Özen Altıparmak şöyle açıklıyor: "Bal dünyada en kolay taklit edilen ama en zor tahlil edilen bir ürün. Böyle olunca rant var. 2 TL'lik bir ürünü 20 TL'ye satabiliyorlar. Yüksek früktozlu mısır nişastası kullanılabiliyor. Mısır şurubuna, esans, enzim ve polen (balın özellikleri) katılarak sahte bal üretiliyor. Bu teknik ile arıyı devreden çıkardılar. İnsanlar tadarak anlamaya çalışıyorlar ama insan damağı o ürünün sahte bal olduğunun ayırdına varamıyor. Sadece laboratuvarlar farkı tespit edebiliyor."
Bal aromasına yasak geldi
Bal yapımında 'arı'ların devreden çıkartılmasının yaygınlaşmasıyla 2007 yılında o zamanki adıyla Tarım ve Köyişleri Bakanlığı harekete geçti. Bakanlık, Alkolsüz İçecekler Tebliği'ne bir madde ekleyerek, "Bal aroması ilave edilerek aromalı şurup üretilemez" dedi. Böylece mısır şurubu kullanarak bal yapılmasının önüne geçilmesi planlandı. Ancak bu yöntemle büyük rant sağlayan firmalar yasağa karşı çıktı. Ankara'da faaliyet gösteren Kayserilioğulları adlı şirket, dava açarak yürütmenin iptali ve durdurulmasını talep etti. Konu Danıştay'a kadar çıktı. Danıştay ise 19 Şubat 2008 tarihinde yürütmeyi durdurdu. İşte bu tarihten sonra balcıların önünde hiçbir engel kalmadı. Ancak bu kararın iptali için de Türkiye Arı Yetiştiricileri Derneği karşı dava açtı.
Orduya bile pazarladılar
Türkiye'de 'arı'sız balcılıkta herkesi hayrete düşürecek olaylardan biri de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başına geldi. 2011 yılında 2. Ordu Komutanlığı 40 gramlık poşetlerde 300 bin adet bal alım ihalesi düzenledi. Mustafa Ençetin ihaleyi 58 bin TL bedel ile kazandı. Balları da orduya teslim etti. Ancak balın 'sahte' olduğu ortaya çıktı. Çünkü muammel bedeli 150 bin TL olan balın neredeyse üçte bir fiyatına gitmesi Arı Yetiştiricileri Derneği'ni şüphelendirmişti.
Mısır şurubu kanser yapıyor
Mısır şurubu, kanser, kalp, siroz, diyabet gibi çok sayıda hastalığa neden oluyor. Fransa, Hollanda ve İngiltere'de yasak. En büyük üretici olan ABD'de üretim kotası yüzde 10'dan yüzde 2'ye düşürüldü. Türkiye'de ise 15'e çıkarıldı.
4 çeşit bal var
Bal tebliğine göre 4 tür bal bulunuyor. Bunlar da, kaynağına, üretim ve pazara sunuluş şekline göre ballar ile fırıncılık ve çerçeve balı. Kaynağına göre ballardan çiçek veya nektar balı bitki nektarından elde ediliyor. Salgı balı ise bitkilerin canlı kısımlarının salgılarından yapılıyor. Diğer ballar ise süzme, petekli, sızma, pres ve filtre edilmiş ballar... Fırıncılık balı, diğer gıda maddelerinin üretiminde bileşen olarak kullanılırken, çerçeve balı arıların doğrudan petek yaptığı veya içine temel peteklerin yerleştirildiği malzemelerden oluşuyor.
Bedelinin üçte birine satıyorlardı
Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği'nin uyarısıyla TSK, çiçek balının numunelerini analiz etti. Balın mısır şurubuyla yapıldığı, yani sahte olduğu ortaya çıktı. İhale hemen iptal edildi. Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği Başkanı Bahri Yılmaz, mısır şurubunun bal diye Mehmetçiğe satılmasını engellediğini kaydederek şunları söyledi: "İhaleyi inceledim ve şüphelendim. Oskar ismindeki çiçek balı, ihale bedelinin üçte birine denk geliyordu. TSK'nın, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi'ne yaptırdığı analizlerde, arının balı doğadan getirdiğinin ölçütü olan prolin miktarı 57.43 çıktı. Ancak en az 180 ve çok daha üstü olmalıydı. Normal ballarda bile 400 ile bin 300'dür bu değer. Bu da bu balların mısır şurubuyla yapıldığını gösterdi. İhale iptal edilince, balın üreticisi olan Kayserilioğlu firması bana dava açarak kendilerine iftira attığımı iddia etti. Ama mahkeme beni haklı buldu ve beraatime karar verdi. Bu karar ile askeriyeye bal satılmadığı mahkeme kararı ile ispat edilmiş oldu."
Kaynak: Kenan Butakın/Vatan