Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından yarın başlayacak yeni av sezonuyla ilgili yapılan açıklamada, ''Balıkçılarımızın hem kendi menfaatleri hem de kaynaklarımızın sürdürülebilir olarak işletimi bakımından Bakanlığımızca getirilen düzenlemelere uymalarını temenni ederiz'' denildi.
Bakanlığın su ürünleri avcılığında temel ilkesinin; halkın dengeli ve sağlıklı beslenmesinde önemli bir hayvansal protein kaynağı olan balık stoklarını koruyarak en ekonomik şekilde bu kaynaktan yararlanmak ve sürdürülebilir şekilde işletilmesini sağlamak olduğu belirtilerek, bu amaçlara yönelik olarak su ürünleri avcılığına ilişkin yer, zaman, boy, tür, mesafe, derinlik, avlanma araç ve gereçleriyle ilgili düzenlemeler yapıldığı anımsatıldı.
Sorumlu ve sürdürülebilir avcılığın sağlanmasına yönelik olarak kontrol ve denetimlere de ağırlık verildiği ifade edilerek, bu kapsamda su ürünlerinin karaya çıkış noktalarında kayıt altına alınması, denetimlerin anında yapılması ve avcılıkla ilgili verilerin sağlıklı toplanması için tüm kıyı şeritlerinde Balıkçılık İdari Binaları ve yasa dışı avcılık faaliyetlerinde bulunanların tespitine yönelik Gemi İzleme Sistemi kurulduğu hatırlatıldı.
Yine balıkçı tekneleri tarafından kullanılması zorunlu olan seyir defteri bilgileri, nakil belgesi, karaya çıkış, depolama ve satış bildirimi bilgilerinin girileceği web tabanlı Su Ürünleri Bilgi Sistemi'nin kurulduğu belirtildi.
Bazı balık türlerinin avlanabilir boy sınırlarında da değişikliğe gidildiği kaydedilerek, lüferin avlanabilir boy uzunluğunun 14 cm'den 20 cm'ye, orfoz ve lagos balıklarında ise 30 cm'den 45 cm'ye çıkarıldığı hatırlatıldı.
Hamsi avcılığında da gündüz av yasağı ve tekne başına günlük av kotası uygulamasıyla hamsilerin taşınacağı kasalar için getirilen ağırlık ve standart ölçü uygulamasının bu av sezonunda da devam edeceği belirtilerek, şöyle denildi:
''Balıkçılarımız tarafından denizlerimizden binbir emek ve zahmetle sofralarımıza ulaştırılan ve insan beslenmesinde önemli bir yeri olan balık ve balık ürünlerinin halkımızca bolca tüketilmesini, balıkçılarımızın da hem kendi menfaatleri hem de kaynaklarımızın sürdürülebilir olarak işletimi bakımından Bakanlığımızca getirilen düzenlemelere uymalarını temenni ederiz.''
KARADENİZLİ BALIKÇILAR BEREKETLİ BİR SEZON UMUDUYLA BEKLEYİŞE BAŞLADI
Yarın başlayacak yeni av sezonu için hazırlıklarını tamamlayan Karadenizli balıkçılar, bereketli bir sezon umuduyla ''vira bismillah'' demek için bekleyişe başladı.
Doğu Karadeniz Balıkçı Kooperatifleri Birliği Başkanı Ahmet Mutlu, yaptığı açıklamada, 1 Eylül'deki yeni av sezonu öncesinde bütün balıkçıların hazırlıklarını tamamladıklarını belirterek, bereketli bir dönem olması için hava ve deniz koşullarının uygun olduğunu söyledi.
Yeni sezon öncesi Karadeniz'de yaptıkları incelemelerde özellikle Bandırma ile Hopa arasındaki bölümde neredeyse her alanda iyi derecede palamut olduğunu tahmin ettiklerini anlatan Mutlu, ''Uzun bir bekleyişin ardından balıkçılarımız denize açılarak iş başı yapacaklar. Tek isteğimiz bol ve bereketli bir sezon olması. Eğer böyle olursa tüketiciler balığı rahatça evlerine götürebilecekler'' dedi.
Palamudun yanı sıra yeni sezonda istavritte de umutlu olduklarını vurgulayan Mutlu, şöyle konuştu:
''Balıkçılarımız denize açılmadan net bir şey demek yanlış olur. Ancak geçmiş yıllardaki tecrübelerimize baktığımızda hem palamut hem de istavrit açısından iyi bir gösterge var. Ancak burada diğer önemli bir konu balıkçılarımızın balıkları hazırlama şekli. Onların yapacağı iyi işçilik en az balığın kendisi kadar kıymetli.''
''UMUT DOLUYUZ''
Kentte 15 yıldır balıkçılık yapan Recep Yılmaz ise yeni sezon öncesi kayık ve ağ hazırlıklarını bitirdiklerini belirterek, av saatini beklemeye başladıklarını vurguladı.
Denizde palamudun çokluğu konusunda iyi izlenimler edindiklerini dile getiren Yılmaz, ''Ama tabi ki biraz daha temkinli bir bekleyiş içerisindeyiz. Çünkü bazen beklediğiniz şeyi denizde bulamayabiliyorsunuz'' dedi.
Av sezonunda ilk rotalarının Samsun ve Sinop olacağını kaydeden Yılmaz, ''Bu seneki duruma baktığımızda umudumuz çok. Palamudun bereketli olması halinde bizim de yüzümüz gülecek. Bu anlamda yeni sezondan çok umutluyuz. Zaten umudumuzu bitirdiğimiz anda işimiz de biter. O yüzden her zaman umut doluyuz'' diye konuştu.
İTO YÖNETİM KURULU BAŞKANI MURAT YALÇINTAŞ
İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Murat Yalçıntaş, yılın ilk 6 ayında, su ürünleri ihracatının yüzde 25 arttığını, yıl sonu için de 450 milyon dolar hedeflendiğini belirterek, çok kısa süre içinde 1 milyar doları yakalamanın işten bile olmadığını bildirdi.
Yalçıntaş, yarın başlayacak balık av sezonuna ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Marmara'da çapari ile palamut avının başlamasının bereketli bir sezona işaret ettiğini kaydetti ve ''bol ve bereketli bir sezon'' diledi.
8 bin 500 kilometre deniz kıyısına sahip Türkiye'nin, balıkçılık konusunda daha ileri gitmesi
için Hükümetin yaptığı çalışmaları takdirle karşıladıklarını ifade eden Yalçıntaş, mazot fiyatlarının sektöre özel olarak düşürülmesinin, ''balıkçılara nefes aldırdığını'' belirtti.
Murat Yalçıntaş, balıkçıların ve balıkçılık sektörünün özellikle finansman açısından sıkıntı içinde bulunduğuna işaret ederek, şu değerlendirmelere yer verdi:
''Balıkçılık sektöründe maalesef yıllar içinde bir sermaye yetersizliği ve borç sorunu oluşmuştur. Bu da, deniz üzerinde büyük bir av baskısı ortaya çıkarmaktadır. Bu sorunları sektördeki verimliliği artırarak çözebiliriz. Sürdürülebilir balıkçılığı temin edebilmek için her şeyden evvel ülke sınırlarımız içinde, bilimsel bir stok çalışması yapılmalıdır. 3-5 yıllık planlar çerçevesinde, gerçekçi planlamalarla soruna kalıcı çözümler bulunacaktır.''
Balığın bir sanayi ürünü haline getirilmesi gerektiğine işaret eden Yalçıntaş, Türkiye'nin 2010 yılında 360 milyon dolarlık su ürünü ihraç ettiğini, bu yılın ilk 6 ayında ihracatın yüzde 25 arttığını, yıl sonu için 450 milyon dolar hedeflendiğini kaydetti. Yalçıntaş, açıklamasında ''Bana göre, bu ihracat, Türkiye'nin potansiyeline göre çok küçük. Çok kısa süre içinde 1 milyar doları yakalamak işten bile değil. Yeter ki Türk balıkçısının rekabette dünyadan geri kalmaması için tedbir alınsın'' ifadelerine yer verdi.
Yalçıntaş, uluslararası balık avı konusunda Türkiye'nin alacağı önemli mesafe olduğunun altını çizerek, uluslararası sularda avlanmak için gerekli teknoloji ve altyapının bulunduğunu, ancak iç mevzuatın açık deniz avcılığına uyumlu hale getirilmesi gerektiğini belirtti.
Türkiye'de yılda kişi başı balık tüketiminin sadece 8 kilogram olduğuna değinerek, ''Avrupa Birliği ülkelerinde bu rakam 25 kilogram. Japonya'da ise 80 kilogramı buluyor. Yani bizim 10 katımız kadar balık yiyorlar. Bu veriler, sektörün iç pazar anlamında da sahip olduğu büyüme potansiyelini ortaya koyuyor'' değerlendirmesinde bulundu.