Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, su ürünleri avcılığını düzenleyen tebliğde değişiklik içeren taslağı hazırladıklarını, buna göre avlanma limitinin lüfer için 14 santimetreden 20 santimetreye, lagos ve orfoz balıkları için 30 santimetreden 45 santimetreye çıkarıldığını bildirdi.
''Bakana kalem'' sloganıyla başlatılan, öncelikle soyu tehlike altındaki lüfer, kalkan ve orfoz ile diğer ticari türlerin avlanma boylarının bilimsel veriler dikkate alınarak yeniden düzenlenmesine ilişkin kampanya konusundaki AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Bakan Eker, deniz ve iç sulardaki su ürünleri kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir olarak işletilmesinin bakanlığı temel görevleri ve hedefleri arasında bulunduğunu söyledi.
Su ürünleri avcılığına ilişkin, yer, zaman, boy, tür, mesafe, derinlik, avlanma araç ve gereçleri ile ilgili yasal düzenlemeler yaptıklarını belirten Eker, söz konusu düzenlemelerin Su Ürünleri İstişare Kurulu'nca ilgili kamu ve bilimsel kuruluşların, balıkçı örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının görüşleri alınarak yapıldığını anlattı.
Eker, bu düzenlemeleri yaparken kamuoyunun taleplerinin de dikkate alındığını, Türkiye'nin bu alandaki balık varlığı ve gelecekte Türkiye denizlerinde balık avlanabilmesi için bu sirkülerin hassasiyetle, bilimsel kriterlere göre hazırlandığını anlattı.
Bu yıl için su ürünleri avcılığını düzenleyen tebliğde değişiklik taslağı hazırladıklarını, kendisinin imzaladığını bildiren Eker, yeni düzenlemeye göre lüfer için avlanabilir minimum boy yasağının 14 cm'den 20 cm'ye orfoz ve lagosta ise 30 cm'den 45 cm'ye çıkarıldığını kaydetti.
Bakan Eker, şöyle devam etti:
''(Düzenlemeyle) 20 cm'den daha küçük olan lüfer balıkları avlanamayacak demektir. Bu da umuyoruz ki, önümüzdeki yıllarda Türkiye'nin lüfer balığında bir artışa yol açar. Önümüzdeki dönemde bunun etkilerini ölçeceğiz. Avlanma limitini 20 cm'ye çıkarmakla lüfer sayısında artış var mı? Bunu göreceğiz, ölçeceğiz. Ona göre gerektiğinde ikinci bir adım atacağız. Çünkü bizim sularımıza has balık türlerini muhafaza etmemiz, bütün kaynağımızı bir günde, 1 sezonda, 1 yılda tüketmememiz ve gelecek kuşaklar için muhafaza etmemiz lazım.''
Eker, yeni düzenlemeyle, lüferin üremelerinin devamlılığının sağlanmasına fırsat verilmesi yanında, çinekop olarak adlandırılan küçük boydaki balıkların avlanmasının engelleneceğini ve bu balıkların biraz daha büyüyüp ekonomik boya geldiklerinde avlanmasının balık varlığının daha iyi değerlendirilmesini sağlayacağını ifade etti.
BALIK STOKLARININ DESTEKLENMESİ
Bakanlık olarak gerek iç sular ve gerek denizlerdeki balık stoklarının desteklenmesi ve geliştirilmesi için balıklandırma faaliyetleri yürütüldüğünü de belirten Eker, bu çerçevede 2010 yılında, 58 ilde, 451 adet su kaynağına, 5 milyon 200 bin adet balık yavrusu bırakıldığını anlattı.
Hem kültür balıkçılığını geliştirmeye hem doğal faunadaki türlerin muhafazası ve geliştirilmesini sağlamaya çalıştıklarını ifade eden Eker, ''Bir yandan Türkiye'de kültür balıkçılığı gelişiyor. 170 bin tona çıktı, bu rakam 8 yıl önce 60 bin tondu. Oldukça yüksek bir rakam. Türkiye bu balıkların önemli bir kısmını AB pazarına satıyor, bu da Türkiye için önemli bir gelişme. Denizlerimizdeki bize has türlerin, doğal faunamızda bulunan canlılarında muhafazası, geliştirilmesi, bunların avlanmasının avlanmasının gelecek kuşakları da dikkate alacak şekilde planlanması önemli.''
Eker, avcıların, balıkçılık yapanların da bu konuda hassasiyet göstermesi gerektiğini vurguladı.
Bu arada, su ürünleri avcılığını düzenleyen tebliğde değişiklik içeren taslağın Başbakanlığa gönderildiği belirtildi.