Galatasaray'ın UEFA Kupası'ndaki başarıları hemen tüm toplumu esir almış, Milenyum'a tüketim çılgınlığıyla giriyordu 2000 yılının baharına Türkiye... DSP-ANAP-MHP koalisyonunun Aralık 1999'da yaptığı IMF anlaşmasıyla 4 milyar dolar dış borç garanti edilmiş, dolar kuru sabitlenmiş, bu sayede enflasyonda düşüş sağlanmıştı. Hazine, o güne kadar görülmedik düşük faizle borçlanıyordu. Her ihalede faiz düşüyor, Hazine bonolarının en büyük müşterisi olan Halit Cıngıllıoğlu'nun Demirbank'ı, kağıt üzerinde kar rekorları kırıyor, televizyonlarda sektörün dört büyük özel bankası; İş, Yapı Kredi, Akbank ve Garanti'ye isim vermeden meydan okuyan reklamlarını döndürüyordu...
Yaz aylarına bu rehavet içinde girilirken, Cıngıllıoğlu'nun meydan okuduğu bankalardan bazıları bono piyasasında pozisyon değiştirdi ve fitil gizliden gizliye yanmaya başladı. Yaz boyunca Demirbank, kendisini batıracak faiz yükselişini engellemek için, hem rakiplerinin sattığı bonoları piyasadan satın almak hem de Hazine'nin yeni ihraç ettiği kağıtlara 'zoraki müşteri' olmak zorunda kaldı. Öyle ki piyasada, 2000 Ağustos ve eylül aylarında yapılan iki Hazine ihalesinde diğer bankalar alıcı olmadığı için Demirbank'ın tek başına kağıtların büyük bölümünü almak zorunda kaldığı dedikoduları çıktı. (Bankanın bu kadar Hazine bonosu almasına başta Hazine ve BDDK olmak üzere ekonomi yönetiminin nasıl göz yumduğu ise bir bilmece...)
Özetle Demirbank'ın patronu Halit Cıngıllıoğlu, yakın arkadaşı Tansu Çiller'in iktidarı döneminde, 1995 ve 1996'daki faiz düşüşü sırasında oynadığı ve çok para kazandığı bono kumarına, bu kez daha gözü kara girmişti. Ve satın aldığı 3,6 hatta 1 yıl vadeli bonoların parasının önemli bölümünü gecelik piyasadan, yani televizyonlarda isim vermeden meydan okuduğu rakiplerinden gecelik borç alarak yapıyordu. O rakipler sonbahar aylarında Demirbank'a borç verme koşullarını iyice ağırlaştırdı, hatta borç vermemeye başladı. Piyasalarda likidite sıkışıklığı bir krize dönüştü. (Sektörün büyük bankaları için 'Demirbank'ı batırdılar' dedikodusu da bu yüzden çıktı.) Demirbank hem repo hem de bono piyasasındaki faiz yükselişine karşı daha hassas bir konuma geldi. Bu dönemde bankanın finansman kaynağı çok yüksek faizle toplanan mevduat, açık pozisyon ve Merkez Bankası'ndan alınan gecelik borçlar oldu.