Türk mutfağında hiç yeri olmayan ancak, Avrupa sofralarında ''zengin menüsü'' olarak bilinen kurbağa Türkiye'ye yılda 5 milyon doların üzerinde döviz girdisi sağlıyor. Kış mevsimiyle birlikte fiyatını iki katından fazla artırarak toplayıcılardan 12 liraya alınan kurbağa, işsizlere de iş sahası açıyor.
Karataş yolunda kurulu ve günün son teknolojisiyle faaliyet gösteren fabrikada, çevre köylerdeki kadınlar mevsimlik olarak çalışıyorlar. Toplayıcılardan getirilen kurbağalar, bir havuzun içinde toplanarak önce büyüklüklerine göre ayrılıp bol suyla yıkanıyor. Ardından kesim haneye getirilen kurbağalar bayıltıldıktan sonra baş ve ayaklarının uç kısmı makasla kesiliyor. İç organları çıkarılıp derisi yüzülen kurbağalar su havuzlarına atılarak yıkanıyor. Kurbağa bacağı ya da tüm gövde olarak paketlenen kurbağalar, ihracat gününü beklemek üzere dondurucularda saklanıyor.
Kesimhanede çalışan onlarca köylü kadın, birçok kişinin dokunmak bile istemediği kurbağayı, çıplak elle tutarken, kendilerinin zaman zaman evlerine götürdükleri kurbağa etini severek tükettiklerini belirtiyorlar.
Sasu Su ve Tarım Ürünleri Limited Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Alican Yamanyılmaz, salyangoz, ahtapot, midye, balık, ıstakoz, yengeç, kalamar ve işkembenin yanında başta Fransa olmak üzere birçok Avrupa ülkesine yılda 500 ton kurbağa ihracatı gerçekleştirdiklerini bildirdi.
Yamanyılmaz, Türk mutfağında hiç yeri olmayan ancak, Avrupa sofralarında ''zengin menüsü'' olarak bilinen kurbağanın ihracatından Türkiye'nin yılda 5 milyon doların üzerinde döviz girdisi sağladığını belirterek, şunları söyledi:
''Kurbağaya talep çok fazla. Ne kadar toplayabilirsek o kadarını satıyoruz. Pazar sıkıntısı hiç yok. Adana'nın yanı sıra Bandırma'dan da kurbağa toplatıyoruz. Bu yolla işsizlere iş sahası da açıyoruz. Kurbağa toplaması oldukça zahmetli bir iş. Yaz mevsiminde kilosunu 5 TL'den temin ettiğimiz kurbağa, havalar soğuyunca 12 liraya yükseldi.
Birçok ilçe, belde ve köylerde bayilerimiz var. Bu bayiler, halka toplattığı kurbağayı bize getiriyor. Yurt içindeki alımlarımız yeterli olmadığından Suriye'de kurduğumuz fabrika aracılığıyla bu ülkenin kurbağalarını da satın alıyor, Türkiye'nin yılda bin tonu geçen kurbağa ihracatının yaklaşık yarısını biz ihraç ediyoruz.''
''ADANA KURBAĞASI TERCİH SEBEBİ''
Yamanyılmaz, kurbağa etinin protein değeri yüksek, son derece lezzetli olduğunu belirterek, şöyle devam etti;
''Hiçbir zaman kurbağa eti yiyemeyeceğini söyleyen bir kişinin önüne kurbağa etini pişirip koysanız bunu büyük bir iştah ve zevkle yer. Çünkü, her ne kadar kurbağa etinin beyaz görüntüsü ve tadı tavuk etini andırsa da ondan çok daha fazla lezzetli. Kurbağa etini bir kez yiyen bir daha vazgeçemez.
Kurbağanın lezzeti toplandığı yöreye göre farklılık gösteriyor. Türkiye'de en fazla tercih edilen Adana kurbağası ile Trakya bölgesinde toplanan kurbağalar. Avrupa ülkelerindeki tüketiciler, özellikle Adana kurbağası tercih ediyor. Ürünlerimizi, 'Sasu' markasıyla, şık ambalajlarda paketleyerek ihraç ediyoruz.''
Yamanyımaz, kurbağanın yanı sıra Türk toplumunda fazla tüketilmeyen ahtapota da talebin fazla olduğunu ifade ederek, ahtapotta, sadece kendi firmalarının ihracatının yılda 100 tonu aştığını kaydetti.