Ekonomi, Türkiye'nin gündeminde birinci sırada olmalı' diyenler için sevindirici bir haberimiz var. 'Ekonomik kriz' Türkiye'nin gündeminden düşmüyor. Eylül'de Lehman Brothers'ın iflası ile ABD'den başlayan ve dalga dalga dünyaya yayılan küresel kriz yazılı basında da geniş yer buldu. Eylül'de Türk yazılı basınında içinde 'ekonomik kriz' geçen bin 470 haber yazıldı. Kasım'da güven bunalımı büyüdükçe haber sayısında tam anlamıyla patlama yaşandı. PRNET Medya Takip'in veritabanından sağlanan rakamlara göre Kasım'da ekonomik kriz haberleri yüzde 150 arttı ve 3 bin 670'e çıktı. Kriz içerikli haber sayısı bu tarihten itibaren biri daha azalmadı. Türkiye'de ayda ortalama 3 bin 600 ekonomik kriz içerikle habere imza atılıyor.
TERCİHLER FARKLI
Batı ve Türk yazılı medyasının ekonomik krize bakış açısında önemli farklılıklar göze çarpıyor. Rakamlar, Türk ekonomi gazetecilerinin mevcut durumu kriz olarak tanımlamaya devam ettiğini, Batılı meslektaşlarının ise 'ekonomik durgunluk, yavaşlama' gibi kavramları kullanmayı tercih ettiğini gösteriyor.
BATI BASINI UNUTTU
Krizin başlangıcında benzer rakamlara İngilizce yayın yapan Batı medyasında da rastlandı. Özellikle Lehman Brothers'ın iflasını izleyen bir ay boyunca kriz kelimesi Batı medyasında sıklıkla kullanıldı. Dünya Bankası'nın Küresel Kalkınma Finansmanı Raporu'na göre Eylül ve Ekim 2008'de krize yönelik 4 bin 500 haber yazıldı. Ancak, ilerleyen aylarda 'ekonomik kriz' yerine 'ekonomik durgunluk, yavaşlama' gibi kavramları kullanmayı tercih eden Batı Basını'nda bu rakamda önemli bir düşüş yaşandığı gözlendi. Ocakta 2 bin haber yazılırken, Şubat'ta bu sayı bin 500'ün altına geriledi.
Doç. Dr. Erhan Aslanoğlu-Marmara Üniv. Öğretim Üyesi:
Doğru terimleri kullanmak gerekli
EKONOMİK krizin tanımı tartışmalıdır ama genellikle kontrolsüz, sürekli kötüye giden bir durumu tanımlamak için kullanılır. Örneğin, döviz kurlarının ve enflasyonun sürekli yukarı gittiği, büyümenin sürekli düştüğü dönemler de kullanılabilir. Mevcut durumda Türkiye için bunlardan bahsedemeyiz. Artık kriz yerine durgunluk kullanılmalı.
Prof. Dr. Haluk Şahin-Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi:
Batı basınında kriz yeterince işlenmedi'
Konuya iki açıdan yaklaşılmalı. Uluslararası Basın Enstitüsü'nde Batı Basını, 'krizi yeterince işlemediği' gerekçesiyle ağır şekilde eleştirildi. Basının sermaye ile fazla içlidışlı olduğu, bu nedenle bankalar ve finans kurumları aleyhine haberler yapamadıkları savunuldu. Bu açıdan bakarsanız onların yanlış yaptığını söylebiliriz. Türkiye'de ise basın abartılı, sansasyonel haberciliğe rağbet ediyor. Bu psikolojinin bir yansıması olarak Türk medyası 'kriz' sözcüğünü kullanmayı daha çok tercih ediyor olabilir.