Aslında açık havada düzenlenen ve genellikle sivrisineklerle, dumanla ve kötü hava sürprizleriyle boğuşulan grill partilerinde en önemli unsur yemek değildir. Bu toplumsal buluşma merkezlerinde belirgin özellik, masaların ya hiç olmaması, ya da çok az sayıda çevreye yerleştirilmesidir. Dolayısıyla grill, serbestçe sohbet için uygun bir ortam yaratır. 1970'li yıllarda Tolksdorf adlı bir ızgara filozofunun yazdığı Grill ve Grill Yapmak adlı bir kitap buldum. Bu kitaba göre, kadının mutfağı onun çalışma dünyasını, özel yaşamı, aileye ilişkin ortamı simgeliyor. Mangal ise kadının mutfağı dışında ele alınan erkeksi bir olgu. Örneğin mangal kömürü, erkekte atavistik kamp ateşini çağrıştırmaktaymış. Maşayla koru dağıtırken, bir Kızılderili reisi, vahşi ormanlardan ekibini geçiren bir kılavuz, hiç değilse bir izci olarak görürmüş erkek kendini.
YUNAN MİTOLOJİSİNDEN ÖRNEK
Bu bilgilerimi aktardığım eşim, "Artık bu kadar yeter," dedi. "Yoksa işin ucunu Prometeus'a kadar götüreceksin." Bildiğiniz gibi, Prometeus bir zamanlar Yunan Mitolojisi'nde ateşle oynamaya başlamış, bu yüzden de tanrı Zeus tarafından üzerine bir kartal gönderilerek cezalandırılmıştı. Kartal her gün onu canlı canlı gagasıyla parçalıyordu. Grill başındaki modern Prometeus ise daha az tehlikeli bir yaşam sürüyor. Onun en büyük düşmanları, olsa olsa duman altı ettiği komşuları. Ama tüketim dünyasından grill modasına yeşil ışık yakıldığı sürece, mangal meraklısı erkek başını dik tutup, dünyaya, özelikle de evin neresine kaçarlarsa kaçsınlar, ızgara kokusundan kurtulamayıp kendisine giderek kinlenen apartman sakinlerine, açık havada yürüyüş yapmaya çalışırken duman altı olan hemşehrilerine korkusuzca meydan okuyabilir. Çünkü şimdi mangal zamanı ve onun gibiler çoğunlukta. Bu 'çağdaş' uygulamaya tepki göstermek ise 'çağdışılık'. Heyhat!..