YÖK'te gerçekleştirilen toplantıya 80'den fazla öğrenci konseyi başkanı katıldı.
Toplantı başlamadan önce Ulusal Öğrenci Konseyi Başkanı Sinan Kartal, öğrencilere seslenerek, adaba uygun açıklamalar yapılması ve makama saygı gösterilmesi talebinde bulundu.
Prof. Dr. Özcan, YÖK'e gelişinde, gazetecilerin, ''YÖK binası dışında bazı öğrenciler tarafından gerçekleştirilen protesto eylemine, polisin müdahalesini değerlendirmesini'' istemesi üzerine bu konuya ilişkin toplantı sonunda açıklama yapacağını söyledi.
''Eylem yapan öğrencilerden içeriye davet edeceğiniz olacak mı'' sorusuna da Özcan, ''düşünmüyorum'' yanıtını verdi.
''YAZILANLAR DOĞRUDUR''
Toplantıya katılan ODTÜ Öğrenci Konseyi Başkanı Ahmet Kerem Güler, hakkında çıkan ''üniversitesindeki bazı arkadaşları tarafından tepkiler aldığı'' yönündeki haberleri gazetecilere değerlendirdi. Güler, üniversitesinden olumlu olduğu kadar olumsuz tepkiler de aldığını belirterek, ''Bugün basına yansıdığı gibi bazı olumsuz şeyler oldu. Buraya öğrenci haklarını ve taleplerini savunmaya geldik. Basına yansıyan hadiseleri fazla da büyütmeye gerek yok ancak yazılanlar doğrudur'' dedi.
Bir gazetecinin ''neler yaşandı'' sorusu üzerine Güler, ''Cumhurbaşkanı'nın yanına gitmeden önce de zaten 'oraya gitmemem' yönünde bazı telkinler alıyordum. Cumhurbaşkanı'nın yanına gittikten sonra da bir sınav çıkışında 25-30 kişi tarafından fiziki müdahaleye uğramadan okulun güvenliğiyle beraber okuldan çıktım. Bir hadise yaşanmadı'' diye konuştu.
''Arkadaşların taleplerini yeterince dile getirdiğini düşünüyor musun'' sorusuna ise Güler, öğrencilerin bütün taleplerini hemen hemen aktarmaya çalıştığını söyledi.
Toplantı, görüntü almasının ardından basına kapatıldı.
YÖK BAŞKANI ÖZCAN: "HAREKETLERİNDE ŞİDDET OLAN HİÇBİR GRUPLA KONUŞMAMAYI, BAŞKASININ ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ENGELLEYEN HİÇBİR GRUBU MUHATAP ALMAMAYI, AKADEMİK FAALİYETLERİ HERHANGİ BİR ŞEKİLDE ZORLAŞTIRAN HİÇBİR GRUPLA KONUŞMAMAYI PRENSİP OLARAK KABUL ETTİK"
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, hareketlerinde şiddet olan hiçbir grupla konuşmamayı, başkasının özgürlüğünü engelleyen hiçbir grubu muhatap almamayı, akademik faaliyetleri herhangi bir şekilde zorlaştıran hiçbir grupla konuşmamayı prensip olarak kabul ettiklerini bildirdi.
YÖK Başkanı Özcan'ın Türkiye'deki 110 üniversitenin öğrenci temsilcileriyle yaptığı toplantı sona erdi. Toplantının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özcan, ''YÖK önünde eylem yapan öğrencilere polisin müdahalesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu gruptakilerle neden görüşmediniz?'' sorusu üzerine, ''Bizim, muhatap aldığımız grup, gerçekten üniversitelerinde bir seçim ki gerçekten çok ciddi bir seçim. Bence milletvekili seçiminden daha ciddi bir seçim. Böyle bir süreç takip ediliyor onların seçiminde. O seçim sonucunda seçilip gelmiş arkadaşlar şimdilik muhatap alacağımız grup, bu gruptur ama diğer grubun sesine de kulak veriyoruz. İlla benim onlarla konuşmam şart değildir. Gazetelerden, medyadan onların düşüncelerini de öğreniyoruz'' dedi.
Özcan, ''Hareketlerinde şiddet olan hiçbir grupla konuşmamayı, başkasının özgürlüğünü engelleyen hiçbir grubu muhatap almamayı, akademik faaliyetleri herhangi bir şekilde zorlaştıran hiçbir grupla konuşmamayı prensip olarak kabul ettik'' diye konuştu.
Öte yandan ''Danıştay'ın ALES kılavuzundaki kılık kıyafet düzenlemesine ilişkin kararın yürütmesini durdurmasıyla'' ilgili soru üzerine Özcan, bu kararı henüz görmediğini kaydetti.
YÖK BAŞKANI ÖZCAN: "ÖĞRENCİ TEMSİLCİLERİ, GÜVENLİK GÜÇLERİNİN ÖĞRENCİLERE DAHA ANLAYIŞLI DAVRANMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTTİ"
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, üniversitelerde bundan böyle ''arama konferansları'' düzenlemek azminde olduklarını belirterek, ''Üniversite güvenliği için rektörün izni haricinde sivil, üniformalı polisin görev yapmaması konusunda bir irademiz var. Ancak rektörün davetiyle güvenlik güçlerinin üniversite kampüsüne girmesini öngörüyoruz'' dedi.
Özcan, üniversitelerin öğrenci konseylerinin temsilcileriyle yaptığı görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, toplantıya ilişkin bilgi verdi.
Görüşmede konsey toplantılarının senede 4 defa yapılmasının kararlaştırıldığını belirten Özcan, böylece ilişkileri etkin bir şekilde daha da geliştirmeye çalışacaklarını söyledi.
Toplantıda konsey başkanlarının, ''konseylerin daha fazla kurumsallaştırılması ve kendilerine bütçe ayrılmasını'' talep ettiklerini belirten Özcan, ''Bütçe konusunda ben zaten daha önce üniversitelere yazı yazıp, konsey çalışmaları için bütçe ayırmalarının talep etmiştim. Bazı üniversitelerimizin bunu yaptığını bazılarının da yapmadığını toplantıda öğrenmiş olduk. Yapmayanlara tekrar bir yazı yazıp bunu sağlayacağımızı zannediyorum'' diye konuştu.
YÖK'ün Öğrenci Disiplin Yönetmeliği'nin güncelleştirilmesine yönelik konsey başkanlarından teklif geldiğini söyleyen Özcan, bunu makul karşıladıklarını, bu konuyu ele alıp bitireceklerini belirtti.
Konsey başkanlarının barınma, ulaşım gibi çeşitli sorunlardan da söz ettiğini ve bu konularda çözüm istediklerini ifade eden Özcan, başta vakıf üniversitelerinin konsey başkanları olmak üzere bazı konsey başkanlarının, öğrenci harçlarının yüksek olduğunu ve harçların düşürülmesini talep ettiklerini bildirdi. Özellikle vakıf üniversitelerinin konsey başkanlarının kendilerinden alınan yüzde 8 KDV oranının kaldırılmasını istediklerini anlatan Özcan, öğrencilerin vakıf üniversitelerinin daha fazla desteklenmesi talebinde de bulunduğunu söyledi. Özcan, ''Biz zaten hiçbir zaman devlet üniversiteleriyle vakıf üniversitelerini birbirinden ayırmadık. Devlete ne düşünüyorsak vakıf üniversitelerine de aynı şeyi düşündüğümüzü belirttik'' dedi.
Öğrencilerin beslenme sorununun çözümü ve öğrencilere bu konuda verilen bursların artırılması talebinde bulunduklarını da ifade eden YÖK Başkanı Özcan, bu talepleri dikkate alacaklarını dile getirdi.
Özcan, öğrencilerin YÖK'ün yeniden yapılandırma sürecinde rol almak, üniversite idarelerinde görev alıp oy hakkına sahip olmak istediklerini anlattı.
''Güvenlik güçlerinin öğrencilere daha anlayışlı davranması gerektiğini belirttiler'' diyen Özcan, bunu emniyet güçleriyle koruyabileceklerini belirtti.
Öğrencilerin konsey başkanlığı konusunda adaletsiz bir cinsiyet dağılımının olduğunu belirttiklerini anlatan Özcan, öğrencilerin hem bu konunun giderilmesi hem de öğrencilerin de rektörlük seçimlerinde oy kullanabilmeleri yönünde talepleri bulunduğunu kaydetti.
''BAŞARILI ÖĞRENCİYİ ÖDÜLLENDİRECEĞİZ''
YÖK olarak yapmak istediklerine de değinen Özcan, sık sık üniversiteleri ziyaret ettiklerini, bundan sonra öğrenci temsilcileriyle de mutlaka görüşeceklerini ifade etti.
Üniversitelerde özgür alanlar konusunu yeniden ele alacaklarını belirten Özcan, ''Üniversitelerde öğrencilerin fikirlerini serbestçe açıklayabilecekleri alanlar yaratmak istiyoruz'' dedi.
Üniversitelerde bundan böyle ''arama konferansları'' düzenlemek azminde olduklarını bildiren Özcan, ''Üniversite güvenliği için rektörün izni haricinde sivil, üniformalı polisin görev yapmaması konusunda bir irademiz var. Ancak rektörün davetiyle güvenlik güçlerinin üniversite kampüsüne girmesini öngörüyoruz'' diye konuştu.
Özcan, öğrenci Disiplin Yönetmeliği'ni ile üniversitelerdeki dernek ve kulüplerin daha verimli çalışmaları için mevzuatı gözden geçireceklerini söyledi.
Öğrenci akademisyen ilişkilerinde yeni bir çalışma yapacaklarını belirten Özcan, ''Mesela akademik kafeterya gibi bir tabelanın üniversitelerde olmamasını arzu ederiz. Yemek sürecinde, öğretim üyeleriyle öğrencilerin bir salonda yemek yemesi, bizim için önemlidir. Böyle ortamlarda daha samimi konuşmalar olabiliyor. Sorunlar daha kolayca çözümlenebiliyor'' dedi.
Bu sene mezun olacak öğrencilerinden çok başarılı olanları çeşitli yollarla ödüllendirmeyi amaçladıklarını, bu konuda çalışmaların sürdüğünü dile getiren YÖK Başkanı Özcan, şunları söyledi:
''Çok başarılı görülen öğrencilere YÖK tarafından bir ödül verilmesi önerilmektedir. Bunu hem öğrenciler hem öğretim üyeleri için düşünüyoruz. Çok başarılı olan öğrenciler var. Müstesna başarılar gösteren insanlar bunlar. O öğrencilere YÖK tarafından bir ödül verilecek. Mezuniyet sonrası öğrencilerin özellikle iş bulmalarına yardım etmek üzere yapılacak bazı çalışmalar olabilir. Mesela her üniversitenin mezun ettiği öğrencileri takip etmelerini sağlayabiliriz. Mezun dernekleri vasıtasıyla bunlar yapılabilir. Daha önce mezun olanların yeni mezun olacaklara yol göstermesi olarak da siz bunu yorumlayabilirsiniz. Yararlı bir çalışma olur. Dünyanın başka ülkelerinde gayet iyi bir şekilde çalışıyor.''
''DÜNYA GENÇLİK ZİRVESİ'' DÜZENLEYECEĞİZ
''Dünya Gençlik Zirvesi'' düzenlemeyi planladıklarını ve bu konudaki çalışmalara başladıklarını vurgulayan Özcan, 23 Nisanda çocuklarla yönelik yapılan bu tür çalışmaları gençlere yönelik olarak da yapmayı planladıklarını söyledi.
Özcan, ''Dünyanın çeşitli ülkelerinden 500 kadar yabancı öğrenciyi buraya çağırıp ülkemizi ve üniversitelerimizi tanıtmak adına bunu yapacağız. Bu dünya barışı için de çok önemli bir husus olacak. 19 Mayısa yakın bir tarihte, eğer 19 Mayısta yapabilirsek o tarihte, ama yapamazsak ona yakın bir tarihte yapılmasının uygun olacağını düşünüyoruz'' diye konuştu.
YÖK Başkanı Özcan, üniversitelerin tanıtımı konusunda da çalışmalar yapacaklarını yurt dışında yükseköğretimle ilgili fuarlara tüm üniversitelerin katılmalarını sağlamayı amaçladıklarını da kaydetti.
GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ KONSEYİ BAŞKANI KAYHAN: "BU SORUNLARA İLİŞKİN HİÇBİR ÖNERİ ALAMADIK. NE YÖK BAŞKANI'NDAN NE DE BU ARKADAŞLARDAN ALABİLDİK"
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın öğrenci temsilcileriyle yaptığı toplantıya katılan bazı öğrenci temsilcileri, dile getirdikleri sorunların ciddiye alınmadığı gerekçesiyle tepki gösterdi.
Galatasaray Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Selim Kayhan, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, söyleyeceklerinin sadece kendi fikri olmadığını belirtti.
Kayhan, şöyle konuştu:
''Biz bugün Türkiye'deki siyasi partilerin, kurumların, başta YÖK'ün öğrencilere bakış açısına inanmıyoruz. Biz bugün Ulusal Öğrenci Konseyinin bizi temsil ettiğine de inanmıyoruz. Türkiye'de bir öğrenci sorunu vardır. Öğrencilerin sadece yurt, barınma sorunu değil, bu sorunları çözme mekanizmalarına girme sıkıntıları vardır.''
Bugün katıldıkları toplantının samimi bir toplantı olacağını düşündüklerini ifade eden Kayhan, şöyle devam etti:
''Bunun için geldik. Bizim bugün ifade ettiğimiz sorunlar ilk kez söylediğimiz sorunlar değildi. Ama bu sorunlara ilişkin hiçbir öneri alamadık biz bugün. Ne YÖK Başkanı'ndan ne de bu arkadaşlardan alabildik. Bizim gördüğümüz şey, şubat, mart ayında başka bir toplantı yapılır ve o toplantıda cevaplar verilir oldu. Biz süreçlerinin uzatılmasına karşıyız. Biz artık Türkiye'de kurumların öğrencilerin sorunlarını ciddi almasını istiyoruz.''
Toplantıda kendilerinin marjinal grup olarak algılandıklarını ileri sürerek, öğrencilerin sorunlarının hiçbir zaman marjinal olarak adlandırılamayacağını ve ellerinin tersiyle itilemeyeceğini söyleyen Kayhan, Yıldız Teknik, İstanbul Teknik, Yeditepe, 9 Eylül üniversitelerinin de kendisine destek verdiğini bildirdi.
''MARJİNAL GRUPLARIN SORUNLARINI DİLE GETİRDİLER''
Ulusal Öğrenci Konseyi Başkanı Sinan Kartal ise Kayhan'ın yaptığı açıklamaya tepki göstererek, ''Bizi yıllardır YÖK ile çatışma halinde gösteren, devletle çatışma halinde gösteren zihniyeti aramıza almayacağız. Bazı marjinal grupların sözcüsü olmayacağız. Resmi bir şekilde tüm Türkiye'yi temsil eden bizleriz. Farklı düşüncelere saygılıyız, ama bunu bazı marjinal grup için yapan arkadaşlarımızın da doğru yapmadığını düşünüyoruz'' dedi.
Ulusal Öğrenci Konseyi hakkında bilgi veren Kartal, 154 üniversitede öğrenci konseylerinin mevcut olduğunu ve bu öğrencileri temsil ettiklerini belirtti.
Konsey içinde hayat felsefeleri, siyasi görüşleri farklı olan arkadaşlar olduğunu ifade eden Kartal, şöyle dedi:
''Biraz önce bazı arkadaşlar açıklama yaptı. Lakin içlerinde öğrenci konseyi başkanı olmayan, eski dönem konsey başkanı olanlar var. Ama bizim bu arkadaşlar tecrübelidir, fikirlerini aktarsınlar diye buraya girmelerini sağlarken, bunu bu toplantıyı içeride de bir çatışma ortamına sürüklemek, gençleri kutuplaştırmaya çalışmak, bizleri son derece üzmüştür. Açıklama yapan bazı arkadaşlar dışarıda olaylara sebep olan, bazı üniversitelerimizde geçmişte olaylar yapan illegal örgütlere üyedir. Aynı zamanda marjinal grupların sözcüleri haline gelmişlerdir. İçeride de bunu açıkça beyan etmişlerdir. Marjinal grupların sorunlarını dile getirdiler. Sayın Başkanımız da bunları bir bir yazdı.''
Türkiye'de üniversite öğrencisi olan herkese sahip çıktıklarını dile getiren Kartal, ''Biz açıklama yapılmasına karşı değiliz. Biz hangi sorunları dile getiriyoruz? Biz Türkiye'deki tüm üniversite öğrencilerinin sorunlarını dile getiriyoruz. O arkadaşlar ise dışarıda eylem yapan, bazı yerlerde yumurta ile protesto eden gençleri temsil ettiklerini ifade ediyorlar'' dedi.
Polisin müdahalesine karşı olduklarını bildiren Kartal, gençliğin polise verdiği tepkinin de doğru olmadığını söyledi.
Kartal, ''Gençler eylem yapabilir, yürüyüş yapabilir, ama bunun belli sınırları olmalı. Polis de orantısız güç kullanmamalı'' diye konuştu.
Kartal, toplantılardaki tek sınırlarının ''bölücülük'' olduğuna dikkati çekerek, ''Birinin bölücülüğü savunduğunu görürsek onlarla işimiz olmaz. Kırmızı çizgimiz nettir'' dedi.