Tarihler 1687 yılını gösterdiğinde ünlü matematikçi İngiliz Isaac Newton tarafından bulunan Yer çekimi, dünyanın kütle çekimine verilen isimdir. Dünya yüzeyinde ya da yakınlarındaki tüm nesneleri etkileyen ve onların yer çekimi ivmesine maruz kalmasını sağlayan güç yer çekimi olarak adlandırılır. Yüzyıllar boyunca farklı teorilerle kanıtlanmaya çalışılan ve en son 1687 yılında bulunan yer çekimini kim buldu, yer çekimi nasıl bulundu hep birlikte bir göz atalım.
Pek çoğumuzun henüz ilkokul dönemlerinde öğrenmeye başladığı gibi yer çekimini bulan kişi Isaac Newton'dur. Ancak birdenbire böyle bir buluş ortaya koymadığı için yer çekimine dair var olan diğer bilgilere de göz atmakta fayda var.
Tarih sahnesine ismini önemli adımlarla yazdıran kişilerin de ele aldığı yer çekimi kuvveti ilk defa M.Ö. 4.yy'da Aristo tarafından ele alındı. Ünlü Yunan filozof dünya üzerindeki hiçbir hareket ve etkinin sebepsiz olmayacağına inanıyordu. Örneğin toprak gibi ağırlığı bulunan her cismin aşağı doğru bir hareket içinde olmasının ya da ateş gibi hafif kabul edilenlerin yukarı hareket eğiliminde olması evrenin merkezine doğru gitme isteğinden kaynaklanıyordu.
Sonraki yıllarda Romalı bir mimar ve mühendis olan Vitruvius da yine yerçekimini Aristo gibi ağırlık olarak değil de maddenin doğasına bağladı. Sonraki dönemlerde Aristo, Galileo, Henry Cavendish gibi pek çok önemli isim de yer çekimi kuvveti üzerinde önemli teoriler sunmuştur. Ancak 1687 yılından Isaac Newton ters kare kuralı hipoteziyle yer çekimini bulan kişidir.
Pek çok kaynakta yer çekimini bulan kişinin Isaac Newton olduğu ve ağaçtan düşen bir elmayla bu keşfi yaptığı söylense de aslında durum bu kadar basit değildir. Keza yıllarca üzerinde derin araştırmalar yapan Newton bu konuda başta Aristo ve Galileo olmak üzere pek çok kişinin görüşlerini ele alarak işe başlamıştır.
Newton'un yer çekimini bulduğu döneme kadar yer çekimi diye bir olayın olduğu biliniyordu ancak kanıtlama kısmında hep bir sorun çıkıyordu. Peki, Newton'a göre yer çekimi nasıl bulundu, ispatını nasıl sağladı?
Newton yaptığı onlarca çalışma sonucunda dünya yüzeyinde bir çekim gücünün varlığını tespit etti. Ona göre cisimlerin kendi ağırlıkları birbirlerine göre bir çekim kuvveti doğuruyor ve bu çekim gücüne göre de cisim sapma yaşanmadan direkt yere düşüyor. Dolayısı ile iki cisim arasındaki çekim kuvveti mesafe arttıkça azalırken yakınlaştıkça artıyordu.
Elma düşme efsanesi de tam olarak burada devreye giriyor. Rivayete göre yer çekimi üzerine çalışmalar yapan Newton bir ağacın altında dinlenirken ağaçtan düşen elmaların sağa sola değil de direkt düz indiğini fark ediyor. İşte o anda yer ile cisim arasındaki orantıyı düşünen Newton yer çekimini kanıtlayacak teorisini bulmuş oluyor.