Üniversite tercihi öğrenciler kadar anne-babaları da ilgilendiren bir konu. Ancak uzmanlar bu önemli süreçte ailelerin mümkün olduğunca kararı çocuklarına bırakmasını öneriyorlar. Uzmanlar ailelerin her şeyden önce çocuklarının kararlarına ve tercihlerine saygılı olmaları gerektiğini belirterek "Bu kararın onların kararı olduğunu ve nasıl bir tercih yapacakları konusunda kendi görevleri olduğunun bilinci ile hareket etmelidirler" dedi. Kendisine ve kararlarına saygı duyulan çocuğun daha yüksek bir özgüven ile karar verme sürecini yöneteceğine dikkat çeken uzmanlar velilere şu önerilerde bulundu:
Yaş ve gelişim olarak çocuklarının geldiği nokta oldukça kritik öneme sahip olduğundan ailelerin gereksiz müdahaleden uzak durmaları gerekmektedir.
Ebeveynler gerektiğinde ve talep edildiğinde bilgi ve deneyimleri çerçevesinde aydınlatıcı olabilirler. Fakat bunu çocuklarının geleceklerine müdahale hakkı olarak görmemeleri gerekir.
Streslerini sağlıklı yönetemeyen aileler istem dışı olarak bu süreçte tepkisel olabilirler. Ebeveynler ne kadar çok tepkisel olurlarsa, çocuklarının sağlıklı karar vermelerini o kadar engellerler
Bir genç için yetişkinliğe adım atarken en büyük kaygı, sorumluluğunu alıp alamayacağıdır. Bu seçim onlara hangi oranda bırakılırsa, yaşama ilişkin sorumluluk alma potansiyelleri de o denli gelişecektir.
Çok basit bir yaklaşım ile anne babalar kendilerine "bu seçim çocuğumuzun kendi seçimi, sorumluluk ona ait" şeklinde telkinde bulunmalıdırlar.
UZMANLARDAN YARDIM ALIN
Tercih sürecinin bir de profesyonel kısmı olduğunu söyleyen uzmanlar: "Bu konuda hizmet sunan okul veya dışarıda rehberlik uzmanları günümüzde oldukça yaygın ve erişilebilir durumdadır. Çocukların bizzat kendilerinin bu hizmetlerden faydalanmaları, teknik ve içerik konusunda bilgi almalarının teşvik edilmesi hayati öneme sahiptir. Kişiye en uygun tercihin ne veya nelerin olduğu bu profesyonel yardım sonunda ortaya çıkarılmalıdır. Kişilik özellikleri, ilgiler, yetenekler ve mesleklere yönelik bilgi bu konuda incelenmesi gereken temel ögelerdir. Bu nedenle bu süreç hem çocuk hem de aile için bir mücadele süreci olacaktır. İnsan hayatının ergenlik sonrası gibi önemli kısmını etkileyecek bu karar verme sürecinde özellikle adaylar daha fazla mücadele edecek, aileler de bu konuda destekleyici olacaktır" uyarısında bulundu.
AİLELERE DÜŞEN GÖREVLER
Sınava hazırlık sürecinde ergenlik döneminin en zorlu dönemleri atlatılmış olsa bile çocukların ergenlik döneminin henüz bitmediğini hatırlatan uzmanlar "Ondan tipik yetişkin davranışları sergilemesini beklememek gerekiyor" diyerek ailelere şu önerilerde bulundu:
Birçok öğrenci üniversiteye girememe durumunda anne ve babalarının kendilerine yönelik sevgi ve güvenlerini kaybedeceklerini düşünmekte. Başarılı ya da başarısız her koşulda onların yanında olabileceğinizi onlara hissettirmelisiniz.
Toplumdaki sınıf atlama çabası, ekonomik kaygıları giderme yolu hep "iyi bir meslek" düşüncesini de beraberinde getirmektedir. İyi bir meslek hedefine ise iyi bir üniversite yoluyla ulaşma çabası bazen ailelerin çocuklarına kaldıramayacakları sorumluluk türleri yüklemelerine neden olmaktadır.
Anne babalarda çok sık gördüğümüz bir davranış türü de belki motivasyon amaçlı başvurulan ama asla motivasyon yaratmayan, çocuğunun başarısını yakın çevredeki diğer çocukların başarısı ile karşılaştırma eğilimidir. Çocuğunuzu sadece kendisi ile karşılaştırmalısınız. Yani önceki başarısı, önceki davranış biçimleriyle şimdiki durumunu karşılaştırmak daha olumlu sonuç verecektir.