Koro, Eski Yunan dininde Dionysos'un şenliklerinde, tanrının kölelerini simgelemekteydi. O dönemin insanları tanrının çevresinde sürekli Satyrler'in (satirler) var olduğunu düşünürdü. Bu Satirler doğanın yabancı güçlerini temsil ederlerdi ve ayrıca tek ayaklı olarak bilinirlerdi. Erken dönemde, korodaki oyuncular teke derileri (tragoi) giyerek sahneye çıkarlardı. En nihayetinde bu şekilde Tragedya türü, tragos'ların şarkılarından doğmuş oldu. Tiyatro sanatının en eski türü olan trajedinin tarihi Antik Yunanistan'da şarap tanrısı Dionysos adına düzenlenip kutlanan şenliklere kadar uzanmaktadır. Yunanistan'da ortaya çıkmış olup kronolojik olarak Antik Yunan, Antik Roma, Orta Çağ (pek etkili olamasa da), Rönesans ve 17. Yüzyıl Avrupası dönemlerinde var olmuştur. Seyircilere, hayatın zor ve hüzünlü yanlarını göstererek, acıma ve korku duyguları uyandırmak ister. Ahlak ve erdemi anlatmak en önemli amaçlar arasındadır.
Aslında trajedi; bir bakıma, bir kahramanın hüzünlü, kederli ve trajik sonunu anlatmayı hedefleyen bir drama dalıdır. Trajedi, insanların yaşamlarında başlarına gelen çok kötü olayları, talihsizlikleri ve olumsuzlukları ve felaketleri; heyecan, acı ve korku duyguları ile birlikte sahne üstünde seyirciye anlatmayı hedefleyen bir edebiyat ve tiyatro türüdür.
Trajedi eserlerindeki kahramanlar her zaman üst sınıftandır. Tragedya bu kişilerin hüzünlerini, kötü kaderlerini, kahramanlıklarını, facialarını ve zaaflarını sahneye döker. Olay tektir, ayrıca korkunç ve çirkin olaylar seyircinin önünde kesinlikle gösterilemez. Tragedya'da dil yüksek tabakaya hitap eder ve argoya yer verilmez. Ayrıca trajedilerde üç birlik kuralı bulunur. Yani; olayda birlik, zamanda birlik, yerde birlik. İlk trajedi temsilcileri ise Aiskhylos, Sophokles, Euripides'tir.
En ünlü bazı yazarları; Eski Yunan'da Aiskhylos, Eurupides, Sophokles; Fransa'da Corneille, Racine olan Tragedya'nın özellikleri şunlardır;