Türkçede söz sanatı olarak kullanılan ifadelerden bir tanesi karşıtlık yani tezattır. Duygu, düşünce ve durumların karşıtı cümle içerisinde geçirilecek kullanılır. Birçok ünlü şair yazılarında tezata başvurmuştur. Bunun en büyük sebebi tezatın söz sanatı olarak kullanılması ve cümleye anlam yüklemesinden dolayıdır. Tezat konusu öğrencilerin karşısına sınavlarda oldukça sık çıkmaktadır. Tezat zıt anlamlı kavramlarla karıştırılabilir. Bunun için konuyu daha iyi anlayabilmeniz için tezat ne demek ve örnekleri gibi konu başlıkları hazırladık.
Karşıtlık, karşı olma durumuna tezat denir. Edebiyatta tezat ise, birbirinin zıddı olan duygu, düşünce ve durumları; aralarında bir ilgi kurarak aynı cümlede, mısrada veya beyitte dile getirme sanatı olarak nitelendirilir. Edebiyatta tezat, tıbak, mutâbakat, tatbîk ve tekâfu isimleriyle de adlandırılmıştır.
Tezatın gerçekleşmesi için illa karşıt anlamların kullanılması gerekmez. Ayrıca karşıt anlamlı sözcükler olan her satırda da tezat sanatı olmayabilir. Tezat, şair veya yazarın bilinçli olarak kullandığı bir sanat olarak açıklayabiliriz ve genellikle eserin bütününe yayılır.
Aşk derdiyle hoşem elçek ilacımdan tabib
Kılma derman ki helâkim zehri dermanındadır - Fuzulî
Fuzuli bu beyitte, dert ile derman ve zehir ile ilaç diyerek bir karşıtlık ilişkisini dile getirmiştir. Yani aşk derdi çekerken kendisine doktorun derman vermemesini söylemiştir. Kendisine verilecek ilacın aslında zehir olduğunu ifade etmektedir. Bu karşıtlık durumları tezat sanatı olarak ifade edilmektedir.
"Ağlarım hatıra geldikçe gülüştüklerimiz."
Cemal Süreya'nın bu cümlesinde tezat sanatı vardır. Sevgilisiyle güldükleri anlarını hatırladıkça ağladığını ifade etmesi tezat sanatına verilen en güzel örneklerden biri diyebiliriz.
Tezat konusunu daha iyi kavrayabilmeniz için birkaç farklı örnekler hazırladık.
"Ben de gördüm güneşin doğarken battığını."
"Bir kız vardı yok gibi öyle güzel!"
"Kara gözlerinin beyaz feneri olayım."
Ben şairim o kamet-i mevzunu doğrusu
Sevmem desem de bil ki yalan söylerim sana – Nedim
Bu harabatta Sâbit olamam sultanım
Dil-i viranımı yapsan da yıkılsam gitsem – Sâbit
Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları - Necip Fazıl Kısakürek
Yağsın nesi varsa kâinatın
Yalnız şu derin sükût dinsin - Abdülhak Hâmid