Türkçede dil bilgisi ile ilgili düzenlemeler Türk Dil Kurumu tarafından yönetilmektedir. Bu nedenle noktalama işaretlerinin TDK'ye göre bazı kuralları bulunmaktadır. Bu noktalama işaretlerinin ayrıca cümle içerisinde kullanıldığı özel yerler de bulunmaktadır. Tüm bunlar sayesinde cümle kurarken vurgulanmak istenen duygu ve düşünceler anlamlı bir şekilde belirtilmiş olunur.
Noktalama İşaretleri Nerelerde Kullanılır?
Türkçede noktalama işaretleri kuralları önemli bir yer tutmaktadır. Bunun nedeni cümle kurarken duygu ve düşünceleri iyi ifade etmek için kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Ayrıca her noktalama işaretinin kullanıldığı farklı yerler bulunmaktadır. Bazen aynı yer için iki farklı noktalama işareti kullanılabilir fakat genellikle farklı yerlerde kullanılırlar. Noktalama işaretleri örnek cümleler ile birlikte aşağıda verilmiştir:
Nokta
- Cümlenin sonuna konur: Saatler geçtikçe yollara daha mahzun bir ıssızlık çöküyordu.
- Bazı kısaltmaların sonuna konur: Alb. (albay), İng. (İngilizce), Yrd. Doç. (yardımcı doçent), Prof. (profesör), Cad. (cadde), Sok. (sokak)
- Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur: 3. (üçüncü), 15. (on beşinci); II. Mehmet, XIV. Louis
- Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya çizgiyle ayrılan rakamlardan yalnızca sonuncu rakamdan sonra nokta konur: 3, 4 ve 7. maddeler; XII – XIV. yüzyıllar arasında vb.
- Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 29.5.1453, 29.X.1923 vb.
- Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: Tren 09.15'te kalktı. Toplantı 13.00'te başladı.
- Matematikte çarpma işareti yerine kullanılır: 4.5=20, 12.6=72 vb.
Virgül
- Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur: Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller
- Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur: Umduk, bekledik, düşündük.
- Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur: Saniye Hanımefendi, merdivenlerde oğlunun ayak seslerini duyar duymaz, hasretlisini karşılamaya atılan bir genç kadın gibi koltuğundan fırlamış ve ona kapıyı kendi eliyle açmaya gelmişti.
- Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur: Zemin bu kadar koyu bir kırmızıya dönüşünce, bir an için de olsa, belirginliğini yitiriverdi sivilceleri.
- Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur: Şimdi, efendiler, müsaade buyurursanız, size bir sual sorayım.
- Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur: Akşam, yine akşam, yine akşam, Göllerde bu dem bir kamış olsam!
İki Nokta
- Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur: Millî Edebiyat akımının temsilcilerinden bir kısmını sıralayalım: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul, Ali Canip Yöntem.
- Kendisiyle ilgili açıklama verilecek cümlenin sonuna konur: Bu kararın istinat ettiği en kuvvetli muhakeme ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır.
- Edebî eserlerde konuşma bölümünden önceki ifadenin sonuna konur:
– Buğdayla arpadan başka ne biter bu topraklarda?
Ziraatçı sayar:
– Yulaf, pancar, zerzevat, tütün…
Üç Nokta
- Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur: Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve herkes tarafından görülüveriyordu da bu yanı…
- Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen kelime ve bölümlerin yerine konur: Kılavuzu karga olanın burnu b…tan çıkmaz.
Soru İşareti
- Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur: e zaman tükenecek bu yollar, arabacı?
- Soru bildiren ancak soru eki veya sözü içermeyen cümlelerin sonuna konur: Adınız?
- Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar için kullanılır: Yunus Emre (1240 ?-1320), (Doğum yeri: ?) vb.
Ünlem İşareti
- Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarelerin sonuna konur: Hava ne kadar da sıcak! Aşk olsun! Ne kadar akıllı adamlar var! Vah vah!
- Seslenme, hitap ve uyarı sözlerinden sonra konur: Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!
Kısa Çizgi
- Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna konur.
- Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara cümlelerin başına ve sonuna konur, bitişik yazılır: Küçük bir sürü -dört inekle birkaç koyun- köye giren geniş yolun ağzında durmuştu.
- Kelimelerin kökleri, gövdeleri ve eklerini birbirinden ayırmak için kullanılır: al-ış, dur-ak, gör-gü-süz-lük vb.
Uzun Çizgi
- Yazıda satır başına alınan konuşmaları göstermek için kullanılır. Buna konuşma çizgisi de denir:
Frankfurt'a gelene herkesin sorduğu şunlardır:
— Eski şehri gezdin mi?
— Rothschild'in evine gittin mi?
— Goethe'nin evini gezdin mi?
Eğik Çizgi
- Dizeler yan yana yazıldığında aralarına konur: Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak / Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak / O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak / O benimdir, o benim milletimindir ancak. (Mehmet Akif Ersoy)
- Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasına ve semt ile şehir arasına konur: Altay Sokağı No.: 21/6 Kurtuluş / ANKARA
- Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur: 18/11/1969, 15/IX/1994 vb.
Tırnak İşareti
- Tırnak içindeki alıntının sonunda bulunan işaret (nokta, soru işareti, ünlem işareti vb.) tırnak içinde kalır: "İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!" diyorlar. (Yahya Kemal Beyatlı)
- Özel olarak vurgulanmak istenen sözler tırnak içine alınır: Yeni bir "barış taarruzu" başladı.
Yay Ayraç
- Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan ek bilgiler için kullanılır. Yay ayraç içinde bulunan ve yargı bildiren anlatımların sonuna uygun noktalama işareti konur: Anadolu kentlerini, köylerini (Köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.
- Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır: Yunus Emre'nin (1240?-1320)
- Tiyatro eserlerinde ve senaryolarda konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır: İhtiyar – (Yavaş yavaş Kaymakam'a yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi? Allah rızası için bana da anlatın…
- Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için kullanılır: Cihanın tarihi, vatanı uğrunda senin kadar uğraşan, kanını döken bir millet daha gösteremez. Senin kadar kimse kendi vatanına sahip olmaya hak kazanmamıştır. Bu vatan ya senindir ya kimsenin. (Ahmet Hikmet Müftüoğlu)