Sezai Karakoç lise zamanlarından itibaren Felsefeye derin bir ilgi duymaya başladı ve bu yönde çalışmalara başladı. Daha sonra üniversite eğitim için İstanbul'a geldi ve sonrasında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne girdi. Burada Necip Fazıl ile tanıştı ve Kısakürek ile tanıştıktan sonra edebiyat hayatına yoğunlaştı. Bunlar, kendisini adı silinemez edebiyatçılarımızdan yapma yolunda attığı ilk adımlardı.
Sezai Karakoç, 1933 yılında Diyarbakır ilinin Ergani ilçesinde doğmuştur. Kendisi Türk Edebiyatı ve siyasetine verdiği iyi hizmetler ile tanınan iyi bir yazardır ve siyasetçidir. Kendisinin çok sayıda eseri ve şiiri vardır. 16 Kasım 2021 yılında 88 yaşında hayata gözlerini yummuştur. Şair Fransızca ve Türkçe'yi çok iyi biliyordu.
Yaşadığı süre boyunca Türkiye Cumhurbaşkanlığı Kültür Ve Sanat Büyük Ödülleri ile Sanat Büyük Ödülleri'ni almaya hak kazanmıştır.
Sezai Karakoç'un mistik bir üslup ve tema ile kaleme aldığı şiirleri aşağıdaki gibidir.
Sezai Karakoç Diyarbakır'da 1933 yılında dünyaya geldi. Burada ilkokulu tamamladıktan sonra 1944 senesinde Maraş'a Ortaokul için gitti. Lise eğitimini de Gaziantep'te tamamlayan Sezai Karakoç, lise döneminden itibaren hep felsefeye ilgi duydu. Kısa bir süre İstanbul'a gittikten sonra Ankara'ya Ankara Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi'nde okumak için gitti. Burada şair Necip Fazıl Kısakürek ile tanıştıktan sonra rotasını Edebiyat alanına çevirdi ve yoğun bir üretim süreci, Sezai Bey için başlamış oldu.
Kendisi 1950 senesinde Büyük Doğu'nun sanat ve edebiyat sayfalarından sorumlu olarak yönetim görevini üslendi. 1955'te de üniversiteyi bitirerek Maliye bölümünden mezun olmuş oldu. Sonra iş hayatına başlayarak Maliye bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümünde 1955 senesinde işe girdi. Burada hızla yükselerek 1 sene içinde maliye müfettiş yardımcısı oldu. 1959'da gelirler kontrolörü olarak İstanbul'a ataması gerçekleşti ve görevleri gereği ülkemizin hemen her yanını gezdi.
1950 yılında ilk eserleri Büyük Doğu'da yayınlanmıştır. 1963 yılından sonra da belirli aralıklarla Yeni İstanbul adlı gazetede "Karakoç" adı ile günlük yazılar yazdı. Daha sonra onu Edebiyat alanında çok üst noktalara taşıyan, hala severek okunan o efsane şiiri "Mona Rosa"yı yayınladı. Babıali, Yeni İstanbul ve Yeni İstiklal'in yanı sıra Sabah gazetesinde de yazmış olan Karakoç 1 Temmuz – 31 Ağustos 1974 yılları arasında da Milli gazete'de "Sur "başlığı altında yazılar kaleme almıştır.
Daha sonra Karakoç, görevinden istifade ederek Ederek Edebiyat çalışmalarına yoğunlaşmıştır. 1990 yılında Diriliş Partisini kurdu ve Edebiyat ile ilgilenirken diğer yandan da siyasi çalışmalar yürüttü. Bu partinin yedi sene boyunca genel başkanlık görevini yürüttü. Diriliş Partisi daha sonra 1997 senesinde kapatıldı.
Sezai Karakoç, partinin kapatıldığı 1997 yılından sonra Diriliş Dergisi hariç hiçbir yere yazı yazmadı ve hazırlamadı. Kendisine yeni bir amaç olarak dünya savaşlarından yenik çıkmış olan İslam dünyasının yeniden dirilişini edinen Karakoç, bu idealin yolunca hareket etti. Yazın yaşamı boyunca diriliş, onun anahtar kelimesi oldu. Bu tema etrafında zihinlerde bir bilinç yaratmayı amaçladı. O, İslam alemini ve Müslümanları bilinçlendirerek yeniden bir dirilişi hedefliyordu. En başta şiir, siyaset, düşünce olmak üzere kendisi dünya Müslümanlarının Uyanması arzusuyla bir hayatı yaşamış oldu.
Sezai Karakoç'un şiirleri yayın hayatı boyunca aşağıdaki mecralarda yayınlanmıştır.