Sadr ne demek diye soranlar için bu ifade, hem edebiyatta hem de tasavvufta karşınıza çıkabilecek bir kavramdır. Tasavvufta sadr nedir diyenler için bu, İslam'da ilahi bir nur anlamına gelir. Ek olarak, edebiyatta sadr ne anlama gelir sorusuna yanıt arayanlar vardır. Bu, nesirde cümlenin ilk kısmı, beyitte ise birinci mısranın ilk kısmıdır. Öte yandan, reddü'l-acüz ale's-sadr ne demek diye soranlar ve kelime anlamını bilmek isteyen kişiler vardır. Peki sadr nedir?
Edebiyatta ve tasavvufta bulunan sadr terimi, özellikle öğrenciler ve bu alanlara ilgi duyanlar için merak uyandırıcıdır. Sadr, edebiyatta anlaşılması oldukça basit bir kavramdır. Bu ifade, bir beyitin ilk mısrasının birinci kısmı ve nesirde ise ilk cümlenin birinci kısmı anlamına gelir. Sadr, başlangıç, baş ve yürek gibi anlamlara gelen bir ifadedir. Reddü'l-acüz ale's-sadr ise düz yazıdaki bir cümlenin veya şiirdeki beytin sonunda bulunan bir kelimeyi önceden tekrarlamaktır. Anlamı ise "sonu başa çevirmek" demektir. Acüz, şiirde son kısım demek iken, sadr ise nesirin ilk bölümü ve nazımda beytin başlangıç kısmıdır. Bu yüzden, arûz şiirdeki ilk mısranın son kelimesi, ibtidâ ikinci mısranın baş kelimesi, iki mısraya ait diğer kelimeler ise haşiv'dir.
Tasavvufta oldukça derin bir mânâya sahip olan sadr, kalbin yedi mertebesinden biridir. İlahi ışığın ve bilginin kaynağıdır. Kalpte meydana gelen değişimler onunla ilgilidir. Genişler, daralır ve bunun en önemli nedeni kişinin ahlakında meydana gelen değişimlerdir. Sadr, kalbe dış dünyanın izlerini yansıtır. Bunu yaparken, onun daralmasına neden olur. Genişliğini kaybetmesine neden olarak dünya işlerine kendini kaptırmasına neden olur. Sadr, bir bakıma nefs ve duyular anlamına da gelebilir. Genişliği ise ahlak seviyesinin yükselmesine bağlıdır.
