Rubai, Türk edebiyatına farklı bir coğrafyadan gelmiş olan, sonradan edebiyatımızla kaynaşan bir türdür. Divan edebiyatı nazım biçimlerinden rubai ne demek, özellikleri ve örnekleri neler? Konusunda araştırma yapıldığında bu bilgi ilk görülenler arasındadır. Peki ya rubai nedir? İçeriğimizde detaylı bir şekilde divan edebiyatı nazım biçimlerinden rubai ne demek, özellikleri ve örnekleri neler? Konusuna değindik.
Rubai bir edebiyat terimidir ve özel vezinlerle yazılan dört mısralı bir nazım biçimine denir. Bu nazım biçiminin kökeni İran edebiyatıdır. Türk edebiyatı buradan bu nazım biçimini almıştır.
Rubai "a a x a" kafiye düzenindedir, tıpkı iki beyitlik nazımlarda olduğu gibi. Bunun yanı sıra kıt'a gibi "x a x a" biçiminde de olabilir. Tüm mısraların da "a a a a" şeklinde birbiriyle uyumlu olduğu kafiyeli rubailere "rubâ'-i musarra" adı verilir.
Rubai, ahreb ile ahrem adı verilmiş olan iki grup vezin türü ile yazılmaktadır. Rubaiyi de nazım ve kıt'adan ayıran özelliği de net olarak budur. Rubai vezinlerinin sayısının 24'e kadar ulaşabildiği bilinmektedir. Bunlar arasından mefulü ile başlamakta olan 12 vezin kalıbına ahreb denir. Mefulün ile başlayan 12 vezin kalıbına ise ahrem denmektedir.
Rubainin başlıca özellikleri aşağıdaki gibidir:
Rubai Divan edebiyatı içerisinde dört dizeden meydana gelen koşuk veya dördül olarak tanımlanır. Edebiyat içerisinde önemli yeri olan bir nazım biçimidir. İran asıllı olan bu nazım sistemi Türk edebiyatına da İran coğrafyasından gelmiştir.