Rıfk sözlükte "yumuşak ve yararlı olmak; yardım etmek" anlamlarına gelmektedir. Terim olarak ise "iyi huyluluk, uyumlu, geçimli ve nazik olma, yumuşak davranma" anlamlarını taşımaktadır. Rıfk kökünden türeyen refîk isim olarak kullanılmaktadır. Bu da "yumuşak ve nazik davranan kişi, arkadaş, dost" anlamını taşımaktadır. Rıfk kelimesinin dini boyutu da vardır. Kur'ân-ı Kerîm'de refik olarak geçmesi ayrıca birçok hadiste yer alması bu terime olan ilgiyi arttırmıştır. Peki, dini terim olarak rıfk ne demektir? Şimdi incelemeye başlayalım.
Rıfk terimi İslami manada, "arkadaşlığına güvenilen kişi" şeklinde tanımlanmıştır. "iyi huyluluk, uyumlu, geçimli ve nazik olma, yumuşak davranma" gibi anlamları da vardır. Bazı ayetlerde rıfk insanlara karşı yumuşak davranmanın önemi şeklinde vurgulanmıştır. Hz. Peygamber, Hz. Âişe'nin kucağında son nefesini verirken "er-refîku'l-a'lâ" (yüce dost) diyerek Allah'a gitmekte olduğunu ifade etmiştir.
Kur'ân-ı Kerîm'de bir ayette refik kelimesi geçmektedir. Bu ayetin geçtiği yer en-Nisâ 4/69 olarak bilinmektedir. Bu ayeti açıklayacak olursak, Hz. Peygamberin vefat ettiğinde onun yokluğuna nasıl dayanacaklarını düşünüp kederlenen bazı sahabeleri teselli etmek üzere, Allah'a ve resulüne itaat edenlerin peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle beraber olacağını ve bunların ne güzel refik olduğunu bildirmektedir. Buradaki refik kelimesi "arkadaşlığına güvenilen kişi" anlamında kullanılmıştır.
Hadislerde rıfk kelimesi ve türevlerine yer verilmiştir:
Hz. Peygamber, "Allahım! Ümmetime rıfk ile muamele edene sen de rıfk ile muamele et" diye dua etmiştir (Müsned, VI, 62, 93, 257, 258, 260).
"Allah rıfk sahibidir ve her işi rıfk ile yapmayı sever" meâlindeki hadis (Buhârî, "İstitâbe", 4, "Edeb", 35; Müslim, "Selâm", 10)
Resûl-i Ekrem, "Rıfktan mahrum kalan kimse hayırdan da mahrum kalır" (Müsned, IV, 362, 366; Müslim, "Birr", 74-76; İbn Mâce, "Edeb", 9)
"Bir iş rıfk ile yapılırsa rıfk mutlaka o işi güzelleştirir" (Müsned, VI, 58, 112; Müslim, "Birr", 78; Ebû Dâvûd, "Cihâd", 1)
Bir rivayete göre, Hz. Peygamber ve ashabın yanına gelen bir grup yahudinin "esselâmü aleyküm" yerine "essâmü aleyküm" (ölüm sizin üzerinize olsun) demelerine öfkelenen Hz. Âişe'nin, "O dediğiniz sizin başınıza gelsin, Allah sizin belânızı versin!" şeklinde tepki göstermesi üzerine Resûlullah, "Yâ Âişe, sâkin ol, rıfk göster, sertlikten ve hakaretten sakın!" demiştir (Müsned, III, 199; Buhârî, "Edeb", 38; "Daʿavât", 63; Müslim, "Selâm", 10-11).
Allah Resulünün bahçesindeki ağaçlara sopayla vurulmaz hem de ağaç kesilmez. Zaruriyet olduğunda hayvanların beslenmesi için hafifçe silkelenerek dökülen yapraklar verilir. (Ebu Davud Hac,95/96 2039)