Orhan Veli ve Ahmet Haşim Türk şiirinin önemli temsilcileri arasında yer almaktadır. Bugün ikinci oturumu gerçekleştirilen YKS sınavında da Orhan Veli Ahmet Haşim tartışması sorusu, üniversite adayı öğrenciler için merak konusu oldu. İşte, ikili arasındaki görüş ayrılıklarının nedeni ve aralarındaki şiir anlayışı atışmasının kısa bir özeti...
ORHAN VELİ KANIK VE AHMET HAŞİM TARTIŞMASI
Cemil Yener, Orhan Veli'nin Haşim'i dikkatle okuduğunun şiirlerinden sezildiğini belirtir ve ona göre şair, Haşim'e kızgınlıkla karışık bir saygı duymaktadır58. Harold Bloom'un ifadesiyle de, "geciken şair" sıfatıyla Orhan Veli, "selef"i Ahmet Haşim'le Freud'un Ödip kompleksini açıklamak için başvurduğu baba-oğul ilişkisine benzer bir ilişki yaşamıştır. Öncelikle onun ve geleneğin etkisinde kaleme aldığı şiirlerde bir taklit evresi yaşamış, ancak bunun kendi kimliğinin oluşmasına izin vermeyeceğini düşünerek radikal bir eyleme girişmiş, "Garip" tarzı şiirlerin en çok anılan ismi olmuştur. Bu bağlamda Orhan Veli'nin kısmen düzyazılarına, bilhassa "Garip önsözü"ne ve genel olarak şiirine, hem tematik hem de dil ve üslup özellikleri bakımından Haşim'in şiiriyle hesaplaşmanın göstergesi olarak da bakılabilir.
Aslında Haşim'in şiiri de, kendinden önceki veya devrindeki şiirle bir hesaplaşmanın ürünüdür. Ziya Gökalp'ın "Gözlerimi kaparım vazifemi yaparım" veya "Ben yok biz varız" gibi mısralarından ve Fikret'in ve Âkif'in fikir öğesine öncelik veren ve bir hikâyeyi içeren kimi şiirlerinden sonra Haşim'in "ben"e, "kamer"e, "göl"lere, "akşam vakitleri"ne sığınması, şiirde hikâyeyi yok etmek istemesi, kısacası şiire gerçek kimliğini kazandırmayı amaçlaması boşuna değildir. Nitekim Orhan Veli, Haşim'in "kalıbı kıran" bir şair olduğunu kendisi de itiraf etmiştir59. Bu, bir bakıma Bloom'un ifadesiyle Haşim'in ruhunun Orhan Veli'yi bırakmadığının göstergesidir.