Nida diğer adıyla seslenme sanatı olarak bilinir. Eserlerde seslenme olarak kullanıldığı için nida olarak edebi sanatlara eklenmiştir. Nida sanatının olduğu bölümler şairin duygu yoğunluğunu yaşattığı bölümler olarak değerlendirilir. Bu bölümlerde şair anlatımı coşkulu anlatabilir ve sonu ünlem işareti ile biten seslendirme kelimeleri kullanabilir. Nida sanatı ne demek? Sorusunu aşağıdaki konu başlığında detaylı ele alacağız. Söz sanatlarından olan nida ile ilgili örnekleri de bulabilirsiniz.
Nida sanatı, şair duygu ve heyecanları eserinde coşkulu bir şekilde belli etmesi ve varlıkları göz önüne getirip değişik ünlemlerle ona seslenmesi demektir. Seslenme sanatı olarak da bilinir. Şiirde "ey" gibi ünlemlerle ifade edilir. Gerek divan şiirinde gerekse Cumhuriyet şiirinde çokça kullanılan bir sanat diyebiliriz. Bu arada sadece ünlem bildiren sözcüklerde değil ünlem işareti kullanmadan da nida sanatı yapılabilir. Şiddetli duyguları, heyecanları coşkun bir seslenişle ifade eden kelimelerdir.
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı değer - Mehmet Akif Ersoy – Safahat
Mehmet Akif Ersoy şehit düşerek toprak altında yatan askerlere "ey "şeklinde seslenmiş olup gökten ecdadın inerek o, pak alnı öpmesinin yerinde olacağını ve buna değeceğini ifade etmiştir.
Merhaba hoş geldin ey rûh-ı revanım merhaba
Ey şeker-leb dil-ber-i şirin-zebanım merhaba (Seyyid Nesimi)
Ey gurbet ey gurubu ufuklarda bitmeyen
Ömrün derinliğinde süren kaygı günleri! (Yahya Kemâl Beyatlı)
Ey unutuş! Kapat artık pencereni.
Çoktan derinliğe çekmiş deniz beni. (Ahmet Muhip Dranas)
Ey sürdüğü toprakta yatan babam, elveda
Ey alnının teriyle gül bitiren çoraktan.
Ey beyaz mintanımı her sabah yıkamaktan
Parmağının derisi kopan anam, elveda! (Kemal Çağlar)
Ey şehitler tepesi, andımız olsun
Bu gömülen şehitlerin üstüne
Seni elden bırakmayacağız, haşredek
Düşmedikçe birer birer, üstüne (Fazıl Hüsnü Dağlarca)