Çoğu sözcük dilimize Arapça ve Latince gibi dillerden geçiyor. Muamma sözcüğü de, Arapçadan Türkçeye geçen kelimelerden biri olarak biliniyor. Bu kelimenin sözlükte pek çok anlamı bulunuyor. Aynı zamanda muamma, divan edebiyatı döneminde sıklıkla kullanılan bir sanat olarak da biliniyor. Sizin için muamma kelimesi ve sanatı hakkında bilmeniz gerekenleri derledik. Konu ile ilgili detaylara yazımızın devamında.
Muamma, Arapça bir sözcük olarak biliniyor. Kelime anlamı; gizli, güç anlaşılır söz ve biçim olarak geçiyor. Terim anlamına bakıldığında ise, çeşitli harf ve kelime oyunlarıyla, Esma'ül Hüsna ve özel adların gizlenmesi ile oluşturulan manzum veya mensur bilmecelere deniliyor.
Muamma sanatı, divan şiirlerinde başta Esma'ül Hüsna yani Allah'ın doksan dokuz ismi olmak üzere, insan ismi olan manzum bilmeceler olarak biliniyor. Bu kelimeler aynı zamanda, gizli ve örtülü yol ile söyleniyor. Muamma alanında en çok eser veren şair ise Emri olarak biliniyor. Emri'nin bir diğer adı Edirneli Emrullah Çelebi'dir.
Muammanın düzenlenmesi amacıyla ebced hesabı kullanılıyor. Burada sorulan bir isim oluyor. Muamma söyleyen kişilere muamma-guy; muammayı çözen kişilere ise muamma-küşa deniliyor. Muamma sanatının çözümü genellikle ikinci mısrada yer alır. Bu sanat, Arap edebiyatından İran edebiyatına, onlardan ise Türk edebiyatın geçmiştir. Türk edebiyatında ilk muamma yazan kişi ise Ahmedi olarak biliniyor.
Divan edebiyatı döneminde muamma sanatına dair pek çok örnek bulunuyor. Bu örneklerden bazıları şu şekildedir:
Burada olumsuzluk ekleri "na" ve "bi" olduğu için cevap: Nabi'dir.
Ercüment Uçarı, erkek ve kadının üç harf yüzünden yasak olduğunu söylediğinde, burada kastettiği "aşk" sözcüğü olduğu için muamma sanatı yapmış oluyor.
Burada şair, eski alfabede yer alan ayın, şın ve kaf harflerini kullanarak örtülü bir şekilde "aşk" kelimesini anlatmıştır.