Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 28 Şubat döneminde mesleklerinden istifa eden ve etmek zorunda kalan eğitim çalışanları ile öğretmenlerin geri dönüşlerine ilişkin, 'Henüz bir şekilde göreve başlamamış, durumları netleşmemiş olan öğretmenlerimize ve eğitim çalışanlarımıza tekrar böyle bir hakları olduğunu hatırlatmak üzere böyle bir düzenleme yapıldı' dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nda eğitim muhabirleri ile bayramlaşan Bakan Nabi Avcı, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularına cevap verdi. 28 Şubat döneminde mesleklerinden ayrılmak zorunda kalan kamu görevlilerinin işlerine geri dönmeleri için yeniden yapılan düzenleme ile ilgili bilgi veren Bakan Nabi Avcı, '28 Şubat döneminde gerek disiplin kurulu gerek alelusul gerçekleştirilmiş yargı yoluyla mesleklerini icra edemeyecek duruma gelmiş pek çok kamu görevlisi söz konusuydu. Bunların bir bölümü bundan önce başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere değişik kamu kuruluşlarında kendilerine yapılan haksız uygulamaların ortadan kaldırılması bağlamında tekrar görevlerine başladılar. Mağduriyet dalgası için en fazla mağdur olan kesim Mili Eğitim camiası oldu. Bu çerçevede bin 80'ün üzerinde öğretmenimiz bundan önceki dönemde son 10 yıl içinde göreve başladılar. Henüz bir şekilde göreve başlamamış, durumları netleşmemiş olan öğretmenlerimize ve eğitim çalışanlarımıza tekrar böyle bir hakları olduğunu hatırlatmak üzere böyle bir düzenleme yapıldı' diye konuştu.
Bakan Avcı, 'O dönemde mağdur edilmiş olan, haksızlığa uğramış olan öğretmenlerimiz ve çalışanlarımız tekrar görevlerine başlayabilecekler. Kesin bir sayı veremiyoruz. Bugüne kadar bu çerçevede bin 800'ün üzerinde çalışanımız vardı, bir o kadar daha çıkacaktır' şeklinde konuştu.
'MESLEK LİSELERİNİ İKİNCİ SINIF EĞİTİM SEÇENEĞİ GİBİ GÖSTERMEKTEN VAZGEÇELİM'
Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 'Anadolu liselerine kayıt olmamış olan 574 bin öğrencinin tamamının zorunlu olarak başka okullara gönderileceği iddiaları yanlış. Meslek liselerini ikinci sınıf eğitim seçeneği gibi göstermekten vazgeçelim' dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nda düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularına cevap veren Bakan Nabi Avcı, kamuoyunda yanlış anlaşılmaya sebep olan açıkta kalan öğrenciler algısı ile ilgili olarak, 'Okul türlerinin azaltılmasını ilişkin çalışmalar 2010 yılında bu güne kadar süren çalışma. Bunun neticesinde düz lise olarak adlandırılan okullar Anadolu liselerine veya meslek liselerine dönüştürülmesi büyük ölçüde sonuçlandırıldı. Anadolu lisesi sınavlarında yeterli puanı alamadığı için değil, zaten tercihleri Anadolu lisesi dışında okullar için olan pek çok öğrencimiz için kontenjanlarımız var. Kamuoyunda şöyle bir algı uyandırılıyor, 'herkesin birinci önceliği Anadolu lisesi, ama bu birinci önceliğini kazanamayan öğrenciler zorunluluktan ötürü meslek liselerine veya imam hatip okullarına gidecekler' böyle bir şey yok. Bütün öğrencilerin birinci önceliği Anadolu liseleri değil. Zaten bizim son dönemde özellikle meslek liselerine yönelik yaptığımız düzenlemeler, meslek liselerine olan talebi ciddi oranda yukarıya çekti. Kamuoyunda asıl olan sadece Anadolu liseleriymiş, bunun dışındaki okullar ancak mecbur kalınınca gidilecekmiş gibi bir algı oluşturulması doğru değil. Halktan ciddi manada imam hatip lisesi talebi var. Kız meslek liseleri konusunda bazı aileler çocuklarını ancak böyle bir düzenleme için okula göndermeye razı olabiliyorlar. Açık lise çözümü de aynı şekilde. Özellik mevsimlik işçi olarak çalışan aileler için açık lise önemli bir imkan sunuyor. Başka türlü okullaştıramadığımız gençleri hiç değilse açık lise üzerinde okullaştırma imkanını bulduk. Özellikle ilçelerden il merkezlerine gelip düz liseden nakil olarak gelip il merkezlerinde kendilerine eş değer okullar bulamayacak öğrencilerimiz için illerimizde çok programlı lise sınıfları açıyoruz. Anadolu liselerine kayıt olmamış olan 574 bin öğrencinin tamamının zorunlu olarak başka okullara gönderileceği iddiaları yanlış. Meslek liselerini ikinci sınıf eğitim seçeneği gibi göstermekten vazgeçelim' ifadelerini kullandı.
'SBS'NİN YERİNE YENİ BİR SINAV SİSTEMİ İCAT ETMİYORUZ'
SBS'nın kaldırılması ve yerine yeni bir sınav sistemi getirilmesi konusunda sorulara da cevap veren Nabi Avcı, 'Daha önceden de açıkladığımız gibi SBS'nin yerine öğrencilerin önümüzdeki 4 yılı etkileyecek tek bir sınav koymama kararlılığımız sürüyor. Yeni bir sınav icat etmiyoruz. Öğrencilerin yıl içinde zaten girdikleri yazılı sınavlardan bazılarını daha denetimli yaparak notların daha güvenilir olmasını ve bunların da liseye geçişlerde kullanılmasını sağlamak istiyoruz. SBS'nin yerine yeni bir sınav ya da sınavlar icat etmiyoruz. SBS'nin yerine yeni bir sınav ya da sınavlar icat etmiyoruz. Zaten okullarda belli derslerde yapılan yıl içi yazılı sınavların bazılarını Milli Eğitim Bakanlığı'nın gözetiminde ve denetiminde yapmayı planlıyoruz' diye konuştu.
'DERSHANELERİ KAPATMAKTAN ZİYADE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ'
Bakan avcı, dershanelerin kapatılıp kapatılmayacağı konusundaki sorulara ise şöyle cevap verdi: 'Dershanelerle ilgili tartışmalar bugünün meselesi değil. Bu konu yıllardır kamuoyunun gündeminde olan bir konu. Başbakan'da 3 yıldır bunu açıkladı. Burada bir kapatmadan ziyade dönüştürmeden söz etmek doğru olur. Tek bir sınava yönelik test becerileri kazandıran kurumlar olmaktan çıkartılıp normal eğitim kurumları yani özel okullar olması için öteden beri yürütülen çalışmalar var. Bu kayıt olan öğrenciler 2014 Haziran ayına kadar devam edecekler. Dershanelere kayıt olmuş öğrencilerin büyük bir bölümü 2014 Haziran'ına kadar muhtemelen ücretlerini ödediler ve kurslarını sürdürüyorlar. Dershaneler konusunda bu dönüştürme programının gerçekleşmesi için yasal düzenleme gerekiyor. O ancak meclis açıldıktan sonra yapılabilir. Meclis açıldıktan sonra yapılabilecek yasal düzenlemenin uygulaması ancak 2014-2015 ders yılından itibaren geçerli olabilir. Sektörde çalışanların bize söyledikleri 'okula dönüşmek için süre ve imkan tanıyın' idi. Bu süre 3 yıldır devam ediyor. 1 yılda buradan sarkacak, 4 yıllık bir geçiş sürece fiilen tanınmış oldu. Zaten bazı köklü kuruluşlar dönüşmeye de başladılar. Onların bu konuda bir şikayetleri yok. Daha küçük dershaneler kendi aralarında birleşerek benzer bir dönüşümüm programını uygulayabilirler.'