Özer, Tüyap Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen "9. Science Expo Bursa Bilim Festivali"nin açılışında yaptığı konuşmada, okul öncesi eğitime erişimi artırmaya yönelik çalışmalara dikkati çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde bu yıl 3 bin yeni anaokulunu, 40 bin yeni ana sınıfını eğitim sistemine dahil ederek okul öncesi eğitimdeki okullaşma oranını OECD ortalamalarına yaklaştırmayı hedeflediklerini belirten Özer, "Bunda kararlıyız ve çok başarılı bir şekilde de süreç devam ediyor." ifadesini kullandı.
Bir ülkenin en kalıcı sermayesinin beşeri sermayesi olduğunu vurgulayan Özer, buna da eğitim müesseselerinin şekil verdiğini dile getirdi. Bazı kaynakların zamanla tükendiğini ancak beşeri sermayenin niteliği artırıldıkça o ülkenin sırtının yere gelmeyeceğini anlatan Özer, şöyle devam etti:
"Son 19-20 yılda eğitimde bu öneme binaen ciddi bir dönüşüm yaşandı. Okul öncesi eğitimden yüksek öğretime kadar eğitimin tüm kademelerinde vatandaşlarımızın çocuklarının eğitime erişiminin önündeki tüm engeller kaldırıldı. Okullaşma oranları her kademede OECD ortalamalarına yaklaştırıldığı gibi başörtüsü yasağından katsayı uygulamasına kadar bir toplumsal mühendislik olan eğitim politikalarının bu ülkeye ödetmiş olduğu maliyetlerin hepsi de rehabilite edilerek yeni açılımlarla yoluna devam etti. Yani son 20 yıl geçmişten kaynaklanan problemlerin çözüldüğü, çözülmesine ilave olarak vatandaşların, çocuklarının tüm eğitim kademelerinde eğitime çok rahat bir şekilde eriştiği bir dönem oldu. Onun için hakkı her zaman hak sahibine teslim etmemiz gerekiyor. Gerçekten çok büyük dönüşümün mimarı olan Sayın Cumhurbaşkanı'mıza eğitime vermiş olduğu bu önemden dolayı, her bütçede Milli Eğitim Bakanlığına en büyük payı verdiği için şahsım, tüm öğrencilerimiz, öğretmenlerimiz adına Bursa'dan şükranlarımı arz etmek istiyorum."
MİLLİ VE YERLİ ÜRETİM VURGUSU
Yola yeni açılımlarla devam edeceklerini aktaran Özer, "İşte bu tip bilim etkinlikleri, TEKNOFEST'ler, pazartesi günü Şanlıurfa'da yapacağımız robot yarışması, çocuklarımızı bir taraftan akademik becerilerini güçlendirerek yetiştirirken diğer taraftan teknolojik gelişmeleri sürekli takip eden ve inovatif yaklaşımlarla milli ve yerli üretimin inşa edicileri olarak yetiştirmek için Bakanlık olarak her türlü desteği vereceğiz." diye konuştu.
Özer, 2020'de Türkiye genelinde 183 olan Bilim ve Sanat Merkezlerinin sayısının 355'e çıkarıldığını belirtti. Türkiye'nin her noktasında yetenekli öğrencilerin bu merkezlere erişiminin önündeki tüm engelleri kaldırdıklarını dile getiren Özer, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çok rahat bir şekilde bilimle, sanatla bir araya gelerek Türkiye'nin geleceğinin inşasında sürekli kendilerini geliştirdikleri mekanlar olmaya başladı. Diğer önem verdiğimiz en önemli konulardan biri fikri mülkiyet ve sınai haklar konusu. Eğer siz katma değeri yüksek olan ürünler üretemezseniz, dünyayla rekabet edebilmeniz mümkün değil. Bunun yolu fikri mülkiyet ve sınai haklardan ve bunların ticarileşmesinden geçiyor. Yani siz, gençleriniz patentle, faydalı modelle, markayla, tasarımla, o kültürle, o ürünlerle yetişmemişse dünyayla rekabet edebilmeniz ve milli ve yerli bir üretim dili oluşturabilmeniz mümkün değil. Bakanlık olarak özellikle temel eğitim ve ortaöğretimde, Bilim ve Sanat Merkezlerinde fikri mülkiyet konularına büyük öncelik verdik. Eğitimin artık bu kademelerinde çocuklarımız fikri mülkiyetin ne olduğunu bilerek yetişiyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı yılda 2,9 ürünün tescilini alırken 3-4 yıl önce yani çok geçmişte değil, 2022 yılının ilk 5 ayında 7 bin 200 ürünün tescilini aldı. İşte biz bu kültürün içerisinde çocuklarımız yetiştirdiğimiz zaman geleceğe çok daha güvenli bir şekilde bakabiliriz."
Bakan Özer, yaşanan bu gelişmelerin Türkiye'deki değişen üretim dilinin habercileri olduğunu anlattı. Ülkede artık önceliği milli ve yerli olan yepyeni bir üretim dilinin ortaya çıkmaya başladığına işaret eden Özer, şunları kaydetti:
"Milli Eğitim Bakanlığı olarak da bu yeni dille bunu çok daha ivmelendirerek inşallah gelecekte çok daha güçlü bir Türkiye'yle karşılaşacağız. Zorlu dönemlerden geçiyoruz. Bu zorlu dönemler geçer, geriye alınan tavırlar kalır. Birlik, beraberlik içerisinde olduğumuz zaman bizi yıkacak hiçbir güç yok. İnşallah el birliği yaparak bu zorlu günlerden de geçeceğiz ve geleceğe güzel hikayeler bırakacağız. Bu ülke çok kıymetli bir ülke, bu coğrafya, çok önemli bir coğrafya."
Daha sonra Özer, beraberindeki protokol üyeleriyle festival alanındaki stantları gezdi. Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubunun (TOGG) standında bilgi alan Özer, kendisine hediye edilen TOGG şapkasıyla fotoğraf çektirdi.
Festival açılışına Bursa Valisi Yakup Canbolat ve bazı milletvekillerinin yanı sıra Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Şen, Adli Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyon Başkanı Ömer Gülmüş ile AK Parti İl Başkanı Davut Gürkan katıldı.